'Weltschmerz' Sergisi 42 Maslak Art!Space'te
'Weltschmerz' başlıklı sergi, bünyesine katılan yeni sanatçı ve işlerle 42 Maslak Art!Space'te yeniden kurgulanıyor.
Pırıl Güleşçi Arıkonmaz'ın küratörlüğünü üstlendiği sergiye ismini veren 'Weltschmerz' dünyanın hem sosyal hem de fiziksel acımasızlığı karşısında bireyin hissettiği depresyon, yabancılaşma, sıkıntı ve acıyı anlatan bir kavram olarak algılanıyor. Sergi, 21 Nisan itibariyle '42 Maslak Art!Space'te ziyaretçilerini bekliyor.
Günlük yaşamın her anını sanatla çevreleyen ve sanatın hayattan aldığı ilhamla yaşamı zenginleştirmesini ifade eden "Artful Living" konsepti ile hayata geçen 42 Maslak, sanatseverleri 7/24 sanatla buluşturarak öncü bir görev üstleniyor. Sanatı sürekli hayatın odak noktasında tutarak Maslak'ın sadece ticaret hayatından ibaret olmadığını kanıtlıyor.
Weltschmerz, Dünya Kederi…
Weltschmerz*, dünyanın sosyal ve fiziksel acımasızlığı karşısında bireyin hissettiği sıkıntı, yabancılaşma, depresyon ve acıya dair bir kavram. Dünyanın idealleştirilmesi ve bu ideal karşısında hissedilen duygusal dalgalanma, Romantik Dönem'de kişiliklenen bir olgu. Sergi, dönemin bu bakış açısıyla, günümüz sanatçısının gerçeklik algısı arasındaki bir tür benzerliği vurguluyor.
Bugünün sanatının gerçeklik kavramını sürekli sarsıntıya uğratacak anlatım biçimleri ve üretim teknikleri seçmesi ile algılanan dünyanın reddedilmesi ya da değişime uğratılmak istenmesi arasında gözle görünür bir ilişki bulunmakta. Gerek küresel gerekse yerel ölçekte yaşanan sosyal değişimler, bireyde sürekli bir kaygı haline, donuklaşmaya ve mekanikleşmeye sebebiyet verirken, aynı zamanda gerçekliğin reddedilmesine de yol açıyor. Sanatın bu reddedişte, kimi zaman şizofrenik denebilecek düzeyde çarpıklıklardan oluşan bir algıya başvurduğu, kimi zaman ise sert ve katı bir biçimde eleştirel bir mekanizma oluşturmayı amaçladığı görülmektedir. Tasarlanan dünyanın hep gelecekte oluşu ve şuan var olanın kişinin evreniyle uyuşmamasına sanatçıların verdiği refleks, bu dünyanın temsilinden ziyade onun başkalaştırılması, parçalara ayrılıp sunulması ya da yeniden üretilmesi şeklinde gerçekleşiyor.
Dünyanın kendisine tahammül edemeyişimiz, bir tarafı öz yıkıma giden, diğer tarafı ise onu dönüştürmeye ve iyileştirmeye çıkan yollar yaratıyor. Bu noktada, ne türden bir üretim yöntemi seçerse seçsin, sanatçı olmanın kendisi, bize farklı yaşama modelleri ve bu anlamsızlık hissine karşı çeşitli duyumsama noktaları sunmayı başarabiliyor. Gündelik etkileşimin dışında, sanat üzerinden kurabildiğimiz bu özel iletişim, deneyimlediğimiz kaygı hallerinin benzerliklerini bize göstererek, onları kavramsallaştırmamıza ve tartışabilir kılmamıza olanak tanıyor.
*Alman yazar Jean Paul tarafından türetilen ve başka bir dile tam olarak çevirisi mümkün olmayan Weltschmerz, kelime karşılığı olarak "dünya kederi" anlamına geliyor. Romantik dönem şair ve yazarlarının melankolik ve pesimist yapıtlarıyla ilişkilendirilen terim, dünyanın gerçekliğinin yıkıcı doğası karşısında, aklın isteklerinin hep yetersiz kalmasından kaynaklanan varoluşsal acıyı ve anlamsızlık duygusunu ifade etmek için kullanılıyor.