Yenidoğan Çetesi Davası'na Yarın Devam Edilecek...Sanık Yadigar, "Bir Ekip Kuruldu Çarşafların Düzenleneceği Söylendi"
Yenidoğan Çetesi Davası’nın duruşmasına yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek. Sanık Gözde Fulya Yadigar, "Bir ekip kuruldu, çarşafların düzenleneceği söylendi. Lise mezunuyum ama salak da değilim, bu durumun normal olmadığını anladım. Ben delil toplama aşamasına geçtim. Bunlar orada işlem yaparken çaktırmadan delil toplamaya başladım. Delillerim kolluk kuvvetlerinde mevcut" dedi.
Haber: Gaye Şeyma CAN
(İSTANBUL)- Yenidoğan Çetesi Davası'nın duruşmasına yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek. Sanık Gözde Fulya Yadigar, "Bir ekip kuruldu, çarşafların düzenleneceği söylendi. Lise mezunuyum ama salak da değilim, bu durumun normal olmadığını anladım. Ben delil toplama aşamasına geçtim. Bunlar orada işlem yaparken çaktırmadan delil toplamaya başladım. Delillerim kolluk kuvvetlerinde mevcut" dedi.
Yenidoğan Çetesi Davası'nın ilk duruşmasına sekizinci gününde Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya, 22 tutuklu sanık cezaevinden getirilirken bazı tutuksuz sanık ve taraf avukatları hazır bulundu.
Sanık tıbbi sekreter Gözde Fulya Yadigar mahkemedeki savunmasında, yenidoğan birimine başka bir birimde sorun yaşadığı için geçtiğini belirterek şunları söyledi:
"Orada bir whatsapp grubu vardı. ben her zaman alanda olmuyordum. Bana 24 saati dolan hastaların kanını girmemi isterlerdi, boş formları koyardım, sevk esnasında gelen belgeleri koyuyordum. Ben işlemim bitince alandan çıkıyordum. Bebek geliyordu bir anda, haberim olmuyordu. Bu whatsapp grubunu öğrendim. Gruba dahil olmak istedim. Bu süreçte hastalardan bilgim olsun diye gruba eklendim. Sadece 112 değil EMT diye özel bir ambulans var. Özel hastenelerden hasta geliyordu.
Epikrizleri Şehmuz ÇElik yazmıyordu
Epikrizleri kesinlikle Şehmuz Çelik yazmıyordu. Yazan kişi Fırat Sarı ile bu şekilde anlaştığını söylüyordu. İşletmelerde böyle oluyor sandım. Epikrizlerde basamak listesi var. Bir Exel tablosu var yattığı gün ve taburcu olduğu gün yazıyor. Cansu Hanım'ın doldurduğu exeli kopyalayıp atıyordum. Cansu Hanım bana epikrizleri yazıyordu bana da at diyordu. Benim yaptığım işlem bu kadardı. Şehmuz alanda duruyordum diyor ya sadece iki üç günde bir geliyordu. Gelse bile uğruyordu, odasına giriyordu.
Jest olarak atılmış bir paraydı
Maaşımı Birinci Hastanesi'nden alıyordum. Kesinlikle maddi bir menfaatim yoktur. Hesabımdaki para akşının sebebi şuydu, birgün Fırat Sarı geldi, kantinde bir şeyler alırken, 'Hocam bizde para yok nerde olacak' dedim, 'Madem paran yokmuş, ben sana atayım' dedi. Jest olarak atılmış bir paraydı.
Fehmi Alperen ay sonu basamak tablosunu istiyordu
Bebeklerle en iyi şekilde ilgilenen tek insan Cansu'ydu. Tahlillerini bile ezbere bilirdi. Fehmi Alperen'in bize hasta yölendirdiğini biliyordum. Ay sonu basamak tablosunu istiyorlardı. Bir kez Gıyasettin Mert istemişti, normalde Fehmi Alperen istiyordu. Ben bayramda izne çıktım döndüğümde Cansu Hanım yerine Hasan Basri gelmişti. Sürekli kaos çıkarıyordu, kızları birbirine düşürüyordu. Fırat Sarı, problem olacağını bildiği için sorumlu hemşirenin değişeceğini söyledi. Hakan Doğukan Taşçı'nın geleceğini söyledi. Doğukan geldi. Sonrasında başlarda birkaç kez Şehmuz Çelik geldi sonrasında gelmemeye başladı. SGK denetime başladığında Doğukan'a bir görev verildi. Hergün denetim oluyordu. SGK'dan dosya istendi. Doğukan odaya geldi, 'Size yapmanız gerekenleri anlatıcam' diyerek bize bir şeyler anlattı, görevler verdi. Bazı kişiler yapmak istemedi. Doğukan, 'Bana da birileri yap dedi' dedi.
