Haberler

Yelda Kırçuval: Yükselmek İçin Ahlaksız Olmak Gerekmiyor!

Abone Ol

Dilek Dallıağ ve Haluk Kesim'in hazırlayıp sunduğu Alem FM, Sanat Cafe programına, bu hafta spiker, eğitmen ve 'Adapsız Kadınlar Hayasız Erkekler' isimli ilk kitabını piyasaya çıkaran Yelda Kırçuval konuk oldu.

Kitabına gerçek hayat hikâyelerini taşıyan Kırçuval'ın, meslek hayatında ahlaksız teklif alıp almadığı, yıllar önce Haber Merkezi'nde çalıştığı Show TV'den kovulma hikâyesinin ne olduğu ve o dönem müdürü olan Reha Muhtar'ın yıllar sonra kendisini neden 3 gün boyunca köşe yazısına taşıdığı ile ilgili sorular Sanat Cafe'de yanıt buldu…

HAYATTA HİÇBİR ŞEY SIR OLARAK KALMAZ!

Sanat Cafe'de, 'Adapsız Kadınlar Hayasız Erkekler' kitabında yazdığı gerçek hikayelerinin yanı sıra kendisiyle ilgili önce,"Yıllar önce spiker olarak başladığınız yolculuğunuzdan kitabınızı yazma aşamasına gelene kadar siz nerelerden geçtiniz? Nelerle karşılaştınız, neler yaşadınız ve nelere hayır dediniz?' Sorusu yöneltildi ve Kırçuval, şu yanıtı verdi;
"Benim nelere hayır dediğimi, nelerle karşılaştığımı, medya sektörü içindeki bütün arkadaşlarım, dostlarım, dost ya da arkadaş olmadığım bir Yelda Kırçuval adını, soyadını bilen herkes çok iyi bilir. Çünkü hiçbir şey hayatta sır olarak kalmaz. Yalan, riya, sır ifşa edilmeyi bekleyen kıymık gibi bir şeydir ve bir gün pat diye çıkar. Ben mükemmel bir insan değilim. Benim de adapsızlıklarım, yanlışlarım oldu. Ama benim adapsızlıklarım çevreme, yakınlarıma, sevdiklerime zarar verecek boyutta olmadı. İstemediğim durumların içine girdiğim tabii ki oldu. Ben hayatımı, ismimi, soyadımı, kişiliğime muhafaza etmeye çalıştım. Ben kendimi muhafaza etmeye çalıştıkça tüm adapsızlıklar ve hayâsızlıklar beni içine çekmeye çalıştı. Ben kendimi muhafaza etmeye çalıştıkça tüm adapsızlık ve hayâsızlıklar beni dışlamaya başladı. Ben ikilem arasında gidip geldim. Kitap o zaman ortaya çıktı. 10 yıl önce nahoş bir iş görüşmesi yaşadım. Karşımdaki kişi, normalleştirdiği nahoş duruma '- Bunları yaparsanız, çalışabiliriz Yelda hanım sizinle.' dendi. Ben, bu çok çirkin, bunu nasıl normal sayıyorsunuz? Çok yanlış bir şey, nasıl söylüyorsunuz? Dediğimde; '- Nasıl yani? Bunları onaylamadan mesleğini yapmaya mı çalışacaksın?' sorusunu duydum. Ve bazen görüntüler insanı yanıltır. Çok düzgün, edepli ve adaplı görünür ama her türlü çirkinlik vardır. Üstelik bir de karşınıza geçer, size edep, ahlak, hayâ dersi verir…"

YÜKSELMEK İÇİN AHLAKSIZ OLMAK GEREKMİYOR!

Sanat Cafe'de Yelda Kırçuval'ın on yıl önce yaşadığı bu olayı anlatmasının ardından; 'O işi siz kabul etmediniz ama o işi bir başkası tabii ki kabul etti ve siz de gördünüz değil mi? Peki sizce yükselmek için ahlaksız mı gerek?' sorusu soruldu. Ve güzel yazar şu yanıtı verdi…"Evet, bir başkası kabul etti. Yükselmek için tabii ki ahlaksız olmak gerekmiyor. Siz eğer hakikate vakıfsanız, neden bu dünyaya geldiğinizi biliyorsanız, zaten hiçbir ahlaksızlığın ve adapsızlığın içine girmezsiniz. Ucunda para, şan, güç, şöhret bile olsa da. Ama siz hala hakikate vakıf değilseniz her şeyi yaparsınız. Para insanı adapsızlaştırır. Aptal insan da çok çabuk adapsızlaşır!' dedi.

SHOW TV'DEN ÇIKARILDIĞIMDA YAŞADIKLARIMI BİR BEN BİR ALLAH BİLİR!

