Yılda 1,5 Milyon Çocuğun Su İhtiyacı Tasarruf Edilebilir
WWF-Türkiye, "Türkiye'nin Su Ayak İzi"ni çıkarmak için el ele verdi.
Türkiye'yi 2009 yılında 'su ayak izi' kavramıyla tanıştıran Unilever Türkiye'nin lider markalarından OMO ve uluslararası doğa koruma kuruluşu WWF-Türkiye, "Türkiye'nin Su Ayak İzi"ni çıkarmak için el ele verdi.
T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın desteğiyle hayata geçen proje kapsamında hazırlanan raporla; ülkemizin toplam su ayak izinin yanı sıra doğrudan ve dolaylı su kullanımı, sektörlerin su ayak izi ve suyun ekonomi içerisindeki rolü de ortaya konuldu.
Unilever Operasyonlardan Sorumlu Dünya Başkanı Harish Manwani, "Unilever olarak, yaptığımız işlerde her zaman geniş kapsamlı, sürdürülebilir ve sorumlu büyümeye göre düşünür ve hareket ederiz. Bugün lansmanını yaptığımız Türkiye Su Ayakizi Raporu'nun sadece bir başlangıç olduğu unutulmamalı. Bu noktadan daha da ileriye giderek, su yönetimi ve sürdürülebilir yaşamın önemi konusunda farkındalığı artırmaya devam etmeliyiz. Bugün burada, özel sektörün, hükümetin ve STK'larının böylesine yakın temas içinde çalışması bir tesadüf değil." Unilever Türkiye Ev ve Kişisel Bakım Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Dinçer, "WWF-Türkiye ile çalışmalarımız, Sudaki Ayak İzim Projesiyle, bireysel ölçekteki su ayak izi hesaplamasından; daha makro ölçekteki Türkiye'nin su ayak izi hesaplamasına doğru geliştirdik. Projemizle, Türkiye'nin su ayak izi kavramını, su yönetimine entegre etmesine destek veriyoruz." diye konuştu. WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak da "Türkiye'nin Su Ayak İzi Raporu'nun sonuçları, su kaynaklarının çok yönlü doğasını anlamamızı sağlayarak yaşam kaynağımızı yönetmenin yeni yollarını bulmamıza destek olacaktır."dedi.
Sürdürülebilir yaşamı tüm stratejisinin merkezine yerleştiren Unilever Türkiye ve deterjan kategorisindeki lider markası OMO'nun desteğiyle; uluslararası doğa koruma kuruluşu WWF-Türkiye tarafından "Türkiye'nin Su Ayak İzi" çıkarıldı.
2009 yılında gerçekleştirdikleri Sudaki Ayak İzim Projesi'ni bir adım öteye taşıyan OMO ve WWF-Türkiye, T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nın desteğiyle hazırlanan "Türkiye'nin Su Ayak İzi Raporu" ile ülkemizin toplam su ayak izinin yanı sıra doğrudan ve dolaylı su kullanımı, sektörlerin su ayak izi ve suyun ekonomi içerisindeki rolü de ortaya konuldu.
Projeyle, ülkemizde su kaynaklarının maruz kaldığı tehditlere dikkat çekmek ve su kaynaklarına bağlı mevcut ekonomik faaliyetleri sürdürülebilir kılmak da hedefleniyor. Doğru sulama sistemleri ve kaynak sularının doğru tüketiminde uygulanan politikalarda rapor sonuçlarına göre düzeltmeler yapılması öngörülüyor.
Manwani: "2025 yılına kadar 1.8 milyar insan tam bir su kıtlığı içinde yaşayacak…"
Dünya üzerindeki su kaynaklarının haksız dağılımına dikkat çeken Manwani "BM bir insanın içmek, yemek yapmak ve temizlik için günde yaklaşık 50-100 litre suya ihtiyacı olduğunu belirtiyor, oysa şu anda günde sadece 10 litre su ile yaşamını sürdüren milyonlarca insan var. 2025 yılına kadar dünyanın üçte biri su sıkıntısı çekilen koşullarda yaşamak zorunda kalacak. 2025 yılına kadar ise 1.8 milyar kişi tam bir su kıtlığı yaşayacak." dedi ve sözlerine su kaynaklarının Türkiye'deki yatırımlarını nasıl etkileyebileceğine değinerek devam etti.
Harish Manwani, "Türkiye'de sürdürülebilir su kaynağı olmazsa, ister ihracat ister yerel tüketim amaçlı olsun, burada iş yapamayız. Rapora göre, Türkiye'deki üretim ve tüketimin yaklaşık %80'i ülkedeki su kaynaklarına bağımlı, dolayısıyla tatlı su kaynaklarının sürdürülebilirliği ile ekonomi ve toplumun sağlığı arasında doğrudan bir bağlantı var. Bu nedenle, sudaki ayak izimizi ve su kaynaklarımızı nasıl daha iyi yönetebileceğimizi anlamamız ve bu konuda farkındalığa ulaşmamız şimdi her zamankinden daha önemli. Türkiye Su Ayak İzi Raporu ile amaçlanan da tam olarak bu." diyerek Türkiye Su Ayak İzi Raporu'nun önemini vurguladı.
