'Yaz tatilinde çocuklarla geleneksel oyunlar oynanmalı'
SİVAS Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi ve Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Doç. Dr. Tuncay Dilci çocukların dijital oyunlardan uzak tutulması gerektiğini ifade ederek, yaz tatilinde ailelerin birlikte geleneksel oyunlar oynamasını önerdi.
SİVAS Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi ve Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Doç. Dr. Tuncay Dilci çocukların dijital oyunlardan uzak tutulması gerektiğini ifade ederek, yaz tatilinde ailelerin birlikte geleneksel oyunlar oynamasını önerdi.
Dijital bağımlılığın son zamanlarda ciddi sorunlardan biri olduğunu belirten Doç. Dr. Tuncay Dilci, çocukların gerçek yaşamla ilgili sıkıntılar yaşadığını söyledi. Doç.Dr. Dilci, "Bunlara biz dijital nesil diyoruz. Çünkü böyle bir çağın içerisine doğdular. Çocukların da hatası yok, aileler de ne yapacağını bilemiyor. Yönlendirme konusunda aileler kendilerini başarısız ve yetersiz gibi algılıyor ama asıl neden bu konudaki bilinçsizlik, yani çocukları yönlendirme ve hayata kanalize etmek konusunda bilinçsizlik. Dijital çağ hayatımızın bir realitesi, dolayısıyla bu gerçekle birlikte yaşamanın yollarını aramamız gerekir. Dijital çağın getirdiği sorumluluk veya dijital okuryazarlık bilinci bir elzemdir ve her ailenin de ivedi olarak bunu öğrenmesi gerekir" dedi.
'DİJİTAL NESNELER BAKICI OLMAMALI'
Ailelerin çocuklarını dijital nesille tanıştırırken paralel bir şekilde hayatlarını sürdürebilecek bir etkileşim içerisinde olmaları gerektiğini vurgulayan Dilci şeyle devam etti:
"Yani dijital nesneler çocuğun bir arkadaşı, bir bakıcısı olmamalı. Bizim gerçek hayatta arkadaşımız ya da tanıştığımız ve çevreyle kurduğumuz münasebetler çok önemli. Çevrenin kendi içerisinde verdiği mesajlar vardır. Örneğin doğa içerisinde büyüyen çocukla, dijital nesnelerle büyüyen çocuğun sosyal etkileşim becerisi düşünce beceresi ve bunu geliştirmesi bir değildir. Tipik olarak bizim Türk kültüründe karşılaştığımız en büyük sorun şu anda ailelerin dijital nesnelere çocukların bir bakıcısı rolüyle muamele etmeleri ve çocuğu dijital nesnelere teslim etmeleridir. Bu şekilde çocuklarda bilinçsel gelişim dediğimiz, düşünce akışının ve yaratıcı düşüncenin gelişimine ket vurma söz konusu. Çocuk aşırı elektromanyetik dalgaya maruz kaldığı için gerginlik, hırçınlık ve agresiflik söz konusu. Gerçek dünyayı algılayamayan bu çocuk sanat ortamda bir sanal kişilik geliştirmektedir."
Dijital nesnelerin kişileri hayatın sorumluluğundan uzaklaştırdığını ifade eden Dilci şunları söyledi:
"25-30 yaşındaki gençler bile ailevi sorumluluklarını bırakarak dijital nesnelere oyunlara gömülebilmekte kendini o dünyada kaybedilmekte bu nedenle çocukların oyun süreleriyle, dijital nesnelere temas ettikleri sürelere bazı kısıtlamalar getirmek gerekir. Hep bunlardan uzaklaştırmak yerine Türk kültürüne hitap eden çizgi filmlerin izlenmesi önerilebilir. Ama burada da çocuğun saatlerce ekran başında kalmasına müsaade edilmemelidir."
'EN FAZLA YARIM SAAT'
Dijital nesnelerle ortaokul altı çocukların 30-45 dakika ortaokul ve sonrası çocuklarda ise 1-1,5 saate kadar çıkarılabileceği önerisinde bulunan Dilci, "Diğer taraftan cep telefonu ve Android sistemli nesnelerle çocukların oyun yaşamında da kısıtlamaya gidilmesi gerekir. İlkokul çağında ve altındaki çocuklarda bazı dünya ülkeleri yasaklamış durumda. Biz de bu durumda eğer yasaklayamıyorsak, sistematik bir şekilde çocuklarda davranış değişikliğine bir ödül niteliğinde, kısa, yarım saati aşmayacak şekilde gün içerisinde verilebilir" ifadelerini kullandı.
GELENEKSEL OYUN ÖNERİSİ
Ailelere çocuklarıyla geleneksel oyunları oynaması gerektiğini aktaran Dilci, "Geleneksel oyun dünyanın birçok ülkesinde var. Hatta dijital bağımlılıkta terapi ve rehabilite modeli geliştirdik. Bunlardan en önemli kısmı geleneksel oyunlar, diğer taraftan ahşap dediğimiz organik nesnelerle dikkat geliştirici, eğlendirici aynı zamanda başarı duygusunu tatmin edeceğine inandığımız oyun türleri de var. Her aile en az üç tane geleneksel oyun biliyordur. Bunu bir slogan olarak düşünelim. Üç tane geleneksel oyunu oynamaya ne dersiniz? Bu ev içerisinde olabilir. Beş taş, saklambaç olabilir. Bir takım el becerisi gerektiren oyunlar olabilir. Mangala gibi Türk kültüründeki oyunlar olabilir. Gerçek ve yüz yüze ilişkilerin insan sosyopsikolojik bir varlık olduğu için bu ilişkilerin doyurucu yönünü tatmin edici başka hiçbir şey yoktur" dedi.
- Sivas