Yeşil Sol Parti'nin Sivas Katliamı'nın Araştırılması Önerisi, TBMM Genel Kurulu'nda AKP ve MHP'li Vekillerin Oylarıyla Reddedildi
Yeşil Sol Parti'nin Sivas Katliamı'yla ilgili araştırma önergesi, TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve MHP'li vekillerin oylarıyla reddedildi. Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat, "Bu katliamların inkâr edilmesinin altında Alevilerin öz inançsal ve öz yaşam değerlerinden uzaklaştırarak özgürlüklerden yoksun bırakılması vardır. Her katliam, Alevi toplumunu sindirme politikalarıyla duygusal bağlamda kriz veya travmatik sürece sokmaya yöneliktir. Her inkâr, yitik bir sosyobellektir" dedi.
Yeşil Sol Parti'nin Sivas Katliamı'yla ilgili araştırma önergesi, TBMM Genel Kurulu'nda AKP ve MHP'li vekillerin oylarıyla reddedildi. Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat, "Bu katliamların inkar edilmesinin altında Alevilerin öz inançsal ve öz yaşam değerlerinden uzaklaştırarak özgürlüklerden yoksun bırakılması vardır. Her katliam, Alevi toplumunu sindirme politikalarıyla duygusal bağlamda kriz veya travmatik sürece sokmaya yöneliktir. Her inkar, yitik bir sosyobellektir" dedi.
Yeşil Sol Parti, 2 Temmuz 1993 tarihinde yaşanan Sivas Katliamı'nın bütün boyutlarıyla araştırılması amacıyla verilen araştırma önergesinin gündemin önüne çekilerek bugün TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesine ilişkin grup önerisi verdi.
"HER ADIMA KARŞI KİRLİ STRATEJİ GELİŞTİREREK YIKICI, YOK EDİCİ HAMLELERLE ALEVİ TOPLUMUNU DERİNDEN YARALIYOR"
Öneri üzerine söz alan Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat, şunları söyledi:
"Tüm Alevi katliamlarının arkasında gizli kalan gerçeklerin aydınlatılması, yargı kararlarına rağmen katilleri koruyan cezasız bırakma unsurlarının ortaya çıkarılmasını, katliamlarla ilgili devlet arşivlerinde yıllarca saklı kalan belgelerin araştırılıp kamuoyuyla paylaşılmasını istiyoruz. Bu tutum, geçmişle hesaplaşma veya yol gösterici değildir, yıkıcıdır, yok edicidir. Özgürlükleri kendi lehine toplumsallaştıran siyasal İslam ile dayalı asimilasyonları en üst seviyeye çıkaran bu amaçla siyaseti ve politikayı tasarlayan devlet, tüm dünyada etkisini gösteren, demokratikleşme ve eşit yurttaşlık hakkını resmi ideolojisi üzerinden sadece bir inanç grubu adına değerlendirilmesi bir insanlık suçudur. İnkarcı siyasi akıl Alevi toplumunun adalet, hak ve hukuk adına atmış olduğu her adıma karşı kirli strateji geliştirerek yıkıcı, yok edici hamlelerle Alevi toplumunu derinden yaralıyor" diye konuştu.
"HER KATLİAM, ALEVİ TOPLUMUNU SİNDİRME POLİTİKALARIYLA DUYGUSAL BAĞLAMDA KRİZ VEYA TRAVMATİK SÜRECE SOKMAYA YÖNELİKTİR"
Sivas Madımak Alevi katliamı da çok yönlü ve çok biçimlidir. Bu katliamların inkar edilmesinin altında Alevilerin öz inançsal ve öz yaşam değerlerinden uzaklaştırarak özgürlüklerden yoksun bırakılması vardır. Her katliam, Alevi toplumunu sindirme politikalarıyla duygusal bağlamda kriz veya travmatik sürece sokmaya yöneliktir. Her inkar, yitik bir sosyobellektir. Amaç Alevilerin kendilerini güvensiz hissetmesini, entrikalara ve katliamlara karşı cevap verme yeteneğini, gücünü yok etmektir."
