Zeynel Bey Türbesi Taşındı
Batman'ın Hasankeyf ilçesinde yapımı süren Ilısu Baraj suları altında kalmaması için taşınması yönünde karar verilen ve tek parça olarak taşıması için 2 yıldır çalışma yürütülen 650 yıllık Zeynel Bey Türbesi, yaklaşık 4 saatlik çalışmayla yeni yerine taşındı.
Batman'ın Hasankeyf ilçesinde yapımı süren Ilısu Baraj suları altında kalmaması için taşınması yönünde karar verilen ve tek parça olarak taşıması için 2 yıldır çalışma yürütülen 650 yıllık Zeynel Bey Türbesi, yaklaşık 4 saatlik çalışmayla yeni yerine taşındı. Hasankeyf'te bulunan 650 yıllık Zeynel Bey Türbesi'nin taşınması için yaklaşık 2 yıldır sürdürülen çalışmalar tamamlandı. Taşıma esnasında kullanılan ek düzenekle birlikte toplam 1 ton 150 kilogram olan türbe, hazırlanan özel platforma dün bindirildi. Türbenin Hasankeyf yeni yerleşim alanında bulunan Kültürel Park'a götürülmesi çalışmaları ise bugün 07.00'da başladı. Türbe, 192 tekerlekli özel platformla, yaklaşık 4 saatlik çalışmanın ardından yeni yerine taşındı.
TÜRKİYE'DE BİR İLK
Türbenin taşınmasıyla Türkiye'de bir ilke imza atıldı. Yurtta ilk defa bir tarihi eser, bütün olarak taşındı. İlçeye dün ve bugün sabah saatlerinde gelen yüzlerce yerli ve yabancı turist, bu ilke tanıklık ederek, anı ölümsüzleştirmek için bol bol fotoğraf çektirdi. Taşınma işleminin başarıyla tamamlanmasının ardından işlemi gerçekleştiren Türk ve Hollanda firması yetkilileri de birbirlerine sarılarak, sevinçlerini paylaştı. Türbenin, Pazartesi günü platformdan indirileceği ve yapılacak birkaç işlemden sonra ziyaretçilere açılacağı bildirildi.
"MUHTEŞEM BİR DUYGU"
Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu ise taşıma işlemi nedeniyle gerçekleştirilen programa Ankara'dan video konferans sistemiyle bağlandı. Programda konuşan Eroğlu, söz konusu taşınma işlemlerinin büyük bir titizlikle yapıldığını belirterek, özel olarak hazırlanmış, uzaktan kumandalı araç ile bin 150 ton ağırlığın taşındığını kaydetti. Ağırlığı taşımak için bir yol yapılmasının gerekli olduğunu anlatan Bakan Eroğlu, "Yol inşaatı da mükemmel bir şekilde yapıldı. Cuma günü gün ışırken taşıma işlemleri başladı. Muhteşem bir duygu, yüreğim kıpır kıpır adeta bu manzara dünyaya bir örnek. İstersek yaparız biz, barajları da yaparız. Kaç ton olursa olsun tarihi eserleri de taşırız" dedi.
"AVRUPA BU BARAJA KARŞIYDI"
Avrupa'nın bu baraja çok karşı çıktığını anımsatan Eroğlu, "Neymiş Hasankeyf sular altında kalacakmış, bir defa Hasankeyf'in tamamı sular altında kalmıyor. Zeynel Bey Türbesi sular altında kalacaktı, taşıyoruz. Bir de orada Artuklu Türklerinin eseri olan Artuklu Köprüsü var. Bu köprüyü tamamen bitirmişler, taşlarını almışlar, gecekondu yapmışlar. Hasankeyf üzerine biz Artuklu Köprüsü'nün benzerini yapacağız. Ayrıca su altında da onu koruyacağız. Bu da tarihe bir kayıt olarak geçecek" diye konuştu.
ZEYNEL BEY TÜRBESİ
Hasankeyf'te 15'inci yüzyılda inşa edilen türbe Dicle nehrinin kuzey sahilinde yer alıyordu. Kitabesinde türbenin Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan'ın oğlu Zeynel Bey için yaptırıldığı yazılı olan türbenin, Zeynel Mirza Bey'in 1473'te Otlukbeli Savaşı'nda öldüğü dikkate alındığında, bu yıllarda yapıldığı tahmin ediliyor. Mimarı İran asıllı Abdurrahman oğlu Pir Hüseyin olan türbe, bazı kısımları dışında ana özellikleriyle günümüze kadar geldi. Akkoyunlu Devleti hükümdarı Uzun Hasan ile Osmanlı imparatoru Fatih Sultan Mehmet arasındaki Otlukbeli Savaşı, 11 Ağustos 1473'te Erzincan'ın Tercan ilçesi yakınındaki Otlukbeli'nde gerçekleşti. Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın oğlu olan Zeynel Bey adına Hasankeyf'te yapılan kümbetin kuzey kapısında bulunan kitabede, anıt mezarın Otlukbeli Savaşı'nda şehit düşen Zeynel Bey için yapıldığı belirtiliyor.
