Yabancıların gözünden Türkiye - "Japonya'ya gittiğimde Türkiye'ye dönmek istiyorum" (2)
Bir ay çalışmak üzere Japonya'dan Türkiye'ye 1990 yılında gelen ve 29 yıldır İstanbul'da yaşayan Deprem Uzmanı ve Yüksek Mimar Yoshinori Moriwaki, "Japonya'ya ziyarete gittiğimde bir hafta geçince artık Türkiye'ye dönmek istiyorum.
Bir ay çalışmak üzere Japonya'dan Türkiye'ye 1990 yılında gelen ve 29 yıldır İstanbul'da yaşayan Deprem Uzmanı ve Yüksek Mimar Yoshinori Moriwaki, "Japonya'ya ziyarete gittiğimde bir hafta geçince artık Türkiye'ye dönmek istiyorum. İlk dönemler gittiğimde bana 'Sen yarı Türksün' diyorlardı. Şimdi bana 'Artık sen tam Türksün' diyorlar." dedi.
Moriwaki, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'ye ilk olarak 1990 yılında Beşiktaş'taki bir otelin inşaatı için geldiğini, işlerin uzaması üzerine bir yıl daha kaldığını anlatarak, "Bu süreç daha da uzadı. Bir baktım ki 29 yıl dolmuş. Türkiye'nin Orta Doğu'ya ve Asya'ya yakın Müslüman bir ülke olduğunu biliyordum ama yanlış bilgiler de vardı tabi. Mesela gelmeden önce, burada kum ve deve var sanıyordum. Tabi, Türkiye 28-29 yıl önce bu kadar gelişmiş değildi. Atatürk Havalimanı'ndan geldiğimde, Japonya'nın 20 yıl önceki halini gördüm İstanbul'da." ifadelerini kullandı.
Japonya'daki aynı şirketten o dönemde 15 kişinin daha gelerek İstanbul'da çalıştığını ifade eden Moriwaki, "Ancak onlar 'Ben döneceğim' diyordu. Ben ise rahattım. Çünkü Türkiye çok rahat. Benim için doğa olsun, insan olsun çok güzel. İnsanlar çok samimi. Mesela İngiltere'ye ya da Almanya'ya gidiyorum orada soğuklukla karşılaşıyorum ancak Türkiye'deki insanlar çok sıcakkanlı." diye konuştu.
Türk yemeklerini sevdiğini ve bazılarını yapmayı denediğini kaydeden Moriwaki, şunları söyledi:
"Konya'nın etli ekmeğini çok seviyorum. Bazı yemekler yağlı ve tuzlu ama geneli çok güzel. O yüzden sizde erkeklerde 30 yaştan sonra göbek çıkıyor. Bizim Japonlar normalde balık yer. Her tür balık var. Sabah kahvaltıda balık ızgara yiyoruz. Türk yemeklerinden evde yaprak sarma denedim. Ama baş parmağı büyüklüğünde değil, serçe parmağı inceliğinde sardım. Komşumuz bana tabakla bir şey getiriyor. Bizim kültürümüze göre de tabağı boş vermek olmaz. O yüzden sarma sarıp veriyorum. Suşi yapıyorum komşuya veriyorum."
Türk ve Japon kültürlerinde benzer noktaların olduğunu ifade eden Moriwaki, bu ortak birinin Türkiye ve Japonya'da eve girerken ayakkabıların çıkarılması olduğunu söyledi. Moriwaki, diğer benzer kültürün ise yuvarlak yer sofrası olduğunu aktardı.
"Türkçe'yi şantiyede öğrendim"
Türkçe öğrenmek için herhangi bir kursa gitmediğini belirten Moriwaki, "Türkçe'yi şantiyede öğrendim. Türk işçiler bana bir şeyler anlatıyordu. Ben de onların söylediklerini yazıyordum kelime kelime. Ama dil bilgisi öğrenmedim. Türkiye'deki insanlar zaten anlatmayı çok seviyor. Mesela İngiltere'ye gittiğinizde masada uzakta bir noktada tuz var diyelim. 'Tuzu verir misin' derken mesela kelimelerden bir tanesi yanlışsa anlaşılmıyor. Ama Türk insanı bir tane harfi bile Türkçe kullansanız cümle içerisinde, masadaki birçok şeyi gösteriyor ve 'bu mu, şu mu yoksa bu mu?' diye sorup tuzu buluncaya kadar size yardımcı oluyor. Bu Türk insanı. Sıcak ve samimi insan." şeklinde konuştu.
Eşinin Ukraynalı olduğunu evde Türkçe konuştuklarını anlatan Moriwaki, "11 yaşındaki oğlum Türk okuluna gidiyor. İlk başta Rusça konuşuyordu ancak anaokulunda arkadaşlarından Türkçe öğrenmeye başladı ve Türkçe iletişim kurmaya başladık.
Türkiye'yi çok sevdiğini söyleyen Moriwaki, duygularını şöyle dile getirdi:
"Japonya'ya ziyarete gittiğimde bir hafta geçince artık Türkiye'ye dönmek istiyorum. İlk dönemler gittiğimde bana 'Sen yarı Türksün' diyorlardı. Şimdi bana 'Artık sen tam Türksün' diyorlar.
Hayatımı İstanbul'da sürdüreceğim. Seminer vermek için Türkiye'nin 58 iline gittim. Her yerine gitmek istiyorum. Ege bölgesi çok güzel. İstanbul'da Tuzla'da oturuyorum. Deniz kenarı zaten. Denizi seviyorum. Tatillerde de denizin olduğu bir yere gidiyorum. Denizin olmadığı yerlerde sıkılıyorum. Mesela Ankara'ya gidiyorsam bunun en güzel yanı İstanbul'a dönmek oluyor, sizde böyle söz var ya ben de aynı düşünüyorum."
Türkiye'de birçok seminer verdiğini vurgulayan Moriwaki, "Mümkün olduğu kadar insanlara, çocuklarla eğitim yapmak istiyorum. Japonya'da da anaokulu ya da ilkokul öğrencilerine yönelik depreme karşı eğitim veriyorum. Felaket için hazırlıklı olunmalı ve halk eğitilmeli." dedi.
Moriwaki ayrıca Japon-Türk ortak yapımı olan ve 2015 yılında vizyona giren "Ertuğrul 1890" filminde küçük bir rol aldığını da ifade ederek, "1890 yılında Japonya'da kayalıklara çarpan Türk gemisinden hayatta kalanları Japonlar kurtardı. 1985 yılında İran-Irak savaşında ise Tahran'da havalimanında mahsur kalan 215 Japon'a siz uçağınızı vererek onları kurtardınız. İlk başta bunun nedenini anlamamıştık sonra 1890'da yapılan iyiliğin karşılığında sizin de böyle bir iyilik yaptığınızı anladık. Bunun için bir Japon olarak, Türk insanına çok teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
Türkiye'deki birçok ili gezdiğini ve çok sevdiğini söyleyen Moriwaki, sevdiği yerlerden birinin de Safranbolu olduğunu ifade etti. Moriwaki, "Türkiye'de çok güzel yerler var. Safranbolu'ya birkaç kere gittim. Safranbolu'da Japonlar da var ve Japon insanları orayı çok seviyor. Benim de bir arkadaşım Safranbolu'da yaşıyor. Safranbolu'ya gidince çok mutlu oluyorum. Hatta, 'Acaba ben eskiden Türk müydüm.' diye kendime soruyorum. Ege tarafları da çok güzel. mesela Fethiye, Çeşme, Antalya'ya da gittim ve çok seviyorum oraları." dedi.