Yüksel Taşkın: "İktidarın 'Türkiye Aile Destek Programı', CHP'nin Aile Destekleri Sigortası'nın Çok Kötü Bir Kopyasıdır!"
CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yüksel Taşkın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir süre önce açıkladığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın da detaylarını paylaştığı “Türkiye Aile Destek Programı” ile ilgili ““İktidarın, ‘Türkiye Aile Destek Programı’, CHP’nin ‘Aile Destekleri Sigortası’nın çok kötü bir kopyasıdır” değerlendirmesini yaptı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yüksel Taşkın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir süre önce açıkladığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın da detaylarını paylaştığı "Türkiye Aile Destek Programı" ile ilgili "İktidarın, ' Türkiye Aile Destek Programı', CHP'nin 'Aile Destekleri Sigortası'nın çok kötü bir kopyasıdır" değerlendirmesini yaptı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yüksel Taşkın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir süre önce açıkladığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın da detaylarını paylaştığı "Türkiye Aile Destek Programı" ile ilgili yazılı açıklama yaptı. Taşkın, "İktidarın, ' Türkiye Aile Destek Programı', CHP'nin 'Aile Destekleri Sigortası'nın çok kötü bir kopyasıdır" başlıklı açıklamasında şu değerlendirmeleri yaptı:
"İktidar yandaşlarına kepçeyle kaynak aktarırken, yoksullara çay kaşığıyla nakit dağıtmayı marifet sanıyor. Önce iktidarın yeni yardım programının adını anımsayalım: ' Türkiye Aile Destek Programı.' Daha önce bu isimde bir yardım programı var mı? Yok. Öyleyse bu adlandırma nereden çıktı? Elbette CHP'nin kanun teklifi vererek çoktan kayıtlara geçirmiş olduğu Aile Destekleri Sigortası (ADS) projesinden.
Aslında burada devreye giren iktidar 'aklı', KYK borçlarının faizlerinin silinmesi, ek 3600 gösterge düzenlemesi, Emeklilere asgari ücret tutarında yılda iki İkramiye verilmesi ve EYT sorununun çözülmesinde izlenenden farklı değil:
İktidar 2018'de söz verdiği halde çözmediği veya hiç aklına gelmeyen projeleri, CHP sahiplenince veya kamuoyuyla paylaşınca bir telaşa kapılıp sahiplenmeye, ön almaya çalışıyor. Ne mutlu bize ki, iktidara gelmeden değişimi başlattık. Elbette bu 'değişimler', belirli bir stratejiye sahip olmayan, oy kaygısıyla yapılmış 'yama' işlerdir. CHP'nin önerileriyse belirli bir vizyondan beslenmektedir ve iktidarımızda tutarlı bir şekilde hayata geçirilecektir.
Gelelim iktidarın Aile Destek Programı'na. Bu programın isminin bu şekilde seçilmesi elbette tesadüf değildir. Neden böyle gülünç bir taklide yöneldiler? İktidar açısından bakıldığında, iletişim bakımından doğru bir adım mıdır, kamuoyunun takdirine bırakıyorum…
Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, çok önemsediği Aile Destekleri Sigortası'nı kamuoyuna ve de özellikle yoksul kesimlere anlatmakta kararlı. Başkan Yardımcılığımız, ADS'nin içeriğinin güncellenmesi ve daha anlaşılır olması için kendisine düşen çalışmaları gerçekleştirmeye gayret etti. Genel Başkanımızın talimatı üzerine CHP Kadın Kolları, ADS'yi her haneye anlatmak için ciddi bir seferberlik başlattı. Elbette sadece Kadın Kolları değil, tüm CHP örgütü ADS'yi özellikle hane ziyaretlerinde anlatmaya gayret ediyor.
Ve elbette bu çabaların yanında zamanın ruhu da ADS'nin ciddi ilgi görmesine neden oluyor. Neden? Çünkü bizim hak temelli, etkin bir sosyal devlete ihtiyacımız var ve ADS tam da bu anlayışla hazırlandı. Bu noktada iktidarın Aile Destek Programı'nın içeriğine kısaca göz atarak CHP'nin ADS projesiyle taban tabana zıt olduğunu göstermeye çalışalım:
Aile Destek Programı, düzenli değil süreli yani geçici bir nakit dağıtma programıdır, o kadar. İktidarın yoksulluğu çözmeyi değil, idare etmeyi ve oy uğruna istismar etmeyi öne çıkaran alışkanlığının bir devamıdır. Seçimlere kadar, devletin resmi muhtaçlık sınırının altında kalan hanelere nakit destek verilecektir. O nedenle sürelidir.
