Zabıtalar koronavirüs sürecinde yaşadıklarını anlattı
Pandemi döneminde de denetimlerine daha fazla çaba sarf ederek devam eden zabıta ekipleri, vatandaşın kendilerine çıkardığı zorluktan şikayetçi. Denetimlerde vatandaşın hakaretlerine maruz kalan ekipler, destek ve anlayış bekliyor.
Pandemi döneminde de denetimlerine daha fazla çaba sarf ederek devam eden zabıta ekipleri, vatandaşın kendilerine çıkardığı zorluktan şikayetçi. Denetimlerde vatandaşın hakaretlerine maruz kalan ekipler, destek ve anlayış bekliyor.
Koronavirüs tedbirlerinin uygulanması konusunda en etkin görev alan meslek gruplarından biri olan zabıta ekipleri bu süreçte zaman zaman zor durumlarla karşılaştıklarını anlattı. Başta esnaflar olmak üzere vatandaşın sert tepkilerine maruz kalan ekipler, sağlık çalışanlarının hastane koridorlarında verdiği mücadeleyi kendilerinin de sokaklarda gösterdiklerini ifade etti.
"SAĞLIK ÇALIŞANLARI HASTANEDE, BİZLER SOKAKLARDA SAVAŞ VERİYORUZ"
Vatandaşın sağlığı için gece gündüz demeden çalıştıklarını söyleyen Eyüpsultan Belediyesi Trafik ve Seyyar Ekipleri Amiri Aydın Koç, "Sağlık çalışanları nasıl hastane koridorlarında salgın için mücadele veriyorsa, bizler de şehrin sokaklarında hastalık için savaşıyoruz. Önce kendi ilçemizin sonrasında bütün Türkiye'nin sağlığını korumak için savaş veriyoruz. Bu süreç içerisinde ekip arkadaşlarımızın bazıları sahada koronavirüse yakalandı. Yoğun bakım desteği gördü. Hatta meslek büyüğü bir abimiz, Eyüp Sultan Cami meydanında koronavirüse yakalandı ve hayatını kaybetti" dedi.
"KENDİ AKRABASININ BİLE UZAK DURDUĞU İNSANLARI TAŞIDIK"
Vatandaşların her ihtiyacında yanlarında olmaya hazır olduklarını belirten Koç, "Biz zabıta ekipleri salgın sürecinde zabıtanın görev tanımı içerisinde yer alıp almadığına bakmadan çalıştık. Araçlarımızda kendi akrabalarının bile kovid-19'lu olduğu için uzak durduğu hastaları taşıdık. Bizler vatandaşın her ihtiyacını görev olarak kabul ettik" diye konuştu.
"ZABITA OLDUĞUMUZ İÇİN UYARILARIMIZI DİKKATE ALMAYANLAR VAR"
Zabıta amiri Aydın Koç sözlerine şu şekilde devam etti:
"Salgın sürecinde en çok maskesi olmayan ya da sigara içmek için maskesini indirmiş vatandaşlar tepki gösteriyor. Vatandaşlara HES kodu sorduğumuzda ya da kimlik istediğimiz zaman zabıta olduğumuz için direnç göstermeye çalışıyor. Aslında bizler bireyin sağlığını korumak için uyarılarda bulunuyoruz. Şu an bu cadde içerisinde maskesi olmayan kişilere maske verdiğimiz halde biz bu maskeyi takmayız diye çöpe atanlar oldu. Yine salgın sürecinde vatandaşların ben hasta olmam diyerek bize hakaret etmelerini sürekli yaşıyoruz."
"ZABITALARLA İLGİLİ YANLIŞ BİR ALGI VAR"
Zabıtaların zamanında müdahale etmiş olduğu seyyar satıcılardan dolayı vatandaşların zabıta ekiplerine bir ön yargısının olduğunu vurgulayan Koç, "Zabıta ekipleri vergisini veren, yasal zemin içerisinde sağlıklı ürünler üreten pazarcının, esnafın her zaman yanında. Aslında vatandaşlarımız biz bir seyyar satıcıya müdahale ettiğimizde orada bulunan esnafın yerine kendini koysun. O zaman ne demek istediğimizi anlayacaklar" diye konuştu.
"VATANDAŞLARIN HAYATINA DOKUNUYORUZ"
Zabıta ekipleri olarak vatandaşların hayatına dokunduklarını söyleyen Koç, "Biz bütün zabıtalar vatandaşın hayrına kamu görevi icra ediyoruz. Kapınızın önünde oluşan bir şikayetten tutun, yemek yediğiniz bir restorana kadar her konuda vatandaşı düşünüyoruz. Vatandaşlarımızın gözünde belediye deyince her zaman zabıta memurları var. Umarım bizler bu algılardan kurtuluruz. Bizlerin vatandaşlarımızdan istediğimiz bu üniformadaki insanlara ön yargılı olmamaları. Biz vatandaşlarımızın yanına gittiğimizde kimliklerini rahatça vermeleri, uyarılarımıza uymaları" dedi.
"ZABITA EKİPLERİ OLMASA ŞEHİRLER YAŞANMAZ HALE GELİR"
Vatandaşlarımız bir anlık zabıta ekiplerinin olmadığını düşünsün diyen Koç, "Vatandaşlarımız sokağa çıktıklarında sürekli yanlarında onların duygularını istismar etmek için uğraşan bir dilencinin olduğunu düşünsün. Her esnafın dükkanının önüne fazladan ürün çıkardığını düşünsün. Her noktada yere serilmiş seyyar tezgahının olduğunu ve bunların katlanarak arttığını düşünsün. İşte o zaman yaşanmaz bir şehir olurdu" ifadelerini kullandı.
"HAKARET EDEN VATANDAŞLARIMIZ OLUYOR"
Eyüpsultan Zabıta Memuru Ahmet Güzel ise koronavirüs sürecinde yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Pazar yerlerinde denetim yaparken vatandaşlarımıza HES kodu soruyoruz. Bu soruyu sorduğumuz an bazı vatandaşlarımız, 'o zaman pazara girmiyorum' diye tepki göstermeye başlıyor. Vatandaşlarımızda zabıta ekipleri kimlik isteyemez diye bir algı var. Aslında tam tersi, zabıta vatandaşlardan kimlik isteyebilir. Vatandaşlarımız kimliklerini vermekte zorluk çıkardıkları zaman bizde emniyet ekiplerinden destek alıyoruz. Bu süreçte bizlere hakaret eden vatandaşlarımız da çok oluyor."
"SİZİN YETKİNİZ YOK, EMNİYETİ ÇAĞIRIN O GELSİN"
Zabıtanın en büyük yetkisinin işyerini denetlemek olduğu belirten Beyoğlu Zabıta Memuru Emrah Aydoğan ise, "Mart ayından bu yana zabıta ekipleri olarak denetimlerimiz aralıksız devam ediyor. Biz zabıta ekipleri diğer insanlara göre daha tedbirli olmalıyız. Bir işletmeye denetim yapmak istediğimizde iş yeri sahibi sizin yetkiniz yok, emniyeti çağırın o gelsin gibi durumlarla karşılaşıyoruz. Özellik pandemi döneminde daha büyük sıkıntılar yaşıyoruz. İş yerinden rutin pandemi denetimleri yaptığımızda vatandaşlarımız bu yok zamanda bu denetimler yapılır mı diyor. Aslında tam da bu zamanlarda bu denetimi yapmayız" ifadelerini kullandı.