Yazar Pınar Kür: Yaşadıklarım Kitaplarıma Umutsuzluk Olarak Yansıdı
BURSA'nın merkez Nilüfer Belediyesi'nin düzenlediği 'Edebi Kazılar' söyleşisine katılan yazar Pınar Kür, "Umutla yazdığım kitaplarla umutsuzluk içerisinde yazdığım 'Sadık Bey' isimli romanım arasında 40 yıl var. O sürecin bende yarattığı tahribat, kitabıma umutsuzluk olarak yansıdı" dedi.
BURSA'nın merkez Nilüfer Belediyesi'nin düzenlediği 'Edebi Kazılar' söyleşisine katılan yazar Pınar Kür, "Umutla yazdığım kitaplarla umutsuzluk içerisinde yazdığım 'Sadık Bey' isimli romanım arasında 40 yıl var. O sürecin bende yarattığı tahribat, kitabıma umutsuzluk olarak yansıdı" dedi.
Nilüfer Belediyesi'nin düzenlediği 'Edebi Kazılar' söyleşisinin bu ayki konuğu yazar Pınar Kür oldu. Kütüphane Müdürlüğü'nün Akkılıç Kütüphanesi'nde düzenlediği söyleşi büyük ilgi gördü. Nilüfer Belediye Meclisi üyesi Pınar Göz'ün de katıldığı söyleşinin moderatörlüğünü Can Yayınları Yönetmeni Sırma Köksal yaptı. Pınar Kür, salonu dolduran okurlarıyla 'Sadık Bey' isimli kitabı üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi.
Sırma Köksal'ın, kitaplarına ilişkin "Önceleri hayatı kurmaya yönelik kitaplar yazdınız ancak son kitabınız 'Sadık Bey'de hayatı kurmamayı anlattınız" şeklindeki yorumuna Pınar Kür şöyle yanıt verdi
"Bu durum, kitapları yazma yaşıma bağlı. Önceleri geleceğe umut vererek yazdım. Benim kitaplarımda mutlu son yoktur. Bunun nedeni de mutlu hikayenin olmamasıdır. Mutlu biten filmleri, hikayeleri görüyoruz. Acıyla başlıyor, mutlu son buluyor. Bunlar akılda kalmıyor ama. Edebiyatın kalıcı bir özelliği vardır. Genellikle mutsuzlukla biter. Geleceği kurma çabasını mutlu olduğum zamanlarda yazdım. Gençliğimde Paris'te doktora yaptım. Orada kendime bir hayat kurabilirdim. Ben Türkiye'ye, ülkeme gelip devrimci tiyatro yapmak istedim. Ama 12 Mart darbesi oldu. Ardından 12 Eylül Askeri darbesi oldu. Şimdi de referandum oldu. Biz buraya geldiğimiz anki umudumuzu kaybettik. Umutlu gelecek kurgusundan, umutsuzluk kurgusuna düştük. İşte nedenleri bunlar."
'NE YAZSAM BOŞ DUYGUSU İÇİNDEYİM'
Geçirdiği her sıkıntılı dönemin kendisini umutsuzluğa doğru iyice ittiğini vurgulayan Pınar Kür, "12 Eylül dönemi çok kötüydü. Ben o dönemlerde cinayet romanları yazdım. Sonra uzun süre bir şey yazmadım. 12 Eylül'den sonra artık ne yazsam boş duygusu içerisindeydim. Ne yazacağımı bulamadım. Şimdi de aynı duygular içindeyim. Artık benim ruh halimden daha çok, Türkiye'de neye güveneceğimizi, neyden feyz alacağımızı bilemediğimiz bir dönemdeyiz. Artık yaşlandım. Ama 12 Mart'ı gençken yaşadım. O zamanlar umudum vardı. Ona göre de umut dolu kitaplar yazdım. Umutla yazdığım kitaplarla umutsuzluk içerisinde yazdığım "Sadık Bey" isimli romanım arasında 40 yıl var. O sürecin bende yarattığı tahribat yansıdı umutsuzluk dolu kitabıma" diye konuştu.
'SADIK BEY, İÇİNDE BULUNDUĞUM DURUMU ANLATIYOR'
Başka ülkelere yerleşmeyi de zaman zaman düşündüğünü ifade eden Kür, "Amerika'da üniversite bitirdim. Orada kalabilirdim. 'Eğer orada kalıp Türkiye'ye dönmeseydim İngilizce kitaplar yazar dünyaca ünlü bir yazar olurdum' diye kendimi avutuyorum. 12 Eylül'den sonra kitaplarım yasaklandı. Ben de ciddi bir bunalıma girdim ve Paris'e gitmeyi aklıma koydum. Sonra düşündüm ki 'Oraya gidip ne yazayım?', Paris'teki kadınların bunalımını yazamam. Kendimden kopmuş olurum. İnsanın kendi doğduğu topraklar çok başka. Nereye gideyim? Gidemezsin" diyerek bu konuda verdiği kararın gerekçesini anlattı.
Türkiye'de yaşanan sürecin kendisine olumsuz yansıdığını anlatan Pınar Kür, "2 yılımı yatakta geçirdim. Ağrılarım, sızılarım oldu. 'Sadık Bey' kitabımı bu dönemde yazdım. 'Sadık Bey' aslında benim içerisinde bulunduğum duygularımı anlatıyor" dedi.
'Asılacak Kadın' kitabının hikayesine de değinen Kür, "Bir gün evde bir fotoğraf buldum. Fotoğrafta meydanda asılmış bir kadın vardı. Gidip anneme sordum 'Bu kadın kim?' diye. Fotoğrafı ablasından aldığını söyledi. Hikayesini anlattı ve beni çok etkiledi. Ben kafamda hikayeyi kurmaya başladım ve yazma isteğim arttı. Sonra bunu romana çevirdim. Eşim de tiyatrocu olduğu için rejisör arkadaşlarına gösterdi. Yaşanan hikayede ırza geçmek olduğu için kimse sahnelemedi oyunu. Daha sonra filmi çekildi" dedi.
Söyleşinin ardından Nilüfer Belediye Meclisi üyesi Pınar Göz, Pınar Kür'e Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey adına teşekkür etti.
Pınar Kür, Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü tarafından söyleşiye katılanlara armağan edilen 'Sadık Bey' isimli romanını da imzaladı.
- Bursa