Yılmaz: "Yazarlık İnsanlığın Acısını, Izdırabını Duyabilmektir"
Romancı Durali Yılmaz, "Yazarlık, insanlığın acısını, ızdırabını duyabilmektir" dedi.
Romancı Durali Yılmaz, "Yazarlık, insanlığın acısını, ızdırabını duyabilmektir" dedi. Yılmaz, üniversitelerdeki kalitesizliğe değinerek şunları söyledi: "40 yıldır üniversite içerisindeyim ve Türkiye'nin üniversitesi olmadığı kanaatindeyim. Türkiye'ye tüketim görevi verilmiştir, üretim değil."
İLESAM ( Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği) İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen Çınaraltı Sohbetleri'nin kırk üçüncüsü gerçekleşti. İLESAM İstanbul Şubesi'nin her ay Alay Köşkü'nde (Ahmet Hamdi Tanpınar Müze ve Kütüphanesi) gerçekleştirdiği faaliyetleri arasında bu ay Yazarlık Atölyeleri ve Yazarlık konusu ele alındı.
İLESAM İstanbul Şubesi Denetim Kurulu Başkanı Recep Arslan'ın yönettiği toplantının açış konuşmasını İLESAM İstanbul Şubesi Başkanı Cafer Vayni yaptı.
Roman ve hikayeler kaleme alan İLESAM'ın yöneticilerinden Prof.Dr. Durali Yılmaz, Yazarlık Atölyeleri ve Yazarlık konusunda görüşlerini dinleyicilerle paylaştı. Durali Yılmaz, konuşmasında, hikaye, şiir, roman yazmak öğretilemez. Öğrenebilirsiniz ama yazmak başka bir şeydir. Teknik öğretilebilir ama mesele Balzac, Dostoyevski, Halit Ziya olmaktır" dedi.
Senaryo yazmanın kolay olduğunu ama sanat eseri yazmanın zor olduğunu anlatan Yılmaz, şöyle konuştu: "Sanat eseri best-seller olmaz. Türkiye'de sanat eseri 15-20 bin satarsa Türkiye uçar. Rilke kendisine şiirler veren bir gence şöyle der: "Git, bu gece uzun uzun düşün. Şiir yazmadan yaşayabiliyorum dersen, yazma."
YAZAR GÖRÜLMEYENİ GÖRMELİDİR
Sanatçı diye nitelendirdiğimiz insanların üç boyutta ele alınabileceğini belirten Durali Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kendi sıkıntısını aşamayanlar, Kendi sıkıntısını aşarak, bir milletin ızdırabını hissedebilenler. Bütün insanlığın acısını, ızdırabını yüreğinde hissedebilenler. Üçüncü aşama sözün bittiği yerdir. Hacı Bektaş-ı Veli'nin Muhammediye'yi yazan Mehmet'e; "Mehmet, boşuna zahmet etmişsin. Bütün bunları yapacağına bir gönül yapsan daha iyi olurdu" sözü üçüncü aşamayı çok iyi ifade etmektedir."
Yazarlığın insanlığın acısını, ızdırabını duyabilmek olduğunu anlatan Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: "Yazma ihtiyacı duyduk. Peki nasıl yazacağız. Burada hiç kimsenin görmediği şeyi görmeliyiz. Bu noktada yazarın kendi kendini eğitmesi önemlidir. Adam beş roman yazmış ama dünya ve Türk romanından haberi yok. Yapacağımız şeyin her yönünü bilmek zorundayız. Dolayısıyla yazarlık emektir. Kendi sözümüzü ancak bu şekilde söyleyebiliriz."
GENÇ ADAM
Durali Yılmaz, konuşmasında, Tanpınar'ın şair Necip Fazıl hakkında söylediği şu sözü hatırlattı: "Bu genç adam sıkıntılarını şiire dökmeseydi, elinde düdük sokaklarda deli gibi dolaşırdı."
Üniversitelerdeki kalitesizliğe de değinen Durali Yılmaz, konuşmasını şöyle tamamladı: "Türkiye'nin şu an üniversitesi yok. Bizdeki yüksek okul bile değil. Amerika ve Japonya'da üniversite vardır. 30 üniversitesi var adamların.Dünyayı o üniversiteler yönetir. Bugün Batı'da fizik, kimya ve biyoloji fakülteleri vardır. Türkiye'de ise bu bölümler kapatılmaktadır. 40 yıldır üniversite içerisindeyim ve Türkiye'nin üniversitesi olmadığı kanaatindeyim. Türkiye'ye tüketim görevi verilmiştir, üretim değil." - İSTANBUL