Silindirik bir kaide üzerinde yükselen türbenin gövdebi dıştan daire, içten sekizgen planlıdır. Altında mezar odası bulunan yapının zeminden 4,50 m. yüksekliğe kadar olan kısmı taş, üzeri tuğlayla örülmüştür. Türbenin gövdesine çıkan merdivenleri, mumyalık bölümünün örtüsü ve alt kısımlardaki kaplama taşları dökülmüştür. Kaidenin doğusundan küçük bir kapıyla mezar odasına geçilmektedir. İçindeki kalıntılarla duvardaki yataklardan bu bölümün ahşap kirişlerle desteklenen basık bir tonozla kapatıldığı anlaşılmaktadır. Üst örtüde çok sayıda çömlek ve testi kullanılmıştır. Gövdeye kuzeyden bir kapıyla girilmektedir. Tam karşısında aynı boyutlarda bir pencere açıklığı vardır. Sekizgen iç mekanın her kenarına kubbe geçişine kadar uzanan sivri kemerli nişler açılmıştır. Dikdörtgen nişlerin arasında kalan sekizgenin köşeleri kemer seviyesinde trompları hatırlatan mukarnaslı hücrelerle teşkilatlandırılmıştır. Pandantif biçimli baklava motifleriyle süslenen geçiş üstünde mukarnas dolgulu kubbe kasnağı yer alır. Çapı gövdeden daha dar olan çift cidarlı kubbe içten yarım küre, dıştan miğfer şeklindedir. İç kubbede dört, dış kubbede üç pencere vardır. Türbenin mimarisi kadar firüze, mor, kahverengi, siyah ve beyaz renkli mozaik çinileriyle ve sırlı tuğlalardan oluşan süslemeleri de ilginçtir. Silindirik dış yüzeyin tamamı sırlı tuğlayla kaplanmıştır. Düz atkı taşlı kapı ve pencere açıklıkları yüksek sivri kemerlerle kuşatılarak eyvan türünde birer taçkapı görünümü verilmiştir. Nişleri çeviren altıgen geçme motifli kalın dikdörtgen çerçeve alttan birleşerek bütün gövdeyi dolaşmaktadır. Kemer alınlığında ise girift sülüsle iki değişik renkte ve karakterde yazılmış asıl kitabe mevcuttur. Üçgen boşluklar kıvrık dal, rümi ve palmetlerden oluşan bitki motifleriyle doldurulmuştur. Gövde, zikzak biçiminde dizilmiş firüze sırlı tuğla çerçeveler arasında yukarıdan aşağıya doğru Allah, Muhammed, Ahmed ve Ali adlarının tekrarlandığı, dört sıra satrançlı küfi yazı örneğiyle bezenmiş, ancak alt ve üst kısımları dökülmüştür. Kasnağındaki köşeleri baklava dizileriyle biten zikzak motiflerden başka kubbenin süslemeleri de günümüze ulaşmamıştır. İçteki sekizgen duvarlar, 1,5 m. yüksekliğe kadar yeşil sırlı ve perdah tekniğiyle işlenmiş altıgen çinilerle kaplanmıştır. İç kubbenin tamamının beş ve altı köşeli yıldızlarla süslendiği kalan izlerinden anlaşılmaktadır. Zeynel Bey Türbesi plan, mimari ve süslemeleriyle Anadolu'daki türbe ve kümbetler arasında tek örnektir. Akkoyunlu döneminde Anadolu ile İran ve Azerbaycan kültürleri arasındaki yakın alışverişin canlı bir hatırası olan yapı mimarisiyle Azerbaycan, sırlı tuğla ve mozaik çinili süslemeleriyle İran ve Timurlu, baklava motifli pandantiflere benzeyen kubbe geçişleriyle Celayirli ve Osmanlı dönemi Irak yapılarını
hatırlatmaktadır.
(Mehmet Şükrü Yıldırım - Osman Arslan/İHA)