Yazıcı: "Atanmış Kadroların Millete Hesap Verdiği Vaki Mi?"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, "Cumhurbaşkanı da meclis seçimlerinin yenilenmesine karar verebilir, meclis de meclis seçimlerinin yenilenmesine karar verebilir ama çok önemli bir şartı var.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, "Cumhurbaşkanı da meclis seçimlerinin yenilenmesine karar verebilir, meclis de meclis seçimlerinin yenilenmesine karar verebilir ama çok önemli bir şartı var. Kim seçimlerin yenilenmesine karar verirse versin, iki seçim birlikte yapılacak, hem cumhurbaşkanı seçimi hem milletvekili seçimi. Sorunun çözümü için nereye gidiliyor? Hakeme. Hakem millettir, egemenlik ona ait" dedi.
Yazıcı, Sanayi Düğün Salonu'nda esnaf odalarının katılımıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, demokrasilerin özünün "hesap sormak" ve "hesap vermek" olduğunu söyledi. Demokrasilerde hesabı milletin sorduğunu belirten Yazıcı, hesabı ise seçilmiş siyasi kadroların verdiğini ifade etti.
"Atanmış kadroların millete hesap verdiği vaki mi? Suç işliyorsa ayrı" diyen Yazıcı, "Peki bu ülkenin yargı faaliyeti dolayısıyla vatandaşların memnuniyetsizliği sonucunu doğurursa, mahkemelerin faaliyetleri sonucu, hüküm olarak değer biçtikleri alanlar itibariyle milletin güveni zedelenirse, bu hesap sorma konusu olmayacak mı? Kim verecek; siyasi kadrolar. Onun için bunları ya millet doğrudan belirleyecek ya kendisi tarafından seçilmiş siyasi sorumluluk taşıyan kişi ve kurumlar kendi adına işlem yapacak. Cumhurbaşkanını seçilmiş olarak hemde yüzde 50'den fazla bir oyla ve milletin meclisinin bu kurumlara üye seçiyor olmasındaki arkasındaki mantık bu" diye konuştu.
"Cumhurbaşkanı seçmesin" diye itiraz edenlerin olduğunu aktaran Yazıcı, şunları kaydetti:
"Tamam peki seçmesin. Meclis de seçmesin. Kaldı ki meclisin seçiminde nitelikli bir çoğunluk var. Beşte üç çoğunlukla seçiliyor. Mecliste milletvekili sayısı değişir 600 olursa kurula üye seçebilmek için ve ya seçilebilmek için adayın 360 oy alması lazım meclisten. Kaldı ki gerek cumhurbaşkanının gerek meclisin üye seçimleri sınırsız değil. Öyle dilediğini öneremez, seçemez. Kaynaklar belli. Yargıtayın belirleyebileceği üyeler arasından, Danıştayın belirleyebileceği üyeler arasından, Sayıştayın belirleyebileceği üyeler arasından, belirlenmiş nitelikteki akademisyenler arasından bir seçim yapacak. Milletin seçtiği cumhurbaşkanı seçmesin, meclis de seçmesin.
Ben şimdi soruyorum bunların seçiminin yanlış olduğunu söyleyenlere kim seçsin? Size soranlara lütfen sorun. Cumhurbaşkanı seçmesin, meclis seçmesin eyvallah. Kim seçsin? Bunun cevabını verebilirler mi? Yani milletin yeterli oranda oy vermediği siyasi partiler mi seçsin. Kanarya sevenler derneği mi seçsin? Yarsav mı seçsin, baro mu seçsin. Böyle bir şey olabilir mi. Hakimlik savcılık önemli bir görev. Onu sadece bu yasal düzenlemeler içerisine hapsetmemek gerekiyor. Formasyonu önemlidir. O alanda eksikliklerimiz var onları gidereceğiz."
-"Bizim metinlerimizde fesih sözünün F'si bile yok"
Yazıcı, Türkiye'nin milletvekili sayısının Avrupa ülkelerinden az olduğunu söyledi.
