Haberler

Yerel Seçimlere Doğru

Abone Ol

Doğu ve Güneydoğu, çözüm süreci ile son yılların en sakin seçimine hazırlanıyor Uzmanlar, sağlanan huzur ve barış ortamı ile seçimlerin ilk kez şiddetin gölgesinde değil, demokratik bir ortam...

NURTEN ASLAN / SEMA KAPLAN - Doğu ve Güneydoğu, çözüm süreci ile son yılların en sakin seçimine hazırlanıyor.

Uzmanlara göre sağlanan huzur ve barış ortamı ile Mart 2014 seçimleri ilk kez şiddetin gölgesinde değil, demokratik bir ortamda gerçekleştirilecek.

Uzmanlar siyasi partileri çözüm sürecinin ruhuna uygun bir seçim stratejisi izlemeleri konusunda da uyarıyor.

Siyasi partilerin Doğu ve Güneydoğu'daki seçim stratejilerine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Dicle Üniversitesi (DÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rüstem Erkan, bölgede seçime girecek partilerin gerginlikler üzerinden seçimi yürütmekten kaçınması gerektiğini söyledi.

"Seçim süreci çözüm sürecini etkilememeli"

"Seçim süreci çözüm sürecini etkilememelidir" diyen Prof. Dr. Erkan, seçim sürecinde yaşanacak rekabetin belli ölçüde süreci sekteye uğratabileceğine dikkati çekti.

Prof. Dr. Erkan, "Her partinin hakkıdır belediye başkanlığını kazanmak istemek. Ancak gerginliği artırmak süreci de sekteye uğratacak bir durum olarak ortaya çıkar. Rekabet olmalı ama bu rekabeti ölüm kalım savaşına çevirerek herşeyin mübah olabileceği seçim stratejisi yürütmek çözüm süreci ve sağlanan huzur ortamına zarar verir. Seçimler bugüne kadar Türkiye'nin batısında da Kürt sorunu üzerinden gelişiyordu. Bu seçimde çözüm süreci konuşulacaktır. Gerek adaylar gerek partiler birbirlerine karşı kullanacakları dile özen göstermelidirler" diye konuştu.

Erkan, bölgede eskisi gibi tanınmış veya transfer adayların değil, parti kimliğiyle örtüşen, partinin genel politikası ve stratejisi ile uyuşan adayların başarılı olacağını söyledi.

"Aday atanmış olmamalı"

Uluslararası Stratejik Tahlil ve Araştırmalar Merkezi (USTAD) Başkanı Ahmet Akgül, demokratik seçimlerin en önemli ayağından birinin yerel yönetimler olduğunu belirtti.

Seçimlerde adayın iyi bir vizyon, zeka, başarı ve beceriye sahip olmasının beklendiğini ifade eden Akgül, bölgede etkili patilerin bu doğrultuda aday belirlemelerinin daha yararlı olacağını belirtti.

"Bir şehrin ihyası da iflası da belediye başkanından geçer" diyen Akgül, 5 yıllığına seçilecek bir başkanın şeffaflıkta, dürüstlükte, kararlılıkta, halka hizmeti hakka hizmet olarak görmesinde büyük önem olduğunu vurguladı.

Akgül, partilerin bölgede adaylarını belirlerken şehrin yapısını da dikkate alması gerektiğini ifade ederek şöyle dedi:

"Ancak tamamen aşiret veya kalabalık bir oy çoğunluğu üzerinden seçime gidilmemeli. Aday bir atanmış da olmamalı. Parti genel merkezince bir başka ilden atanmış birinin başarılı olacağını düşünmüyoruz. Şehri tanıyan, şehrin ruhunu, kültürel ve manevi değerlerini bilen kişilerin aday olarak gösterilmesinin bölgeye de saygı manasına geleceğini biliyoruz. Yerel seçimlerde baskıcı hiçbir duruma müsade edilmemeli, demokratik bir ortamda insanların kendi siyasi iradelerine uygun bir atmosferde tercihlerini yapmalarını sağlamak devletin en önemli görevlerinden biri olacaktır. Bazı il ve ilçelerde bir partiye doğru kayma veya rağbet sözkonusu ise partilerin bunu istismar etmeden, 'ceketimizi assak seçiliriz' tarzında halkı küçümseyen bir tavır ile aday belirlememesi gerekir. Genel merkezin bir adayı ataması bölgede halkın iradesine zorunlu olarak bir yere kanalize edeceği için saygısızlık anlamına gelir."