"33 İNSANIMIZI KAYBETMİŞ OLMAK VİCDANLARI KANATMIŞ, YAKILAN SADECE BEDENLER OLMAMIŞ, YÜREKLER DE YANMIŞTIR"
İYİ Parti Grubu adına söz alan Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu ise "Sivas olayları ya da Madımak Katliamı olarak bilinen acı olaylar sırasında yazar, ozan, düşünürlerden oluşan 33 insanımızı kaybetmiş olmak vicdanları kanatmış, yakılan sadece bedenler olmamış, yürekler de yanmıştır. Üstelik bu ülkede yürekler sadece Madımak'ta da yanmamıştır. Acılarla yoğrulmuş bu milletin yüreği 5 Temmuz 1993'te de yine 33 canımızın terör örgütü tarafından katledildiği Başbağlar'da yanmıştır. Bu ülke bizlere ne kadar vatansa herkese, onlara da o kadar vatandır. Bu toprakların tarihinde bizlerin ne kadar adı geçiyorsa onların da o kadar adı geçmektedir" dedi.
"ÖNCEDEN PLANLANMIŞ VE 8 SAAT SÜREN BU OLAYIN GÜVENLİK GÜÇLERİNİN GÖZLERİ ÖNÜNDE GERÇEKLEŞMİŞ OLMASI İSE BİR O KADAR DÜŞÜNDÜRÜCÜDÜR"
CHP Grubu adına söz alan Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever, şöyle konuştu:
"2 gün önce Madımak Oteli'nde kaybettiğimiz 33 canımızı anmak üzere Sivas'taydık. Bir kez daha acımızın hiç dinmediğini, yaramızın hiç kapanmadığını ve o ateşin hiç sönmediğini gördük. İnsanlık tarihine kara bir leke olarak geçen bu katliam, Cumhuriyet'e ve anayasal düzene karşı planlı bir başkaldırıydı. Hedefleri, bu ülkenin birlik, dirlik ve beraberliğiydi. Önceden planlanmış ve 8 saat süren bu olayın güvenlik güçlerinin gözleri önünde gerçekleşmiş olması ise bir o kadar düşündürücüdür. Olayın yargı süreci ve katliamdan sonra iktidara gelen hükümetlerin davaya bakış açısı olayın kendisi kadar vahim ve acıdır. Buradan bir kez daha dile getirmek istiyorum; insanlığa karşı işlenmiş olan suçlarda zaman aşımı olmaz. Ne acıdır ki olayın baş faillerinden biri, Sivas Valiliği'ne 100 metre yakınında yaşamını sürdürmüş ve ne hikmetse yakalanamamıştır. Bazı failler sürücü belgesi almış, evlenmiş, işe girmiş ama emniyet güçlerince yakalanamamıştır."
"İKTİDAR, SİVAS MADIMAK KATLİAMI'NA KARŞI DUYARSIZ, KÖR, SAĞIR VE DİLSİZDİR"
Timisi Ersever, "Bir fail, Cumhurbaşkanı tarafından yaş ve sağlık sorunları gerekçesiyle affedilmiştir. 2012 yılında dönemin başbakanı, bazı failler için zaman aşımı işletilmesi karşısında 'hayırlı olsun' diyebilmiştir. Son olarak yurtdışına firar etmiş ve kırmızı bültenle aranan failin 2011 yılında yurtdışında yakalanmasına rağmen iadesi istenmediği için serbest kalmıştır. Bu son örnekte de görüldüğü gibi iktidar, Sivas Madımak Katliamı'na karşı duyarsız, kör, sağır ve dilsizdir. Bu ülkede kardeşliği, beraberliği, birlikte yaşama kültürünü var etmenin yolu Maraş, Çorum, Sivas gibi olaylarla yüzleşmekten geçer" dedi.
"BU ÜLKEDE HİÇBİR ETNİK YA DA DİNİ GRUBUN DİĞERİNE ÜSTÜNLÜĞÜ YA DA AYRICALIĞI YOKTUR"
AKP Çorum Milletvekili Oğuzhan Kaya, "Sivas Katliamı ile Başbağlar Katliamı'nı birlikte değerlendirmek gerekir. Birbirinden ayırmamak gerekir. Sivas'ta ve Erzincan Başbağlar'da katledilen vatandaşlarımızı rahmetle anıyorum, yakınlarına bir kez daha başsağlığı diliyorum. 84 milyon vatandaşımız bu ülkenin asli sahibidir. Gücümüz, birliğimiz ve beraberliğimizden gelmektedir. Bu ülkede hiçbir etnik ya da dini grubun diğerine üstünlüğü ya da ayrıcalığı yoktur. Kamu önünde herkes eşittir" dedi.
Yeşil Sol Parti'nin grup önerisi, AKP ve MHP'li vekillerin oylarıyla reddedildi.