Hani iktidar çevreleri, 'CHP gelirse yardımlar kesilir!' propagandası yapıyorlar ya, aslında bu açıkladıkları programın seçimlere kadar olması bile çok şey anlatmaktadır. Bu yarımın ardında 'yoksulluk nasıl aşılır?' türünden soruların esamisi dahi okunmaz. Burada kaygı yoksulların oylarını alıp onları kaderlerine terk eden yirmi yıllık alışkanlığın devamıdır.
Maalesef bu tarz yüzünden ülkemizde yoksulluk azalmamış, aksine artmıştır: 2021 yılında devletten sosyal yardım alan hane sayısı 5,9 milyondur. Pandemi yılı olması nedeniyle 2020'de bu oran 6,6 milyonu aşmıştı. Oysa daha 2017-2019 yıllarında yardım alan hane sayısı yıllık ortalama 3,2 milyon civarındaydı.
Bakan Nebati'nin övünme vesilesi yaptığı yardım miktarları yüzünden aslında kara kara düşünmeliyiz. Üstelik bu yardım oranlarına belediye yardımları dahil edilmemiştir. Bizim hesaplarımıza göre ülkemizde yardım alan yurttaş sayısı 22 milyonun üzerindedir ve bu da ülke nüfusunun yüzde 26'sı demektir.
Karşımızda bir gurur değil utanç tablosu olduğunu kabul etmek zorundayız. Oysa Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Türkiye Aile Destek Programı'yla çay kaşığıyla nakit dağıtmaya devam ediyor! Bakan Yanık övünerek detaylarını açıkladığı programa dair cümlelerinde çok acı bir itirafta da bulunuyor aslında: '…Türkiye Aile Destek Programına çalışanlar ve emekliler de başvuru yapabilecek. Çalışanlarımız: Genel şartları taşımaları ve hanede kişi başı düşen gelirin net asgari ücret tutarının 1/3'ünden az olması koşuluyla; özel sektör çalışanları esnaf, sanatkar ve diğer bağımsız çalışanlar faydalanabilecektir.'
Yanık, devletten maaş alan emekliler, özel sektör çalışanları ve esnafın da programa başvurabileceklerini söylerken yoksulluğun geldiği boyutu da ortaya koyuyor aslında: Maaş sahibi olmanız, dükkan sahibi olmanız veya devletin emeklisi olmanız da sizi yoksulluktan kurtaramıyor!
Daha da acısı 'müjde' denilerek yapılacak ödemeler 400-600 TL arasında! Yani bir havaalanında yenilecek bir öğün yemek fiyatını aşamayan ödemelerden bahsediyoruz! Program 15 milyar bütçeye sahip ve ödemeler sadece bir yıl süreyle olacak. Yani seçime kadar!
CHP'nin tam da karşısında olduğu ve aşmayı hedeflediği zihniyet budur. Bir defa amaç, muhtaçlık kültürünü aşmayı önceleyen, etkin ve hak temelli bir sosyal devleti kurmak olmalıdır. ADS, sadece nakit dağıtmayı amaçlamayan bütüncül bir sosyal destekler paketidir. Eğer bir hane, asgari ücretin altında gelire sahipse, o hanedeki kadına aile gelir desteği yapılacaktır ama sadece bununla yetinilmediği için asıl farkımız ortaya çıkmaktadır.
Bir defa CHP bir sosyal hizmetler devrimi gerçekleştirecektir. Yani yoksul hane, çocuğunu kreşe bırakabilsin, engelli bireyini gündüz bakım evine bırakabilsin diye ciddi projeler gerçekleştireceğiz. Yerel yönetimlerimizin bu alandaki başarıları kılavuzumuz olacak. Böylece nakit desteğinin ötesinde hizmetlerle yoksulların ve toplumun yükünü hafifleteceğiz.
ADS programının amacı, iki temel yöntemle aileyi yoksulluktan çıkarmaktır: Güvenceli istihdam ve kamusal eğitime erişim. Bu açıdan 'Her eve bir sigortalı' iddiamızı önemsiyoruz. Hanede genç bir işsiz varsa kamuda istihdamda öncelikli olacağı sözünü vermemiz de bununla ilişkilidir. Özellikle sokak ekonomisinden geçimini sağlayan, temizliğe giden, engelli ve yaşlı bakımını üstlenen kadınların sigortalı olmaları ve emekli olabilmeleri temel önceliklerimizdendir.
Yine yoksul hanedeki çocukların eğitim hayatları boyunca desteklenmeleri ve eğitim yoluyla yoksulluktan çıkmaları bir başka önemsediğimiz hedeftir. Burada ADS'nin detaylarını anlatmamız uzun sürer. Amacımız yoksullukla mücadelenin siyasi istismar alanı olmaktan çıkarılması, bir sosyal devlet politikası haline gelmesi ve asıl övünç vesilesinin de yoksulluktan çıkarılan haneler olmasıdır. Yoksul sayısı böyle kaldıkça onlara verilen yardımlarla övünmek bize yakışmaz. O nedenle taklitlerimizden sakınınız!"