Dinçer: "1,5 milyon çocuğun su ihtiyacını tasarruf etmek bizim elimizde…"
OMO ve WWF-Türkiye'nin 2009 yılında gerçekleştirdikleri 'Sudaki Ayak İzim' Projesi ile kamuoyunun dikkatini konuya çekmeyi başardıklarını belirten Unilever Türkiye Ev ve Kişisel Bakımarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Dinçer, düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, "O günlerde açtığımız www.sudakiayakizim.com sitesinde, 90 binden fazla kişi sudaki ayak izini ölçtü. Kendilerine sunduğumuz pratik bilgiler ise bireysel su ayak izlerini düşürmek yönünde tetikleyici oldu. Uzun yıllardır, doğru yıkama alışkanlıkları konusunda tüketicilerimizi harekete geçirmek için çok sayıda kampanya yürütüyoruz. Yapmış olduğumuz bilinçlendirme çalışmalarımız sayesinde, Türk kadınları arasında ön yıkama oranı yüzde 44'ten yüzde 29'a geriledi. Böylece, iki Ömerli Barajı'nı dolduracak kadar su tasarrufu sağlandı. Sürdürülebilirliği, yaptığımız her işin kalbine yerleştirmiş olmamızın neticesinde, OMO tüketiciler tarafından deterjan kategorisinin 'en çevreci' markası seçildi. Elde edilen bu başarılı sonuçlar, bizi, gelecek projeler için motive etti. Bugün rapor sayesinde biliyoruz ki Türkiye'deki tüm anneler ön yıkama yapmayı bırakırsa, her yıl yaklaşık 1.5 milyon çocuğun yıllık su ihtiyacını tasarruf edebilirler. Bu tasarruf diğer bir deyişle Eskişehir ilinin 2 yıllık su ihtiyacına tekabül eder. Ne kadar ufak bir hareketle ne kadar büyük bir fark yaratabileceğimizin bilincinde olmamız, çocuklarımıza daha yaşanabilir bir dünya bırakabilmenin ilk adımı. Bundan sonraki adımlarımızla %29'a gerileyen ön yıkama oranını 0'a indireceğiz."dedi.
OMO'nun destekleri ve WWF-Türkiye'nin uzmanlığıyla hazırlanan Türkiye'nin Su Ayak İzi Raporu'nun, 2009 yılında başlayan işbirliğinin devamı niteliğinde olduğunu kaydeden Dinçer, sözlerine şöyle devam etti:
"OMO olarak, sürdürülebilirliği tüm faaliyetlerimizin tam kalbine koyduk. Hem inovasyonlar hem de tüketici davranışlarını değiştirmeye yönelik iletişim çalışmalarımızla daha yaşanabilir bir dünya için adım attık. Herkese günlük yaşamında yapacağı küçük bir değişiklikle, atacağı küçük bir adımla, çocuklara daha yaşanabilir dünya bırakabileceğini gösterdik. Önemli bir hedefimiz de bu çalışmayla sektörümüze örnek olmaktır. Bu anlayışın eseri olan Türkiye'nin Su Ayak İzi Raporu, tarımdan sanayiye ve evsel kullanıma kadar Türkiye'nin ayrıntılı su haritasını ortaya koymakta. Ve herkese bu anlamda önemli görevler düştüğünü göstermektedir."
Dinçer, sözlerine "Son zamanlarda ülkemizde yaşadığımız su sıkıntısı da olumsuz iklim değişikliğiyle karşı karşıya olduğumuzu göstermekte." şeklinde devam etti.
Baştak: "Rapor, Türkiye'de üretim ve tüketim süreçlerinin %80'inin ülke içerisindeki su kaynaklarına dayandığını ortaya koyuyor."
Su ayak izi kavramının su yönetimi açısından strateji geliştirilmesi için çok önemli bir gösterge olduğunu vurgulayan WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak da"Türkiye'nin su ayak izi, üretim ve tüketim süreçlerinin hem iklim koşullarına karşı duyarlı olduğunun, hem de su kaynaklarının sürdürülebilirliğiyle ilişkili olduğunun altını çizer. Bu anlamda, su kaynaklarının akılcı kullanımı ve iyi yönetimi çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirlik ile doğrudan ilişkilidir. Su kaynaklarının iyi yönetiminin sağlanması, bu kaynakları kullanan tüm kesimlerin birlikte hareket etmesini gerektirir. Karar vericiler, su ayak izinin ve etkilerinin üstesinden gelebilmek için daha uygun stratejiler geliştirirken, iş dünyası ve bireyler farklı ölçeklerde somut adımlar atmalıdır."
OMO'nun destekleriyle ikinci aşamasına başladığımız projemizde, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü ile birlikte Türkiye'nin Su Ayak İzi'nin hesaplanması sonucunda elde ettiğimiz verilerin, yaşam kaynağımız olan suyu yönetmenin yeni yollarını bulmamıza katkı sağlamasını umuyoruz." diye konuştu.