Vural: Bu Akrebin Milletimizi Zehirlemesine Yol Açan Kimlerdi
Mhp Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sağlık sorunları nedeniyle, MHP'de 19 yıl aradan sonra bir ilk yaşanarak grup toplantısında MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural konuştu.
Mhp Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sağlık sorunları nedeniyle, MHP'de 19 yıl aradan sonra bir ilk yaşanarak grup toplantısında MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural konuştu. Vural, "Bu iradenin kaybedildiği yer Habur'dur, Oslo'dur, 1 Ağustos 2009'da başlatılan açılım sürecidir, İmralı'dır, Dolmabahçe'dir. Oslo'da İmralı'da Dolmabahçe'de PKK'nın yol haritasını milletimize baldıran zehiri olarak içiren kimdi, bu akrebin milletimizi zehirlemesine yol açan kimlerdi?" dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Vural, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın HDP'li Leyla Zana ile görüşecek olmasını eleştirerek "Gelin sözünüzde durun terör örgütü uzantılarıyla görüşmeyin" dedi.
'BU AKREBİN MİLLETİMİZİ ZEHİRLEMESİNE YOL AÇAN KİMLERDİ?'
MHP'nin bu haftadaki grup toplantısına geçirdiği kalp ameliyatı nedeniyle Genel Başkan Devlet Bahçeli katılamadı. Grup toplantısında partililere MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural partililere seslendi. Oktay Vural, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 24 Ocak'ta Kayseri Ticaret Odası Onur Programındaki sözlerini okuyarak, "Keşke Sayın Cumhurbaşkanı 7 Haziran'a kadar 'ısrarla terör örgütünün gerçek yüzünü' görmeyenleri, 'terör örgütüne karşı kimin tavır koymadığını' da belirterek iğneyi kimlere batırmamız gerektiğini de açık yüreklilikle paylaşsaydı. Şüphesiz Sayın Cumhurbaşkanın çözüm ve açılım sürecinin maliyetinin geldiği bu safhayı değerlendirirken yeniden aynı gaflete, sözde açılım ve çözüm süreci bataklığına saplanmamamız gerektiği dersini de çıkarmış olduğunu düşünmek isteriz. Yabancı ülkelerin terörle mücadelemize yönelik desteklerinin olmamasından şikayet ederken, bu ülkeler iyi güzel de bu terör örgütü ile müzakere süreci başlatan, muhatap alan, güvenlik eksenli politikalar artık netice vermiyor, siyasi çözüm gerekir diyen sizler değil miydiniz derse ne denilecektir? Vatanımız hiçbir köşesi değildir. Muhtarlarımız değildir. Bu iradenin kaybedildiği yer Habur'dur, Oslo'dur, 1 Ağustos 2009'da başlatılan açılım sürecidir, İmralı'dır, Dolmabahçe'dir. Oslo'da İmralı'da Dolmabahçe'de PKK'nın yol haritasını milletimize baldıran zehiri olarak içiren kimdi, bu akrebin milletimizi zehirlemesine yol açan kimlerdi?" diye konuştu.
'HÜKÜMET TARAFINDA UTANMA, ARLANMA HİSSİ GÖRÜYOR MUSUNUZ?'
