Haberler

Yükseköğretime Giriş'te Yeni Model Önerisi: "Uygulamalı Bilimler Modeli Getirilsin, Akademik ve Mesleki Yükseköğretim Eğitimi Ayrıştırılsın"

Güncelleme:
Abone Ol

Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) tarafından düzenlenen ve çok sayıda eğitim uzmanının katıldığı çalıştayda, yükseköğretim kurumlarına geçiş konusunda yeni bir öneri ortaya kondu. BAU Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Şimşek, önerilerinin, “Uygulamalı Bilimler” modelinin getirilerek, akademik eğitim ile mesleki yükseköğretim eğitimlerinin ayrıştırılması esasına dayandığını söyledi. Prof. Dr. Şimşek, önerdikleri “Uygulamalı Bilimler" modelinin 2 yıl lise 3 yıl meslek yükseköğretim eğitiminden oluştuğunu, bu eğitimin bitiminde de öğrencilere üniversite diploması verildiğini söyledi.

Haber: GAYE ŞEYMA CAN/ Kamera: ADEM KARABAYIR

Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) tarafından düzenlenen ve çok sayıda eğitim uzmanının katıldığı çalıştayda, yükseköğretim kurumlarına geçiş konusunda yeni bir öneri ortaya kondu. BAU Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Şimşek, önerilerinin, "Uygulamalı Bilimler" modelinin getirilerek, akademik eğitim ile mesleki yükseköğretim eğitimlerinin ayrıştırılması esasına dayandığını söyledi. Prof. Dr. Şimşek, önerdikleri "Uygulamalı Bilimler" modelinin 2 yıl lise 3 yıl meslek yükseköğretim eğitiminden oluştuğunu, bu eğitimin bitiminde de öğrencilere üniversite diploması verildiğini söyledi.

Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi'nin çok sayıda eğitim uzmanının da katılımıyla düzenlediği çalıştayda 'Yükseköğretime Giriş' konusu tartışıldı ve bir sonuç raporu hazırlandı. Raporda ortaya konan üniversiteye geçiş ve yeni eğitim modeliyle ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Hasan Şimşek, "Uygulamalı Bilimler (Applied Science), 2 yıl lise 3 yıl meslek yükseköğretim eğitiminden oluşmaktadır. Bitiminde öğrenciler, Uygulamalı Bilimler üniversite diploması alabileceklerdir. Biz, bu reform önerimizle hem mesleki eğitimi cazip kılmak hem de öğrenciler açısından da üniversitede akademik ve mesleki yükseköğretim eğitimini ayrıştırmak istiyoruz" dedi.

"ÖNERDİĞİMİZ MODELDE ÖĞRENCİ ÜNİVERSİTE SINAVINA GİRMEYECEK"

Prof. Dr. Şimşek, Uygulamalı Bilimler'in esas itibariyle bugünkü Meslek Yüksekokulu programlarını kapsadığını söyledi. Uygulamalı Bilimler modeliyle öğrencilerin ortaokuldan sonra tekrar üniversite sınavına girmelerine gerek kalmayacağının altını çizen Prof. Dr. Şimşek, "Çalıştay raporuna göre önerilen bu yeni model ile öğrenci hem lise hem yükseköğretim meslek eğitimini birlikte alacak. Aynı zamanda yükseköğretimden Uygulamalı Bilimler diploması ile mezun olacaktır. Yani, bir öğrenci 15 yaşında bu sisteme girecek, 20 yaşında Uygulamalı Bilimler üniversite diploması ile mezun olarak meslek hayatına atılacaktır" diye konuştu.

TEK SINAV YERİNE ÇOK SAYIDA SINAV

BAU Eğitim Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen çalıştay sonucunda "Yükseköğretime giriş sistemine yönelik" ayrıntılı bir değerlendirme raporu hazırlandı. Katılımcılar tarafından farklı model önerileri üzerinde durulan rapora ilişkin ise şu açıklama yapıldı:

"Bir grup katılımcı güvenilirlik, nesnellik, maliyet gibi nedenlerle mevcut sistemin devam etmesini önerirken, liselerin güçlendirilmesi gerektiğinin önemi ve gerekliliği vurguladı. Çalıştay katılımcıları orta öğretim başarı puanı ile sınav ilişkisinin kesilmesi, yüksek riskli ve yıkıcı psikolojik etkisi yüksek olan tek sınav yerine farklı alanlardan çok sayıda sınavın olması gerektiğini savundu.

Sınav sayısının artırılmasının geçmişte dershanelere, bugün ise hazırlık kurslarına olan talebi artırdığı vurgulanırken, yeni model önerisinin 'çoklu sınav sistemi'nden farklı. Bu öneriye göre, öğrenci tek günde yapılan merkezi bir sınavla değil, kendini hazır hissettiği farklı zamanlarda, yerel sınav merkezlerinden girdiği sınavlarla yükseköğretime geçebilecek. Bu sistem bugün bütün dünyada uygulanan TOEFL sınav sisteminin bir benzeri. Bu tür bir sistemle elde edilen puanlar öğrenci hakkında zamana yayılmış, daha geçerli ve güvenilir bilgi sağlayacaktır.