Avrupa Birliği ülkelerinde bir milletvekiline 40 bin seçmenin düştüğünü belirten Yazıcı, "Bizde kaç; 103 bin. Bu değişiklik olursa 94 bine inecek. Biz onun maaşını konuşmayacak kadar ekonomisi güçlü bir ülkeyiz. Böyle bir şey mi olur. Ha şeyi konuşalım, telefon faturalarını konuşalım. 1 milyon 200 bin fatura konuşacak olursak. Ben bunları söylemek istemem. Bir insan etik kural ihlal etmiş, kendi içinde sorgulasın çözülsün. Ama böyle olmayan şeyler söylenirse bizde o etik alanlardan örnekleme yapmak zorunda kalırız" şeklinde konuştu.
"Fesih konusunda kafanız karışık mı?" diye soran Yazıcı, şöyle devam etti:
"Böyle bir şey yok. Kesinlikle F harfinin F'si yok. Fesih yetkisi veriyorlar bunlar cumhurbaşkanına. 'Gazi meclisin Atatürk'e bile vermediği yetkiyi bunlar cumhurbaşkanına veriyor.' Öyle bir şey yok. Yalan. Bizim metinlerimizde fesih sözünün F'si bile yok. Biz seçimlerin yenilenmesine ilişkin yenileme getirdik. Bunların ikisi de hukuki kavram. Fesih ile yenileme arasında, ölüm ile hayat arasındaki kadar fark vardır. Fesih ölümdür, yenileme hayattır. Yenileme ile sorun çözersin. Cumhurbaşkanı ile parlamento arasında ülkenin yönetimi açısından bir ihtilaf zuhur ederse, ihtilafı çözecekler. Nasıl çözecek, bir araya gelecek. Diyalog ortamını açık tutacaklar, çözecekler.
Çözemediler, ne olacak, çözümsüz mü bırakalım? Böyle bir durumda hangi taraf haklı olduğu iddiası neyse zorlama yok, seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Cumhurbaşkanı da meclis seçimlerinin yenilenmesine karar verebilir, meclis de meclis seçimlerinin yenilenmesine karar verebilir. Ama çok önemli bir şartı var. Kim seçimlerin yenilenmesine karar verirse versin iki seçim birlikte yapılacak. Hem cumhurbaşkanı seçimi hem milletvekili seçimi. Sorunun çözümü için nereye gidiliyor, hakeme. Hakem millettir, egemenlik ona ait. Millet ölçüp, biçip tartacak, kim doğru kim haklı kim haksız oy kullanmak suretiyle ortaya koyacak. Bu tür olmayan şeyler varmış gibi söylemek kişilik haklarını ihlaldir."
-"İş olsun diye bir teklifimiz asla olmadı, olamaz"
İnsanların bilgi edinme hakkını hiç kimsenin engelleme ve başkalaştırma hakkı olmadığını dile getiren Yazıcı, "Biz hiçbir zaman, milletin sorunlarının çözümüne katkı sağlamayacak, ülkemiz için hedeflediğimiz yere varmamızda imkanlarımızı daha verimli kullanmamıza yaramayacak hiçbir öneriyi gündeme getirmedik" dedi.
"İş olsun diye bir teklifimiz asla olmadı, olamaz" diyen Yazıcı, "Türkiye için ihtiyaç olan bu düzenlemeyi, bu yeni hükümet modelini aziz milletimizin, sizlerin taktirine sunuyoruz. Bu her yönüyle bundan daha iyi bir metin olmaz diye bir iddia içerisinde değiliz. Ama getirdiğimiz hükümet modelini mevcut durumla kıyasladığınız zaman fersah fersah ileride, demokratik bir hükümet modelini biz öneriyoruz. Lütfen bunu okuyun. Bununla ilgili karalama kampanyasında bulunanların söylemini gerçekmiş gibi asla kabul etmiyorum. Sorgulayın, ona göre demokratik hakkınızı kullanın" ifadelerini kullandı.