Çözüm sürecini anımsatarak eleştiren Oktay Vural şunları söyledi:
"Öcalan dediğiniz adam için bebek katili falan deniyor ama şunu da söylemek lazım... Öcalan'ın Nevruz'da uzattığı eli havada bırakırsak bunun vebali altında kalırız" diyerek teröristbaşını öven akileye akıl danışan ve bu İmralı'daki akrebe elini uzatan kimdi? 'PKK bir terör örgütü değildir... Öcalan'a terörist demek, denize 'göl' demek gibi bir şey..' diyerek PKK'yı aklayanlar kimin yandaş yazarı? 'Abdullah Öcalan'ın mesajları bizim de düşüncelerimiz' diyen yıkımdan sorumlu bakan kimin bakanıydı? Ancak, yaşananların 'kandırıldık' denilecek ve üstü örtülecek basit bir ihmalin sonucu olmadığı ortadadır. İyi ama bunca badirenin ve daha da önemlisi kahraman güvenlik güçlerimizin can kaybının bir sorumlusu olmalıdır. Siz şehit haberlerinin yürekleri dağladığı bu ortamda Hükümet tarafında bu utanma arlanma hissi görüyor musunuz? Ben görmüyorum. Siz, terörün sokaklarda cirit attığı, kimin nerede canlı bomba olarak kendisini patlatacağının bilinmediği bu kaosta hükümet üyelerinde bir mahcubiyet ve öz eleştiri görüyor musunuz? Ben görmüyorum. Siz, her rezaleti 'kandırılmış' olduklarına bağlayan vicdan tutulması dışında Allah ve millet huzurunda sorumluluklarını üslenip hesaba hazır olduğunu açıklayan bir ahlak adamı görüyor musunuz? Ben görmüyorum. Daha önce AKP'nin Genel Başkan Yardımcısı PKK'nın siyasi uzantılarının kongresinde PKK marşıyla ayağa kalkmıştı, önceki gün de PKK'nın siyasi uzantısı partinin kongresinde Ana Muhalefet partisinin Genel Başkan Yardımcısı PKK marşı eşliğinde saygı duruşunda bulunur vaziyettedir. PKK'nın siyasi uzantılarının kongrelerinde iktidarı, ana muhalefeti saygı duruşunda bulunmaktadırlar. AKP ile CHP arasında adeta bir bayrak yarışı vardır. Biri Kürt sorunu diyor diğeri de altta kalmıyor Kürt sorunundan bahsediyor. AKP güvenlikçi politikalarla çözülmez demişti, şimdi CHP bu bayrağı taşıyor. AKP yerel yönetimlere özerklik şartını dile getiriyor, CHP'de özerklik şartı ile ilgili çekince ve beyanları kaldıracağız diyor. İkisinde de milli kimlik, milli devlet hassasiyeti yok. Bütün bu süreçler hangi üst aklın eseridir diye sormamız gerekmez mi?"
'MÜMİN AYNI DELİKTEN İKİ DEFA SOKULMAZ'
Dün yapılan Bakanlar Kurulu Toplantısında hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş'un "Terörle mücadele parantezinin etkin bir sonuç alınarak kapatılmasını arzu ediyoruz. Silopi'de olumlu bir sonuç alınmıştır. Ama Silopi'de bu parantez kapandığına göre telafi ve restorasyon çalışmaları yapacağız" sözlerini anımsatan Vural şöyle dedi:
"Çözüm ve açılım sürecinin kirlettiği ilçelerimizde güvenlik güçlerimizin verdiği mücadele bir destandır. Her yerde devlet ve kanun hakimiyeti, sağlanmalıdır. Ancak terörle mücadeleyi bir aç parantez, kapa parantez olarak ele almak aymazlıktır. Terörle mücadele anlık değildir. Terörle mücadele PKK terör örgütü bertaraf edilinceye kadar devam etmeli ve alan hakimiyeti sağlanarak buralarda terörist unsurların bir daha yer almamasına yönelik tedbirler alınmalıdır. Önleyici bir terörle mücadelenin sürdürülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede bölge halkının tüm ihtiyaçlarını karşılayacak tedbirler, güvenlik şemsiyesi altında alınmalıdır. Peygamber efendimiz bir hadislerinde 'Mü'min aynı delikten iki defa sokulmaz, ısırılmaz.' Yani 'Müslüman ferasetli olmalı, uyanık olmalı, aynı tuzağa iki defa düşmemeli' diyerek hepimizi uyarıyor. Bu bakımdan terör örgütüyle mücadele yeni bir çözüm, müzakere süreciyle kamete uğratılıp bölücü terörün ve bölücülüğün çözüm olarak milletimizin tekrar dolaptan çıkarılıp önümüze konulmasına izin vermemek gerekir. Yani şunu diyoruz; Dolaba koyduğunuz çözümü, alınız tarihin çöp kutusuna atınız. Gerek ABD Başkan yardımcısının çözüm süreci hakkında söyledikleri, gerekse AB ilerleme raporunda çözüm sürecine yapılan atıflar kimi AKP sözcülerinin müzakere ve çözüm süreci hakkındaki ifadeleri, parantez için aldıkları terörle mücadeleden sonra yeni bir sürece verilme konusunda ip uçları vermektedir."
