Zirve Yayınevi Davası Ruhi Abat'ın Savunmasıyla Devam Etti
Zirve Yayınevi davasının bugün görülen 58'inci duruşmasında savunmasını yapan tutuklu sanıklardan İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi araştırma görevlisi Ruhi Abat,suçlamaları kabul etmedi
Malatya'da, 1'i Alman 3 kişinin öldürülmesi ile ilgili Zirve Yayınevi davasının bugün görülen 58'inci duruşmasında savunmasını yapan tutuklu sanıklardan İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi araştırma görevlisi Ruhi Abat, iddianamenin maddi delillerle hazırlandığını öne sürerek kendisi hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.
Malatya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki görülen duruşmaya tutuklu sanıklarla avukatları ve müdahil avukatlar ile Tilmann Geske'nin eşi Susanne Geske katıldı. Duruşma öncesi Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, salonda tutuklu sanıklardan Varol Bülent Aral'ın bulunmadığını fark edince niçin getirilmediğini sordu. Jandarma görevlileri Aral'ın diz kapağında ağrı olduğu gerekçesiyle mahkum kapısı yerine adliyenin ön kapısından içeri alınma talebi olduğu belirtildi. Mahkeme heyeti, bu talebin gazetecilere görüntü vererek şov yapmak amaçlı olduğunu değerlendirerek kabul etmedi. Bunun üzerine Aral, koridordaki asansör kullanılarak yukarı çıkartıldı ve mahkeme salonuna getirildi ve davaya tutuklu sanıklardan İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi araştırma görevlisi Ruhi Abat'ın savunması ile devam edildi.
Duruşmada 800 sayfalık savunmasını okumaya devam eden Abat, iddianamedeki kendisiyle ilgili azmettiricilik suçlamalarını reddetti. Maddi delilleri mantık yürüterek çürütmeye çalışan Abat, TUSHAD'ı iddianameyle duyduğunu belirterek, buraya üye olduğu iddiasını kabul etmedi. "Misyonerlik konusunda çevre illerde araştırma yaptığım yalandır" diyen Abat, bir süre sonra ise Malatya ve Adıyaman'ı kapsayan ve başka akademisyenlerle birlikte altında imzasının bulunduğu misyonerlik raporunu onayladı.
İddianamede Zirve Yayınevi cinayetleri öncesi misyonerlik çalışmalarında kendisine akademik sonlandırma görevi verildiği iddia edilen Abat, çok sayıda konferansa katıldığının yalan olduğunu ancak iki panele katıldığını ileri sürdü. Davanın tutuklu sanığı Malatya Jandarma eski Alay Komutanı Albay Mehmet Ülger'den emir almadığını belirten Abat, istihbarat ödeneğinden hiçbir zaman para da almadığını savundu. Misyonerlik çalışmaları için papaz iken Müslüman olan davanın sanığı ve aynı zamanda tanığı olan İlker Çınar ile görüşmesinin kendi talebiyle gerçekleştiğini ifade eden Abat, iddia edildiği gibi Mehmet Ülger'in talimatıyla bu görüşmeleri yapmadığını savundu.
Mahkeme Başkanının 'İlahiyat Fakültesinden olmanıza rağmen neden dalınızla ilgisi olmayan misyonerlik hakkında jandarma ile bu kadar çok çalışma yaptınız" sorusuna cevap veren Abat, bu çalışmaları ilahiyatçı kimliği nedeniyle yaptığını söyledi. Abat, jandarmayla olan çalışmasını ise "O dönemlerde ülkede TSK'ya güven yüzde 90'lar civarındaydı. O zamanın Üniversite rektörü de askerden başkasını takmazdı. Jandarmayla ilk temasım ve görüşmem de bu dönem içerisinde ve fakültenin varlığını sağlamak için olmuştu" diye açıkladı.
Abat'ın mahkeme heyetinin sorularını yanıtladığı sırada söz almadan konuşan tutuklu sanıklardan Varol Bülent Aral mahkemeye "Yasa dışı çalışıyorsunuz" diye bağırınca uyarı aldı. Konuşmasına devam eden Aral, Mahkeme Başkanı Kısa'ya yönelik "Fetullahcı olduğunuzu bu kadar da belli etmeyin" diye seslenince, Kahkeme Başkanı7nın talimatıyla jandarma tarafından duruşma salonundan çıkarıldı. Mahkeme Başkanı Kısa, kendisine iki kez hakaret ettiği için Aral hakkında suç duyurusunda bulunulacağını belirtti. Duruşma, yarın (Çarşamba) sabah Abat'ın çapraz sorgusuyla devam edecek.
Malatya / Merkez