Üvey Kızını Döverek Öldürmüş
Adana'da, "Ranzadan düşüp kafasını çarptı" denilerek götürüldüğü hastanede ölen 5 yaşındaki çocuğu üvey annesinin öldürdüğü ortaya çıktı.
Adana'da, 30 Haziran 2013 tarihinde "Ranzadan düşüp kafasını çarptı" denilerek götürüldüğü hastanede ölen 5 yaşındaki Güler Aydoğdu'nun vücudunda dayak izleri tespit edilince üvey annesi 31 yaşındaki F.Ö. 'cinayet' suçlamasıyla tutuklandı.
Hakkında 'çocuğu veya beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak kişiyi öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istenen F.Ö.'in yargılanmasına başlandı.
Merkez Seyhan İlçesi Yeşiloba Mahallesi'nde oturan ve at yetiştiriciliği yapan 29 yaşındaki Gıyasettin Aydoğdu'nun eşi Aycan Aydoğdu 2.5 yıl önce kanser hastalığından öldü. Kızı Güler ile yalnız kalan Aydoğdu, ailesinin de tavsiyesiyle, eşi trafik kazasında ölen bir çocuk annesi F.Ö. ile nikahsız olarak evlendi.
Çiftin, olaydan 6 ay önce bebekleri oldu. 30 Haziran 2013 günü, iddiaya göre, F.Ö., evde temizlik yapmak için bebeğini komşusuna bıraktı. Kendi kızı sokakta, üvey kızı da odada oynamaya başladı. F.Ö. iddiaya göre, banyoyu temizlerken açık olan kapıdan Güler'in sırt üstü düşerek kafasını ranzaya çarptığını gördü.
Koşup baygın haldeki Güler'in önce banyoda yüzünü yıkadı, kendine getiremeyince kucaklayıp sokakta bulduğu bir araçla hastaneye götürdü. Sağlık görevlileri, şuuru kapalı olan Güler'in kasıklarında, kollarında ve gövdesinde dayak izine benzer ekimozlar olduğunu görünce durumu polise bildirdi.
Kız çocuğu, müdahalelere karşın 3 gün sonra öldü. Vücudundaki ekimozlar üzerine üvey anne F.Ö. , 'cinayet şüphelisi' olarak tutuklandı.
DAVA AÇILDI
Küçük kızın ölümüyle ilgili soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı, üvey anne F.Ö. hakkında 'çocuğu veya beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak kişiyi öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açtı. 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına başlanan sanık F.Ö., suçlamayı kabul etmedi.
Olay günü eşinin dışarı çıktığını kendisinin de evde temizlik yaptığını belirten F.Ö., "Öz kızım komşumuzun çocuklarıyla ders yapıyordu. Bebeğimi de komşulara bırakmıştım. Üvey kızım Güler de evde oyun oynuyordu. Ben banyoyu temizlerken ranzadan düştüğünü ve başını ranzanın kenarına çarptığını gördüm. Bayılmıştı. Kendine gelsin diye yüzünü yıkadım. Ayılmayınca kucağıma alarak sokakta bulduğum otomobille hastaneye götürdüm. Banyodan çıkarken de ayağım kaydı, kucağımda Güler ile yere düştüm. Ben Güler'i hiç dövmedim. Suçlamayı kabul etmiyorum" dedi.
'ŞİKAYETÇİYİM'
Baba Gıyasettin Aydoğdu, nikahsız eşi sanıktan şikayetçi olduğunu söyledi. Olay tarihinden bir süre önce ameliyat geçirdiği için evde bulunduğunu belirten Aydoğdu, "Ziyaretime gelen misafirleri yolcu etmek için dışarı çıktım. Yarım saat sonra kızımın rahatsızlanıp hastaneye götürüldüğünü öğrendim. Eşinin kızıma kötü davrandığını, hem kendisinden hem de komşularımdan duymuştum. Evlenirken kızımı akrabalarıma verebileceğimi söyledim. Eşim de 'Bir yetim bende var. Bir de sende var. Ben 2'sine de bakarım' dedi. Sonra kızıma iyi davranmadığını öğrendim" diye konuştu.
Tanık olarak dinlenen Gıyasettin Aydoğdu'nun ablası 34 yaşındaki Çiğdem Aydoğdu da şunları söyledi:
"Çocuğun gerçek annesi hasta oldu için ben büyüttüm. Annesi öldükten sonra da ben baktım. Babası evlenince yanlarına gitti. Sonra çocuğun vücudunda morluklar oluşmaya başladı. Üvey annesine sorduğumda yemin ederek dövmediğini söylüyordu. ya 'Kapıya çarptı' ya da 'Merdivene çarptı' gibi şeyler söylüyordu. Çocuğu korkuttuğu için o da bir şey söylemiyordu."
BEYİN KANAMASI SONUCU ÖLMÜŞ
'Ölümün künt kafa travmasına bağlı beyin kanaması sonucu oluştuğu' bildirilen Adana Adli Tıp Kurumu'nun raporunda, küçük kızın dış muayenesinde ise kollarında, bacaklarında, gövdesinde ve kulak arkasında çok sayıda ekimozlar bulunduğu, sırtındaki ekimozun ısırık izi ile uyumlu olduğu, üst duvaklarında kanamalı sıyrık ve dişlerinde kırıklar olduğu bildirildi.
Sanığın avukatı da Adana Adli Tıp Kurumu'nun 'ölümün künt kafa travmasına bağlı beyin kanaması sonucu meydana geldiği' yöndeki raporun sanığın anlatımlarıyla uyumlu olduğunu belirterek tahliye talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluğunun devamına ve otopsiye katılan doktorların tanık olarak dinlenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.