'SÖZÜNÜZDE DURUN TERÖR ÖRGÜTÜ UZANTILARIYLA GÖRÜŞMEYİN'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana ile görüşecek olmasını eleştiren Vural şöyle konuştu:
"Sayın Cumhurbaşkanı'nın 20 Ocak'ta 'terör örgütü, uzantıları ile asla görüşme olmaz' dedikten 2 gün sonra terör örgütünün siyasi uzantısı partinin tescillisi ve Türk milleti dememek için yemin etmeyen Leyla Zana'yı kabul edeceğini ifade etmesi çözüm sürecinin ısıtılma çabalarının bir yansıması olduğunu düşünüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Türk Milleti dememek için ısrarla yemin etmekten kaçınan birini Türk milletinin birliğini temsil eden bir makama çağırıp ne görüşeceksiniz. Buradan Sayın Cumhurbaşkanına sesleniyorum. Gelin bundan vaz geçin. Türk milletini red eden biz zihniyetin 16 Türk devletinin forsunun yer aldığı makamda işi olamaz. Gelin sözünüzde durun terör örgütü uzantılarıyla görüşmeyin."
'VATANSEVER TÜRK AYDINLARIN BİLDİRİSİNE SAHİP ÇIKIN'
Haklarında soruşturma başlatılan akademisyenleri kürsüden eleştiren Vural, 'sözde akademisyen'lere karşılık 2577 vatansever akademisyen ve 1178 STK temsilcisinin 'Vatansever Türk Aydınları' bildirisinin tüm gerçekleri ortaya koyduğunu ifade etti. Vural, "Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakana sesleniyorum. Sözde akademisyenlerin ihanet bildirisine koyduğunuz tepki kadar vatansever akademisyenler de desteğinizi ifade etmenizi bekliyoruz. Aziz milletimize bağlı aydınlara da sahip çıkınız. 1128 sözde aydının özde ihanet bildirisine karşılık 2577 vatansever Türk aydının bildirisine sahip çıkıyor musunuz? Destekliyor musunuz?" diye konuştu.
'PARLAMENTER SİSTEME BATAKLIK DİYENLER ÜLKEMİZİ ANTİDEMOKRATİK BİR BATAKLIĞA SÜRÜKLEMEK İSTEYENLERDİR'
Başkanlık sisteminin sürekli gündeme getirildiğini Cumhurbaşkanlığı baş danışmanının parlamenter sistemi 'bataklık' olarak nitelendirdiğini söyleyen Vural, şöyle devam etti: "Parlamenter sistemi bataklık olarak nitelendiren zat TBMM'ne ve millet iradesine adeta hakaret etmekte ve hakir görmektedir. Gazi meclisimiz milletimizin iradesinin tecelli ettiği yegane yerdir. Bu Gazi meclis kurtuluş savaşını yönetmiş ve Türkiye Cumhuriyeti devletini kurmuştur. Bu mücadeleyi sürdürenler dahi mecliste milletin vekillerine hesap verirken, şimdi Başkanlık adı altında olanların milletimize hesap verme sorumluluğundan kaçmak istemesi ibretliktir. Ülkemizi bataklığa sokacak otoriter, tek adamcı, oligarşik yapılara karşı milletimizin yegane kalesi Meclistir. Ne hazindir ki bataklık dedikleri bu sistem içinde AKP'nin eski Başbakanı Cumhurbaşkanı olmuştur. ve AKP 14 yıldır ülkemizi yönetmektedir. Parlamenter sisteme bataklık diyenler ülkemizi antidemokratik bir bataklığa sürüklemek isteyenlerdir. Sayın Cumhurbaşkanın Başkanlık sistemine karşı çıkanların milletten çekinenler olduğunu söylemesi de bir garabettir. TBMM milleti temsil etmiyor mu? Sizi Başbakan yapan, Cumhurbaşkanı yapan milli irade değil midir? Başkanlık sistemi olmadan milli irade olamaz mı? Milliyetçi Hareket Partisi, parlamenter demokrasi içinde milletimizin yönetime katılmasının ve yöneticilerinin milletimize karşı sorumlu olmasının milli bir demokrasiyi güçlendireceği inancındadır." - Ankara