Yarsav Kurucu Başkanı Eminağaoğlu 'anayasa Sürecinde Görev Muhalefete Düşüyor' 1-
Yarsav kurucu başkanı Eminağaoğlu 'Anayasa sürecinde görev muhalefete düşüyor'Temel ElcivanKamp-Lintfort, 19 Aralık, (DHA)- Yargıçlar ve Savcılar Birliği Kurucu Başkanı Av. Ömer Faruk Eminağaoğlu, Almanya'da verdiği bir konferansta yeni anayasa sürecini değerlendirdi.
Yarsav kurucu başkanı Eminağaoğlu 'Anayasa sürecinde görev muhalefete düşüyor'
Temel ElcivanKamp-Lintfort, 19 Aralık, (DHA)- Yargıçlar ve Savcılar Birliği Kurucu Başkanı Av. Ömer Faruk Eminağaoğlu, Almanya'da verdiği bir konferansta yeni anayasa sürecini değerlendirdi.
Av. Ömer Faruk Eminağaoğlu dün akşam, BİLGİ'de buluşma Platformu'nun Kamp-Lintfort şehrinde gerçekleştirdiği 'Anayasa Değişiklikleri ve Başkanlık' adlı konferansa konuşmacı olarak katıldı. Hotel Casino im Park'ta yoğun bir kalabalığa konuşan Av. Ömer Faruk Eminağaoğlu hükümeti eleştirdi. Konuşmasının bir bölümünde de Eminağaoğlu, 'isyan ediyorum' diyerek kendisinin adaylık yoklamasını iptal eden CHP'yi de eleştirdi.
Konferansı tertipleyen BİLGİ'de buluşma Platformu adına bir selamla konuşması yapan Av. Nazan Topal'ın ardından kürsüye gelen Av. Ömer Faruk Eminağaoğlu, anayasa metninin bilinçli olarak toplumdan gizlendiğini söyledi. Av. Ömer Faruk Eminağaoğlu, şunları söyledi
'iktidarın amacı demokrasi olsa, toplumun her kesimini sürecin içerisine katarak, sorunların çözümü için yeni anayasa gerekiyorsa, bu her kesimle konuşularak hazırlanmalıydı. Dünyada anayasa değişikliğine giden hiçbir ülkede, anayasa gizli hazırlanmıyor. Anayasa metni, meclise sunulana kadar içerisinde nelerin yer aldığını, sizler, bizler hiçbirimiz bilemedik. Demek ki bu metni hazırlayan güç, sadece kendi yararını düşünerek bunu yapıyor. Hep tahminler üzerinden konuştuk. Bu anayasa değişikliği gerçekten sorunsuz olsa, herhangi bir hukuk ve demokrasiye aykırılık yaratmıyorsa, iktidar bunu neden saklasın ki. Demek ki bir şeyler oldu bittiye getirilmek isteniyor, iktidarda bunları gizlemeyi başardı ve bir anda anayasa değişikliğini meclise sundu ve anayasa değişikliğini meclise sunarken, 316 milletvekili ile bir kere toplantı mi yaptı. Altında 316 milletvekilinin imzası olduğunu anayasa metni, bir anda bir gece de mecliste oldu. Demek ki anayasa değişikliğini bir güç bir yerden kontrol ediyor, ve bir organizeyle bu süreci götürüyor. demek ki bırakın diğer partilere açık olmayı, bu dengeyi hazırlayan partinin içinde dahi, bu teklif herkese açık değil. AKP, kendi milletvekillerinden bile anayasa metnini sakladığı anlaşılıyor, o zaman burada ciddi olarak düşünmemiz gerekiyor. İktidar bundan geri dönmüyorsa, görev muhalefet düşüyor. Çok net bir şekilde muhalefetin duruşunu ortaya koyması gerekiyor. Bu durumda başta siyasi partiler olmak üzere, ilgili kurumlara, bizlere hepimize görev düşmektedir. Özellikle CHP'ye çok görev düşüyor. Sadece tespit yerine, bir irade ortaya koymalı, sadece söylem değil, eylem yapmalıdır'
'İktidar süreci lehinde kullanabilmek için, her türlü hazırlığı yapmış. Muhalefeti etkisi altında tutabilmek için, anayasada muhalefetten destek alabilmek için, her türlü hükmü getirmiş' diyen Ömer Faruk Eminağaoğlu, 'bakın bugün Türkiye'de çeşitli anketler yapılıyor, bu anketlerde şunu görüyoruz, bugün bir seçim kararı alınsa, MHP'nin barajı geçemeyeceği genel kanı. Dolayısıyla bir seçim kararı alınması durumunda MHP, barajı geçemeyeceği için meclisin dışında kalacak. Peki anayasada ne yapılmış dersiniz, anayasa rüşvetli çıkarılıyor, evet böyle söylüyorum. Anayasa öyle bir hüküm konulmuş ki, milletvekillerine milletvekilliğini devam ettirme rüşveti veriliyor adeta. Yani ilk kez bir anayasaya seçim tarihi konuyor. Anayasa da, bundan sonra ilk seçim 3 Kasım 2019 da yapılacağı, geçici 21. maddeye koyuluyor. Yani MHP'ye çok açık deniyor ki, ben bugün