MEB'in mezuniyet törenleri ve baloların okul dışında yapılmasını yasaklayan genelgesine tepki
Veli-Der İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Turgut Aydın, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) mezuniyet törenleri ve baloların okul dışında yapılmasını yasaklayan genelgesine tepki gösterdi. Aydın, genelgenin yasaklamalara giden adım olduğunu belirterek 'Bakanlık yasaklamalarla uğraşacağına çocuklarımızın çok daha acil, eğitimin çok daha önemli sorunları vardır. Bunlara eğilmelidir' dedi.
Haber: TENZİLE AŞÇI Kamera: ÖZGÜR ŞENGÜL
(İZMİR) - Veli-Der İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Turgut Aydın, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) mezuniyet törenleri ve baloların okul dışında yapılmasını yasaklayan genelgesine tepki gösterdi. Aydın, genelgenin yasaklamalara giden adım olduğunu belirterek "Bakanlık yasaklamalarla uğraşacağına çocuklarımızın çok daha acil, eğitimin çok daha önemli sorunları vardır. Bunlara eğilmelidir" dedi. 'Mali külfet' gerekçesini de eleştiren Aydın, " 'İtibardan tasarruf olmaz' diyenler öncelikle tasarrufu kendileri yapmalılar. Eğer kendi itibarlarını düşünüyorlarsa çocuklarımızın da itibarı var. Onları da düşünsünler. Kendi lüks ve şatafatlı yaşamlarından vazgeçsinler" diye konuştu.
2023-2024 eğitim öğretim yılının sona ermesine kısa bir süre kala MEB'in yayınladığı mezuniyet törenlerini kısıtlayan genelgeye yönelik tartışmalar sürüyor. Genelgede, mezuniyet etkinliklerinin MEB'in onayı olmadan gerçekleştirilemeyeceği, belirtilerek "Mezuniyet etkinlikleri okul dışındaki mekanlarda yapılamayacak. Etkinlikler, okulların uygun mekan ya da alanlarında düzenlenecek" ifadeleri yer almıştı.
Konuya ilişkin açıklama yapan Milli eğitim Bakanı Yusuf Tekin, ekonomik nedenleri gerekçe göstererek her ailenin aynı maddi olanaklara sahip olmadığını ve baloların maddi külfet gerektirmeksizin yapılmasını istediklerini ifade etmişti.
Genelgeyi değerlendiren Veli-Der İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Turgut Aydın, bunun sene sonu etkinliklerinin yasaklanmasına yönelik adım olduğunu söyledi.
"Çoğu zaten sene sonu etkinliklerini okullarında yapıyorlar"
Mevcut ekonomik koşullar nedeniyle bir süredir devlet okullarının sene sonu etkinliklerinin zaten okullarda yapıldığına dikkat çeken Aydın, şunları kaydetti:
"Okul dışında farklı lüks mekanlarda yıl sonu etkinliklerinin yapılması zaten belli bir elit kesim için geçerli. Toplumun büyük bir kesimi için bu geçerli değil. Kamu okullarında eğitim gören çocukların çoğu zaten bu tür sene sonu etkinliklerini okullarında yapıyorlar. Çünkü yaşanan ekonomik kriz nedeniyle aileler zaten yaşamlarını zar zor devam ettirmeye çalışıyorlar. Ben de bir öğretmen olarak işin içindeydim. Yıllardır devlet okullarında mezuniyetler, sene sonu etkinlikleri okullarda yapılıyor zaten."
"Etkinliklerin iptal edilmesinin önünü açan bir açıklamadır"
Milli eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan genelgede balolara ilişkin yer alan ifadelere dikkat çeken Aydın, İzmir Bornova Anadolu Lisesi örneğini verdi. Aydın, şöyle konuştu:
"Geçenlerde özel bir televizyon kanalında Milli Eğitim Bakanı'na 'Liselerde mezuniyet baloları yasaklandı mı' diye soruluyor. Kendisi de 'Niye yasaklayalım mezuniyet balolarını ki. Biz mezuniyet balolarını falan yasaklamadık. İlave maddi külfete neden olmasını istemiyoruz' yanıtını verdi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın gönderdiği genelde de şöyle bir ibare var… 'İl Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği 7. maddesinin 2. fıkrasında sıralanan etkinlikler arasında mezuniyet günü de yer almakla birlikte Bakanlığımıza bağlı eğitim kurumlarının bu minvalde faaliyetler gerçekleştirmesine yönelik bir zorunluluk bulunmamaktadır.' 'Zorunluluk bulunmamaktadır' dediğiniz zaman sene sonu etkinliklerinin iptal edilmesi yönünde il milli eğitim müdürlüklerine, mülki amirlere mesaj vermiş oluyorsunuz. Bunun bir örneği İzmir'de Bornova Anadolu Lisesi'nde yaşandı. Daha önce izin verilmiş olmasına karşın sonradan çeşitli gerekçelerle iptal edildi. Bu, bu sene değilse bile önümüzdeki sene bu tür etkinliklerin iptal edilmesinin önünü açan bir açıklamadır."
