Yeni Türkiye Yolunda" - Davutoğlu (4)
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "Yeni Türkiye Yolunda" adlı ulusa sesleniş konuşması (19.30'a kadar ambargoludur) "Yeni Türkiye Yolunda"- Başbakan Davutoğlu: (3)- "Terör örgütü, güvenlik güçlerimizle vatandaşlarımızı karşı karşıya getirmeyi hedefleyen kirli hesaplar içindedir.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "Yeni Türkiye Yolunda" adlı ulusa sesleniş konuşması (19.30'a kadar ambargoludur) "Yeni Türkiye Yolunda"- Başbakan Davutoğlu: (3)- "Terör örgütü, güvenlik güçlerimizle vatandaşlarımızı karşı karşıya getirmeyi hedefleyen kirli hesaplar içindedir. Terörle mücadeleden asla taviz vermeyecek ve bu illeti bu topraklardan mutlaka temizleyeceğiz"- "Irak makamlarının talepleri doğrultusunda, gerek Peşmerge gerekse Musullu yerel gönüllülere eğitim ve donanım desteği sağlıyoruz. Bu desteğimiz, Musul kurtarılıncaya kadar devam edecektir. Bu amaçla gönderdiğimiz eğitim birliğinin güvenliği için asker, mühimmatta yeniden tanzim de dahil olmak üzere her türlü tedbiri almak durumundayız"- "Türkiye komşu ülkelerinin toprak bütünlüğünün korunması ve bölgenin terör örgütlerinden arındırılması konusunda her zaman hassasiyet göstermiştir. Bizim bölgeye ilave olarak gönderdiğimiz askerimizin temel amacı, DEAŞ'a karşı orada görev yapan eğiticilerimizi ve eğitilen Musulluları daha iyi koruyabilmektir. Terör tehdidi olduğu sürece oradaki varlığımızı hiçbir şekilde tehlikeye atmayacak tarzda teyakkuz halinde olmaya devam edeceğiz"- "(BMGK'nın Suriye kararı) Rusya'nın da yazımında aktif rol oynadığı bu kararın daha mürekkebi kurumadan çıkıp sivilleri bombalaması anlaşılır bir şey değildir. Rusya'nın siviller ve ılımlı muhalifleri hedef almaktan bir an önce vazgeçmesi gerekiyor. Uluslararası toplumun bu konuda harekete geçmesini bekliyoruz" Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Terör örgütü, güvenlik güçlerimizle vatandaşlarımızı karşı karşıya getirmeyi hedefleyen kirli hesaplar içindedir. Terörle mücadeleden asla taviz vermeyecek ve bu illeti bu topraklardan mutlaka temizleyeceğiz" dedi. Davutoğlu, televizyonlarda yayınlanan "Yeni Türkiye Yolunda" adlı ulusa sesleniş konuşmasında, 64'ncü hükümetin kurulmasının ardından ilk yurt dışı ziyaretlerini 1 Aralık'ta KKTC'ye, 3 Aralık'ta da Azerbaycan'a yaptığını anımsattı. KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı başta olmak üzere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yetkilileriyle adada çözüm hedefine yönelik olarak atılacak adımların konuşulduğunu, Yunus Emre Türk Kültür Merkezinin resmi açılışının yapıldığını belirten Davutoğlu, "Düşününüz o zor günlerde Türkçe'nin neredeyse yasaklandığı bir ortamdan bugün Kıbrıs'ta her alanda güzel dilimizin özgürce konuşulduğu, Kıbrıslı kardeşlerimizin özgürce kendi kaderlerini belirledikleri ve dünyada saygın bir konum elde ettikleri bir döneme girdik. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti her zaman her meselesiyle yüreğimizdedir, her zaman da öyle olacaktır. Anadolu'dan Kuzey Kıbrıs'a ulaşan, Anadolu'nun can suyu, sevda ve muhabbet yüklü suyu Kıbrıs'a da bereket ve barış getirecektir" diye konuştu. Azerbaycan'da da Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Başbakan Artur Rasizade ile iki ülkenin siyasi ve ekonomik ilişkilerinde son derece ufuk açısı ve yol gösterici, çok sıcak, çok faydalı görüşmeler yaptıklarını aktaran Davutoğlu, görüşmelerde ikili ilişkilerin tüm boyutlarıyla ele alındığını, bölgede ve ötesinde meydana gelen gelişmelerin değerlendirildiğini ifade etti. "Ortak projelerimiz ve inisiyatiflerimiz iki ülkenin yanı sıra tüm bölgenin hatta bölge ötesindeki ülkelerin de yararına hizmet etmektedir. Öte yandan bulunduğumuz coğrafyada istikrarsızlık ve terörizm gibi ortak meselelerde birlikte mücadele konusunu da ele aldık" diyen Başbakan Davutoğlu, TANAP'ın planlandığından önce bitirilebilmesi için gerekli çalışmaların yapılması konusunda da mutabık