mecliste çoğunluğa sahipliyim sahibim, bugün bir secim kararı alırsam, sen boyunun ölçüsünü alır meclis dışında kalırsın, ama sen bana destek olur anayasada bana oy verirsen, al bak ben sana anayasa güvence veriyorum, seçimin 3 Kasım 2019 yılında yapılacağını sana taahhüt ediyorum. Sen bana destek ver, bende seni mecliste tutayım. ve bu anayasa konuyor. Şimdi hiç bir milletvekili ile toplantı yapmayan AKP, 316 milletvekilinin imzasıyla anayasa metnini meclise sunduğuna göre, böyle meclisten geçecek. MHP'den kaç fire çıkar, belki MHP'de kopmalar olabilir, ama bu anayasa metni meclisten 330 oy desteğini alır. 316 zaten AKP'nin kendi içinde var, geriye kalıyor 14. MHP'nin 41 milletvekili var. 41 milletvekilinden 14 milletvekili çıkmayacak mı Anayasaya açıkça taahhüt konuyor. Öbür taraftan HDP milletvekilleri tutuklanınca HDP, meclisten çekildi. Meclisten çekildiğini açıklayan HDP, anayasa metni meclise gelince birden meclise dönüyorum dedi. Şimdi bir anda meclise geri dönen HDP, bir şaibe altındadır. Tavır alarak meclisten çıkan HDP, bir açıklama yapmadan meclise döndü, bununda bir anlamı olmalı, bu açıklanmıyor' şeklinde konuştu.
Ömer Faruk Eminağaoğlu, gelen bir soruya cevap verirken CHP'nin parti yönetimini eleştirdi 'Ben sadece demokrasi diyerek CHP'ye adım attığımda, cumhuriyet için, demokrasi için her şeye varım dediğimde, ön seçime varım dediğimde, ben adım attıktan sonra CHP, başvurduğum yerde ön seçimi kaldırdı. Ben buna isyan ediyorum ve herkesin de buna karşı duruş sergilemesini istiyorum. Cumhuriyeti kuran, demokrasiyi getiren bir partiye karşı, bu anti demokratik duruşlarına karşı dava açtığımda ise, CHP'nin ön seçimin kaldırılmasının doğru olduğunu beyan eden savunması elimde. Şimdi CHP yönetimi, Türkiye'de çıkıp demokrasiyi savunuyoruz derse, yüzü kızarır. Ben buna isyan ediyorum. Samimi olmalıyız, içten olmalıyız. Evet, cumhuriyet kolay kurulmadı, kazanımları kolay elde edilmedi, ama bugün en örgütlü yapı CHP'de ise, kişisel beklentilerimizi bir kenara atarak, en örgütlü yapıda her türlü payda da bir araya getirip, cumhuriyete saldıranlara karşı duruşumuzu göstermeliyiz?.
İktidarın FETÖ ile mücadelesine de değinen Ömer Faruk Eminağaoğlu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi 'AKP iktidara gelir gelmez, terörle mücadele yasasında ki terör tanımına el attı, cemaat tabanından, FETÖ tabanından beslendiği için, hemen terör tanımını değiştirdi. Bugün toplumun önüne çıkarak, bakın ben FETÖ ile mücadele ediyorum diyerek kahramanlık gösteriyor, değiştirdiği terör tamında silah olmadan terör olmaz gibi bir tanım getirdi. Yani Fethullah yapılanması ve diğer cemaat yapılanmalarını, iktidara gelir gelmez terör tanımının dışına çıkardı. Şimdi ben nereden bileyim diyor, ama madem öyle 2003 yılında bu terör tanımını neden değiştirdin. Çünkü o yolu beraber yürümesi gerekiyordu, 2003 öncesi bu İslami örgütlere yönelik yargıda yürüyen ve mahkümiyet ile sonuçlanan davalar vardı, ama AKP bu İslami örgütlerin, cemaatlerin FETÖ dahil bütün hepsinin önlerini açmak istiyordu, çünkü o tabandan besleniyordu. Bakın 2008 yılında ki AKP neydi, 2013 yılı sonrası AKP ne oldu. Cemaat ve FETÖ dediğimiz olay, devlet kadrolarına yerleşerek, devlet kadrolarını kullanarak, devlet kadrolarında İslami esaslar yoluyla cumhuriyetin niteliklerini değiştirip, İslami yapılanmaya ortaya çıkarmak. Geçmişte Fethullahçı yapılanmalar, hep bu tanımla suçlandı, cemaat yapılanmaları bu tanımla suçlandı, yani AKP geldiğinde terör tanımını değiştirerek, cumhuriyetin niteliklerini hedef alan İslami yapılanmayı esas alan kadrolar devlette yer alabilir, 'ben bunda bir aykırılık görmüyorum' diyerek, işte terör tanımı bunun için değişti. Şimdi FETÖ ile mücadele ediyorum diyor, ama bu yolu kendisi hazırladı, bu süreci kendisi hazırladı, bu kadroları kendi yarattı?