KONTENJANI DOLMAYAN BÖLÜMLERİN KENDİ ÖLÇÜTLERİ OLACAK

Katılımcıların altını çizdiği diğer bir nokta ise tek bir merkezi sınav yerine bu sistemle elde edilen birden fazla sınav sonuçlarını kullanarak öğrencilerin aldıkları en yüksek puanla yükseköğretime başvurmasını getirebilecektir. Böylesi bir sistemde, üniversitede yatay geçişlerin de desteklenir. Bu yolla, Sabancı Üniversitesi ile ülkemize getirilen 2 yıl temel, 2 yıl yoğunlaştırılmış mesleki yükseköğretim modelinin uygulaması da yükseköğretim sistemini güçlendirecektir. Öte yandan, bu sistemle kontenjanı dolmayan bölümlerin kendi seçim ölçütleri ile kendi öğrenci seçimlerini seçme fırsatı yakalayabilecekler.

ÜNİVERSİTE GİRİŞ SİSTEMİNE İLİŞKİN YENİ UYGULAMALI BİLİMLER ÖNERİSİ

Çalıştayda Türkiye'de şu an var olan meslek liselerle yüksek okulları birbirinden yalıtmış ve bağının kopuk olduğu model yerine yeni 3 + 2 sistemi önerildi. 'Öğrenciler ortaokuldan sonra sınavsız olarak girdikleri 2 yıl meslek lisesi eğitimini takiben yine sınavsız olarak 3 yıl üniversitede meslek eğitimi alacaklar, 5 yıllık bu eğitimin sonunda bir Uygulamalı Bilimler (Applied Science) diploması ile üniversiteden mezun olacaklardır' diyen Prof. Dr. Şimşek bu konuda şöyle konuştu:

'Mevcut meslek liselerini ve mevcut meslek yüksekokullarını kullanarak mesleki ortaöğretimi ve üniversite eğitimini entegre eden bütünleşik bir sistem öneriyoruz. Öğrencinin 4 yıl okuması gereken lisenin son 2 senesini okumamasını, 2 yıl temel lise eğitiminden sonra 3 yıllık meslek eğitimi alıp herhangi bir üniversite sınavına girmeden 5'inci yılın sonunda Uygulamalı Bilimler üniversite diploması ile mezun olmasını öneriyoruz. Şu anki sistemde 4 yıllık normal ve mesleki lise eğitiminden sonra herkes 4 yıllık üniversiteye aday oluyor. Doğal olarak, herkes aday olduğu için orada bir yığılma meydana gelmektedir. Bu önerimizle toplumda meslek liseleri ve meslek yüksekokulları hakkında oluşmuş olan algı değişecek ve bu iki kurum da cazip hale gelecektir. Şu anki haliyle birbirlerinden yalıtılmış bu mevcut iki kurumu bütünleştirerek birbirine entegre hale getirmek istiyoruz. Öğrencinin daha az okuyarak ancak daha kaliteli ve daha kapsamlı bir meslek eğitimi alarak üniversite mezunu olmasını istiyoruz. Bu yolla, gençlerin yüzde 50'sinin yılın iki gününe sıkıştırılmış üniversite sınavıyla karşı karşıya kalmasını önleyerek ve daha kısa bir mesleki eğitim almasını ve uygulamalı bilimler alanlarında çalışmasını sağlayabiliriz. Geri kalan yüzde 50 ise içinde Tıp, Diş Hekimliği, Eğitim, Hukuk, Fen-Edebiyat, İletişim, Mühendislik vb. fakültelerin bulunduğu akademik üniversite eğitimine devam edebilecektir. Böyle bir sistemle bir kısım öğrenci için lise giriş ve üniversite giriş sınavı olmadan ortaokuldan itibaren kesintisiz bir öğrenim hayatı fırsatı yaratıyoruz.'

SANATSAL ETKİNLİK, PROJELER VE YARIŞMALAR DA ÜNİVERSİTEYE GİRİŞTE KULLANILABİLİR

Çalıştaya katılan bir diğer grup katılımcı ise öğrencilerin üniversitede iki yıl genel eğitim aldıktan sonra asıl bölümünü seçmesini, ortaöğretimden sonra tek sınav yerine lise 1'inci sınıfta ulusal ölçekte lise 1'inci konularından, lise 2'de 2'nci sınıf konularından; lise 3'te 3'üncü sınıf konularından, toplamda yüzde 20'lik paylarla yüzde 60 sınav başarısı üzerinden bir değerlendirme yapılabileceğini önerdi. Bu şekilde, 12'nci sınıfın sonunda ise öğrencinin yeteneğini, ilgi alanlarını, tutumlarını, vb. ölçen yüzde 40 ağırlıklı bir sınav puanı ile öğrencinin üniversiteye girebileceği belirtildi. Bu çalıştay grubu, bilişsel boyuttaki kazanımların yanında, sanatsal etkinlik, projeler, yarışmaların da devre dışı bırakılmadan öğrencilerin üniversiteye kabul edilmelerinde kullanılabileceğini vurguladılar."

Kaynak: ANKA / Güncel

Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title