Urfalı Terzi Defilede Danışmanlık Yapacak
Medyadoktoru Yapım firması tarafından Ekim sonu düzenlenecek olan Sarayın Terzisi-Osmanlı projesine Urfalı terzi danışmanlık yapacak.
Osmanlı sarayında terziliği 6 kuşaktır sürdüren ailenin son temsilcisi 72 yaşındaki Sezai Karakapıcı, 60 yıl sürdürdüğü mesleğinde öğrendiklerini ve tecrübelerini yeni nesle aktaramadığı için çok üzgün olduğunu ifade ederek, "Bu değerli meslek, dede yadigarı tecrübe maalesef benimle son bulacak" dedi.
OSMANLININ SON TERZİSİ
6 kuşaktır terzilik yaptığını ve soylarının Fatih Sultan Mehmed dönemine dayandığını söyleyen Sezai Karakapıcı, ''Terzilik alanında sarayın güvenini kazanan bir aile olduk. Karakapıcı ailesinin yaklaşık 400 yıl önce öşür (vergi) toplamak için İstanbul'dan Şanlıurfa'ya yerleşti. Dedelerimiz Şanlıurfa'da topladıkları vergiyi saraya gönderiyordu. Sarayın en güvenilir ailesi bizdik. Dedelerimiz şanlı atalarımıza hizmet etme şerefinde bulunmuşlardır. Ben de kültürümüzün ana mimarı olan Osmanlı adına 'Sarayın Terzisi-Osmanlı' defilesi için bugüne kadar tecrübe edindiğim tüm bilgileri aktaracağım. Ben dikim olarak Osmanlı'nın giyim tarzını benimsemiş bir terziyim. Umarım bu projede, bir nebze de olsa atalarımıza hizmet etme ve bunları sergileme şansına sahip olurum.'' dedi.
OSMANLI TERZİSİNDEN SERT ELEŞTİRİ
Çocuk yaşlarda terzilik öğrendiği ustası ve babası İsmail Karakapıcı'ya Halep'te dönemin paşası tarafından hediye edilen makası kullandığını kaydeden Karakapıcı, Şanlıurfa'daki Gümrük Han'da baba dede yadigarı mesleğini zevkle sürdürmeye devam ettiğini aktardı.
Manto, pardösü, takım elbise, ceket, yelek dikimlerinde hala tarihi emanet makası kullandığını belirten 60 yıllık terzi Karakapıcı, şöyle devam etti: "En fazla bir haftada tek provayla kıyafet dikiyorum. Mesleği yapmama vesile olan atalarım Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman, Abdülhamid Han, Abdülmecid Han'a kıyafet dikme onuruna erişmiş. Ben de hemşerimiz olan moda tasarımcısı Faruk Saraç'ın babası Müslüm beye ve ailesi fertlerine çok sayıda kıyafetler diktim. İstanbul'a kıyafet konusundaki yenilikleri takip etmek için sık sık gelirim. Modayı takip etmeme rağmen bu dönemdeki hazır konfeksiyon ürünü giyim tarzını ve bu önemli mesleğin geldiği noktayı beğenmiyorum. Çünkü yeni kıyafetlerde emek değil, makinelerin seri üretimi söz konusu. Bazı meslektaşlarımın müşterilerine ve ustalarına karşı en büyük eksikleri saygılı olmamaları. Bizim zamanımızda çıraklar ustalarının gözüne terbiyeden dolayı bakamazlardı. Şimdiki moda tasarımcılarının çoğunda gerek etraflarına gerek işlerine gerekse müşterilerine saygı kalmamıştır." dedi
"SARAYIN SON TERZİSİ OLMAK HEM ÇOK ONURLU VERİCİ HEM DE ÇOK ÜZÜCÜ"
Babası İsmail Karakapıcı'nın yanında terzilik geleneğini sürdürmek için 12 yaşında çırak olarak işe başlayan Sezai Karakapıcı, kendisinden sonra aile fertlerinden kimsenin terzilik yapmayacağını ifade ederek, buna çok üzüldüğünü söyledi. Karakapıcı, "Bu değerli meslek maalesef benimle beraber son bulacak. Sarayın son terzisi olmak hem çok onur verici hem de çok üzücü. Çırak olarak başladığım ve 60 yıl sürdürdüğüm mesleğimde öğrendiklerimi, tecrübelerimi bizden sonraki nesile aktaramayacağım için çok üzgünüm. Maalesef yeni nesil, bu sabır ve güven gerektiren mesleği yapmaktan kaçıyor" şeklinde konuştu.
(Kaynak:Gazeteİpekyol)