Çözüm süreci, seçimde etkili olacak

Diyarbakır Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) Başkanı Mehmet Kaya ise seçimin denk geldiği sürecin oldukça önemli olduğuna dikkati çekerek, demokrasinin en önemli araçlarından biri olan seçimin belki de bölgede ilk defa şiddetin gölgesinde değil, demokratik bir ortamda yapılacağını vurguladı.

Bu anlamda seçimin oldukça önemli olduğunu dile getiren Kaya, "Seçimde önemli olan bu sürecin heba edilmesine sebep olacak bir durumun oluşmasını engellemektir" dedi.

Kaya, bunun için bütün siyasi taraflara çok önemli görevler düştüğünü söyledi.

Seçim sonuçlarından çok seçim sürecinin bölgede yaratacağı havanın etkili olacağına inandığını kaydeden Kaya, şöyle dedi:

"Bölgede belediye başkanlarından çok devletle, partinin yürüttüğü barış süreci öne çıkıyor. Barış süreci de kişileri değil, süreci yürüten kurumları ortaya çıkarıyor. Bugün İstanbul'da aday olacak kişiler uzun uzun tartışılıyor ama Diyarbakır'da kimin aday olacağı konusunun seçim sonucunu pek etkilemeyeceğini düşünüyorum. Barış sürecindeki tarafların atacağı adımlar, davranışları, izleyecekleri yöntem seçim sonucunu etkileyecektir."

"Her seçim demokrasiyi kuvvetlendirecektir"

Dicle Üniversitesi (DÜ) Sosyal Araştırmalar Merkezi Sosyoloji Araştırma Grubu Başkanı Prof. Dr. Sabri Eyigün, seçimlerin bu kez gerçek anlamda demokratik bir atmosferde ve herkesin kendi iradesini ortaya koyabileceği bir şekilde gerçekleşmesi gerektiğini ifade ederek, siyasi parti liderlerinin ve adayların yeni sürece uygun bir dil ve söylem geliştirmelerinin önemini vurguladı.

Eyigün, yürütülen çözüm süreci ile kalıcı barışın tesisi ve demokrasinin olgunlaşması adına büyük adımlar atıldığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Bu süreci daha da güçlü kılacak, yeni bir anayasa ile daha katılımcı, özgürlükçü ve daha sivil bir toplum inşa etme yolunda yasal düzenlemelerin yapıldığı biliniyor. Yasal düzenlemelerin yanında, bireyler, gruplar, karar vericiler ve siyasi parti üyelerinde de demokrasinin özümsenmesi, uygulanma bilincinin gelişmesi son derece önemlidir. Yerel seçimler bunun için tarihi bir önem taşımaktadır. Adayların propagandalarını özgürce yapabilmeleri, seçmenin de her türlü sosyal, siyasal ve ekonomik sorunu baskı ve tehditten uzak bir biçimde konuşabilmesi ancak demokrasinin kabullenilmesi ile mümkün. Bu çerçevede yapılan her seçim demokrasiyi daha da kuvvetlendirecektir. Seçimlerin öncelikle özgür bir atmosferde geçmesi ve herkesin kendi iradesi ile siyasi aktivitelere katılmasının sağlanması gerekir."

- Yeni sürece uygun yeni bir dil

Eyigün, partilerin miting ve diğer siyasi toplantılarda, ötekileştirmeyen, ayrıştırmayan bir dil kullanması gerektiğini belirterek, "Mağduriyetleri kaşıma, birbirini değersizleştirme ve yok sayma politikaları sempatizanlarını daha da radikalleştirip sosyal uzaklık yaratmaktan öteye bir anlam ifade etmeyecektir. Üniversite olarak yaptığımız bir araştırma gösterdi ki halkın yüzde 80'i siyasi parti liderlerinden ve adaylardan yeni sürece uygun bir dil geliştirmelerini bekliyor. Bu çerçevede siyasilerin bölgeyi ilgilendiren her türlü soruna çözüm üretirken, düşüncelerini ikna yolu ile ifade etmeleri, kitleleri yönlendirirken ve yönetirken uzlaşmacı bir söylem içinde olması önemlidir" ifadelerini kullandı.

Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun, bölge düzeyinde partiler arası herhangi bir ittifakın olmasını beklemediğini belirtirken, Güneydoğu Demokrasi Derneği Başkanı Mustafa Canoruç ise partilerin göstereceği adayların mutlaka halk tarafından bilinen, sayılan, hizmet edebilme niteliğine sahip kişilerden olması gerektiğini kaydetti. - Diyarbakır

Kaynak: AA / Güncel

Dicle Üniversitesi Mehmet Kaya Diyarbakır Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title