Sanat Cafe'de tüm sorularına açık yüreklilikle cevap veren 'Adapsız Kadınlar Hayâsız Erkekler' kitabının yazarı Yelda Kırçuval; spikerlik mesleğine ilk başladığı zamanlarda müdürü olan Show Ana Haber Müdürü, köşe yazarı Reha Muhtar'la ilgili kendisine gelen soruları da yanıtladı. Sanat Cafe'de Dilek Dallıağ ve Haluk Kesim'in ' Reha Muhtar'a Mimar Sinan Lisesi Bölüm Başkanı ve eğitmeni olarak 'Yılın Köşe Yazarı' ödülünü vermenizin ardından, Reha Muhtar sizinle ilgili güzel düşüncelerini ve aynı zamanda işten çıkarılmanızı köşesine taşıdı. Neden 3 gün boyunca köşesinde sizi ve sizin işten çıkarılma serüveninizi yazdı?' sorusuna şu yanıtı verdi;

"2000–2001 arasında Reha beyle çalışma şansım oldu Haber'>haber merkezinde. 50 kişilik bir elemeden geçtim. Reha bey 'Sende kendimi gördüm' dedi. Çünkü demo çekiminde haber sunuş tarzımız benziyordu. Ve çalışmaya başlamıştım o dönem Haber Merkezinde. Sizin sorunuza gelince, ben kendisine bir kez daha çok teşekkür ediyorum öncelikle… 3 gün boyunca beni kendi köşesine taşıdı. Yıllar sonra olsa da Reha Bey bana kendimi değişik hissettirdi… Çünkü o yıllarda talihsiz sıkıntılar yaşadım. Birden bire işten çıkarılmıştım. Neler yaşadığımı bir ben bir Allah bilir! Reha bey yazısında aslında '- Sana haksızlık yapıldı Yelda... Çünkü sen işten çıkarılmayı hak etmiyordun, sen düzgün bir insandın, sadece işini yapmak için geldin. Show TV'de işini yapıyordun. Ama arkanda bir patronun yoktu, seni tutan kimse olmadığı için pat işten çıkarıldın!' Bunu yazıyı okuyan okuyucular da bunu görebilirler. Evet, işten çıkarıldım, bana haksızlık yapıldım. Ama ben derya denizin içinde bir damlanın yarısı kadarım. Benim gibi bunları yaşayan çok kişi var. Klişe olacak ama bu dünya etme bulma dünyasıdır. Hayatta ektiğinizi biçersiniz. Reha bey, köşesinde şu cümleyi de kurdu; '- Aynaya baktığında kendinle gurur duy!' Ben kendimle gurur duyuyorum. Ben naçizane Allah'ın yarattığı bir kulum. Ben bu işin eğitimini aldım, mesleğimi yapmaya çalışıyorum. İşte yıllar önce nahoşça işten çıkarılırsanız, bunların devamları gelirse, sizin dejenere olmanız istenirse yıllar sonra Reha Muhtar gibi bir isim köşesine doğruyu taşır. Bu sektör küçüktür ve kimin ne yaptığı ortadadır. Herkes kimin ne olduğunu çok iyi bilir. Herkes gibi o da biliyor. Benim ne olduğum da ortada ve duruşumdan ödün vermeden mesleğimi yapmaya çalıştım. İşte Reha beyin 3 gün boyunca yazdığı o yazıdaki yıllar öncesinin paylaşımı işte şimdi neden 'Adapsız Kadınlar Hayâsız Erkekler' kitabının çıktığının cevabıdır."

REHA MUHTAR YAZISINI KEŞKE YILLAR ÖNCE YAZSAYDI!

Yelda Kırçuval'a, Sanat Cafe'de, '- Peki Reha Muhtar yazısında, aynaya baktığında kendinle gurur duy! Sen çıkartıldın ama arkanda seni koruyan dayın, patronun, ilişkin, menfaatin olmadığı için…' diyor… Peki, orada kalanlar aynaya baktığında utanacaklar mı? Orada kalanların dayısı ve onları koruyan ilişkileri mi vardı?" sorusu da geldi… Ve Kırçuval şu yanıtı verdi;"Herhalde, o anlam çıkıyor."

HAYAT ÇOK ACIMASIZ, İNSANLAR BİRBİRİNİ ÇİĞ ÇİĞ YİYOR!

O dönem Show Haber'de işten çıkartılmalarda Reha Muhtar'ın yazısında da yazdığı haber merkezindeki çalışanlarını 'patron istedi diye işten çıkartmamak' gibi bir tarzının olmasına rağmen kendisinin çıkartılmasını neden engelleyemediği konusuna Kırçuval;"Reha bey, iyi niyetle düşünüyorum benim işten çıkarılmamam için bir noktaya kadar uğraştı. O noktadan sonra dediği gibi arkamda dayı ya da bir ilişkiler dengesi olamadığı için yapabileceği bir şey kalmadı. Reha Muhtar benim meslek hayatımda önemli bir isimdir. Ben kendisinden haberciliği, yayıncılığı öğrendim. Ama içimden bu yazıyı keşke daha önce yazsaydı dedim içimden. İşten çıkarıldıktan mesela 3 ay sonra ya da 1 sene sonra. 10 yıl sonra olmasaydı dedim içimden. Ama yazıyı okuyan Reha Muhtar'ın beyin neden yazdığını, orada ne demeye çalıştığını çok iyi anlar. Bana haksızlık yapıldı, onu paylaştı evet ama o tek değildi. Hayat çok acımasız, insanlar çok acımasız. İnsanlar birbirini çiğ çiğ yiyor. Çoğunluk karşısındakini insanı aptal yerine koymaktan inanılmaz mutlu oluyor ve herkes birbirini kullanıyor.' diyor. Kırçuval, programın sonunda 'Adapsız Kadınlar Hayasız Erkekler' kitabının devamının da geleceğini, sadece 'Erkekler', ardından 'Anneler', 'Dostluklar' serisiyle gerçekleri ve ilişkileri yazmaya devam edeceğini belirtirken son olarak ve "Kitabım 3. haftanın sonunda 3. baskıya girdi. İnsanlar artık adapsızlıkları, hayasızlıkları ve nahoşlukları konuşmak istiyor artık.' dedi.

Kaynak: Bültenler / Güncel

Reha Muhtar Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title