"Çocuklarımızın da itibarı var"
'Tamamen yasaklanmanın önünü açmakta mıdır' sorusuna da yanıt veren Aydın, sözlerine şu şekilde devam etti:
"Evet. Gerekçe olarak da masraflar veya yapılan harcamalar, velilere ekonomik külfet getirebileceği gösterilebiliyor. 'İtibardan tasarruf olmaz' diyenler öncelikle tasarrufu kendileri yapmalılar. Lüks ve şatafatlı yaşamlarından vazgeçsinler. Eğer kendi itibarlarını düşünüyorlarsa çocuklarımızın da itibarı var. Onları da düşünsünler. Kendi lüks ve şatafatlı yaşamlarından vazgeçsinler."
"Bakanlık yasaklamalarla uğraşacağına çocuklarımızın çok daha acil sorunları vardır"
Eğitimde bir süredir devam eden 'çocuk yoksulluğuna' dikkat çeken Aydın, şunları söyledi:
"Anayasanın 42. maddesine göre ilk ve ortaöğretim ücretsiz olması gerekirken devlet okullarında bir çocuğun eğitim maliyeti 4-5 bin liraya kadar çıkmaktadır. Asgari ücretle geçinmek zorunda olan bir aileyi düşünün. Bu ailenin iki ya da daha fazla çocuğu okuyorsa 17 bin 2 lira geliri olan bir aile bu çocukları nasıl okutacak? Okullarda beslenme sorunu yaşayan çocuklarımız var. Bu çocuklar sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenemedikleri için okulda baygınlık geçiriyor. Bu çocuklarımız sağlık sorunları yaşıyorlar. Kız çocukların yüzde 95'i erkek çocukların yüzde 67'si kansızlık, gelişimlerinde yavaşlama ya da durma gibi sağlık sorunları yaşıyorlar. Öncelikle siz lüks ve şatafatlı yaşamınızdan vazgeçin ve çocuklarımızın bu sorunlarını çözün. Okullarda kaldığı süre boyunca çocuklarımızın her türlü ihtiyacını ücretsiz olarak karşılamak zorundasınız. Bir öğün ücretsiz ve nitelikli yemek verilmelidir. Okullarda. Sağlıklı suya erişim sağlanmalıdır. Okulların yüzde 95'inde çeşme yok. Çeşme olmadığı için çocuklar kantinlerden su almak zorunda kalıyor. Özellikle dezavantajlı çocuklarımız kantinlerden su alamadığı in mataralarda getiriyor. O su bittiği zaman gidiyor tuvalet çeşmelerinden su kullanıyor. Çeşme olan okullarda da çeşmelerden nitelikli su akmıyor. Onun için bakanlık yasaklamalarla uğraşacağına çocuklarımızın çok daha acil eğitimin çok daha önemli sorunları vardır. Bunlara eğilmelidir.
"Bu yasakçı zihniyetlerle ülkemiz çok daha geriye gidecektir"
Bakanlık kendi ideolojik dünya görüşü doğrultusunda kararlar alarak halka dayatacağına laik, bilimsel, kamusal eğitime geçilmesini sağlamalıdır. Bu yasakçı zihniyetler ve çağ dışı müfredatlarla ülkemiz çok daha geriye gidecektir. Şu anda uygulamaya konulmaya çalışılan müfredat 2. Abdülhamit dönemindeki müfredatın, İran'da uygulanan müfredatın da gerisindedir. Ülke nereye götürülmek isteniyor? Burada yapılmak istenen… Bir rejim değişikliği yaşandı. Bu rejim değişikliğine uygun bir toplum profili oluşturulmak isteniyor. Bunun için de eğitim bir araç olarak kullanılıyor. Çocuklarımıza bunu yapmaya bakanlığın hakkı yok. Çocuklarımızın çağ ve bilim dışı eğitimle eğitilmesine biz izin vermeyeceğiz."