Evrakların değiştirilmesi için bir oda ayarlanmış
Ben bir şeylerin değiştirildiğini anladım. Doğukan bana 'Sana bir liste vericem bunların epikrizlerini basar mısın?' dedi. Bir baktım kızların her boşluğunda bir şeyler yazdırılmaya başlandı. Duydum ki aşağıda bir oda ayarlanmış. Odada evrakların yapılacağı söylendi. Süreç uzadı evraklar yetişmedi. Doğukan ve Hasan Basri'nin yapmadığı söylendi. Bir ekip kuruldu, çarşafların düzenleneceği söylendi. Lise mezunuyum ama salak da değilim, bu durumun normal olmadığını anladım. Aileme de saçma sapan şeyler olduğunu söyledim, delil toplamaya çalıştım. Epikrizleri yazmadım diyorlar da eski epikrizler yırtıldı her yer çarşaftı. Ben bunlara ne diyebilirdim? Diyemem beni işimden ederlerdi. Ben delil toplama aşamasına geçtim. Bunlar orada işlem yaparken çaktırmadan delil toplamaya başladım. Delillerim kolluk kuvvetlerinde mevcut. Bu ekipte başta Hasan Basri vardı, neden yapmak istemediklerini bilmiyorum. Sonra başka bir ekip kurdular.
Yeni ekip kurdular, ekipte Emine Avcı da vardı
O ekipte tanımadığım kişiler de vardı. Emine Avcı da sürekli kontrole geliyordu. 'Dosyalar yetişti mi?' diye soruyordu. Sümeyye Nur da(Fırat Sarı'nın sekreteri) o ekipte vardı. Yetiştiremedikleri zaman bana dönüp 'Gözde niye hala sisteme atmadınız?' diye soruyorlardı. Bir şablon vardı. Bir exel tablosu oluşturuldu. Bana, 'Bundan sonra şablon oluşturacaksın bana mail atacaksın ben sana epikrizleri atıcam sen de bunları sisteme atacaksın' dendi. Şablonda hastanın adı soyadı, kilosu, kullandığı ilaçlar yazıyordu. Şablonları oluşturduktan sonra kaydedip sonrasında hastanenin açtığı Cansu Akyıldırım adına olan maile attım. Bu şablonu kabul etmediğimde olay büyüdü Fırat Sarı'ya kadar ulaşıldı. Hasan'a yapamayacağım dedim. Büyük mücadele verdim. Sonrasında mailleri attım. Hasan Basri bana atıyordu, kopyalayıp sisteme atıyordum. Delil topladıktan sonra gerekli şikayetimi yapacaktım. Başka arkadaşlara da mobing yapılıyordu. Baktım dosyadaki kan gazları koparılıyor orada bir cihaz vardı, oradan kan gazları basılıyor. Bunun delil olarak işime yarayacağını düşündüm. Ben delilleri toplamaya çalışırken denetim geldi. Dosyalar toplanmaya başlandı. Sonrasında Vatan Emniyet'ten arandım, ifadeye çağırıldım. Ben sadece Fırat Sarı ve İlker Gönen alındı sanıyordum. Alana gittiğimde kimse yoktu. İfade vermeye gittim. Gece 12'ye kadar bekledim. Sen git dosyan çok uzun denildi. Beni arayacaklarını söylediler, kimse aramadı. Birgün gece eve geldim kapı çaldı, ifademi vermeye götürecekler diye düşündüm çıktım.
"Epikrizler değiştiriliyordu"
Mahkeme başkanı, "Epikrizleri siz sisteme girdikten sonra ne oluyordu" diye sordu. Sanık, "Doğukan sabah gelince hastaların basamaklarını yazıyordu. Ben basamakları atıyordum, ertesi gün gelince bakıyordum, basamaklar değişmiş. Doğukan'a söylüyordum, 'Ne olacak iki tuşla düzeltirsin' diyordu. Düzeltiyordum, doktor buna göre epikriz yazıyordu. Yine farklı oluyordu. Basamaklar ikisi arasında değişiyordu. Kontrol etmek zorunda kalıyordum" dedi. Sanık Yadigar, "Şehmuz Çelik, 'İlaçları istesinler diye e-imzamı bırakıyordum' dedi ama biz sistemden ilaç istiyorduk. E- imza ile ilaç istemiyorduk" dedi.
Duruşmaya, yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.