kalındığını vurguladı.Davutoğlu, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ile 9 Aralık'ta Ankara'da bir araya geldiklerini, görüşmede Türkiye ve Bölgesel Yönetim arasında var olan dostane ilişkileri daha da ileri götürecek açılımları değerlendirdiklerini söyledi. Davutoğlu, 11 Aralık'ta da Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konsey Başkanı Dragan Çoviç ve Konsey üyesi Bakir İzzetbegoviç ile Ankara'da görüştüklerini hatırlattı. Başbakan Davutoğlu, Bulgaristan'a 15 Aralık'ta yaptığı ziyarette, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev ve Başbakan Boykon Borisov'la çok yararlı görüşmeler gerçekleştirdiklerini, Bulgaristan'daki soydaşları temsil eden kanaat önderleri ve sivil toplum temsilcileriyle buluştuklarını bildirdi. Çok boyutlu dış politikanın göstergesi olarak 19 Aralık'ta Türk-Afrika Düşünce Kuruluşları Buluşması'na katıldığını belirten Davutoğlu, Hamas Siyasi Büro Başkanı Halid Meşal ile de önemli bir görüşme yaptıklarını aktardı. Başbakan Davutoğlu, "Bu değerli dostumuzla çok yararlı görüşmeler gerçekleştirdik. Görüşmede her zaman ve zeminde Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu kararlılıkla bir kez daha ifade ettik" dedi.Davutoğlu, aralık ayında Pakistan Pencap Eyalet Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışması Espen Barth Eide ve Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani Ahmedzai'nin de Türkiye'ye geldiğini belirtti. Nobel Kimya Ödülü sahibi bilim adamı Prof. Dr. Aziz Sancar'ın da yıllar sonra Türkiye'ye geldiğine işaret eden Başbakan Davutoğlu, "Bu ziyaretinde hem biz kendisiyle bir araya gelerek Türkiye adına teşekkürlerimizi yüz yüze iletme fırsatı bulduk hem kendisi de bir nebze de olsa sıla hasretini giderdi. Kendisine bir kez daha milletim adına teşekkürlerimi ifade ediyorum. Sadece Nobel Ödülü alması dolayısıyla değil, aynı zamanda Nobel Ödülü almasından sonra sergilediği vakur tavırla gönlümüzde derin bir yer etti" değerlendirmesinde bulundu. - "Müdahaleler Suriye'deki sorunları büyütüyor"Davutoğlu, Türkiye'nin bulunduğu bölgede birçok sıkıntı yaşandığına ve çevresinde birçok çatışma alanı olduğunu vurgulayarak, sözlerine şöyle devam etti: "Etrafımız ateş çemberiyle çevrili. Bu yaşananların bizim sınırlarımızda birçok soruna yol açtığı da bir gerçek. Şunu baştan ifade edeyim, biz tüm komşularımızın toprak bütünlüğüne saygılıyız, bölgemizde sadece barış ve sadece barış istiyoruz. Bu sadece bizim dış politikamızın ilkesel bir tutumu değil aynı zamanda ulusal güvenliğimizin de bir gereğidir. Suriye ve Irak'ta yaşananlar bu iki ülkeye olan sınırlarımızda ciddi sorunlara sebep oluyor. Suriye'de uzun zamandır bir otorite boşluğu var ve kargaşa yaşanıyor. Başta mülteciler meselesi olmak üzere Suriye'de yaşanan her olumsuzluk ülkemizi etkiliyor. Birçok ülke yaşanan bu kargaşayı artıracak şekilde bölgeye müdahil olmaya çalışıyor. Bu müdahaleler Suriye'deki sorunları çözmüyor, aksine daha da büyütüyor. Geçen ay mükerrer uyarılarımıza rağmen Suriye sınırımızı ihlal eden uçağın düşürülmesi üzerine Rusya'yla yaşadığımız gerilim bu sorunlara yeni bir boyut ekledi.Suriye'deki bütün tarafların orada bulunmak için ileri sürdükleri gerekçe DEAŞ'tır. Ancak görüyoruz ki yaşananlar DEAŞ'la mücadeleyi aşan müdahalelerdir. Rusya'nın son zamanlarda yaptığı 4 bin 198 sortiden sadece 191'i DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılar olmuştur. Diğer bombalamalar birçoğu Türkiye'ye yakın bölgelerde bulunmak üzere ılımlı muhaliflerin mevzilerine ve hatta sivil insanlara yönelik olmuştur. Son saldırılar ise özellikle Bayırbucak Türkmenlerini hedef almıştır. Rusya'nın alana girmesiyle sivil ölümlerde de kayda değer artış yaşandı. Bu sayı son haftalarda 600'ün üzerine ulaştı ve daha da yüksek rakamlara doğru her gün artıyor. Bunu sadece biz söylemiyoruz, bunu uluslararası insan hakları kuruluşları söylüyor. Bu bilançodan 150'den fazlasının çocuk olduğunu tüm dünyanın bilmesini istiyoruz."