"Zirve Yayınevi" Davasında 51'nci Duruşma Sona Erdi
Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin davanın 51'nci duruşma sona erdi.
Zirve Yayınevi cinayetlerine ilişkin davanın 51'nci duruşma sona erdi. Duruşmaya 14 Ocak 2013 tarihinde devam edilecek.
Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 51'nci duruşmanın öğlenden sonraki oturumunda, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger'in çapraz sorgusu yapıldı.
Çapraz sorgusunda mahkeme başkanı ve müdahil avukatların sorularını yanıtlayan Ülger, "Sizin jandarma istihbarat veya JİTEM dediğinizin bir merkezi yok" görüşünü ileri sürdü.
Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa'nın savunmalardaki çelişkiler ile ilgili sorusuna Ülger, tanık koruma programından yararlanan sanık İlker Çınar ile görüşme sayısını tam olarak hatırlamadığını, bu görüşmelerin istihbarat biriminin işi olduğunu öne sürdü.
Malatya'daki çingenelerin sayısıyla ilgili de istatistikler çıkardıklarının hatırlatılması üzerine Ülger, "Misyonerler de Malatya'daki Ermeni vatandaşların sayısını çıkarmışlar. Bu suç değil mi?" cevabını verdi.
Ülger, İnönü Üniversitesi öğretim görevlisi Ruhi Abat ile görüşmeleriyle ilgili olarak, "'Baldızımı kaybetmiştim. Mevlüt okuttum" ifadesini kullandı. 1984 yılından beri Doğu ve Güneydoğu'da görev yaptığını dile getiren Ülger, " Arif Doğan, Veli Küçük, 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım, Şener Eruygur, Cemal Temizöz ve Muzaffer Tekin'i tanıyıp tanımadığı sorusuna karşı, Veli Küçük'ü bir kez gördüğünü, Mahmut Yıldırım'ı etraftan anlatılanlardan bildiğini, Cemal Temizöz'ün Kayseri Jandarma Bölge Komutanı olduğu için katıldığı toplantılarda gördüğünü, iddia ederek, "Sizin jandarma istihbarat veya JİTEM dediğinizin bir merkezi yok. Bunlar gariban şartlarda kalıyorlar. Ben o bölgelerde çalıştım ve bu insanların nasıl zor şartlarda görev yaptığını gördüm ve bu zor şartları bizzat yaşadım" dedi.
Mahkeme Başkanı Kısa'nın misyonerlik faaliyetlerinin neden izlendiği ile ilgili sorusuna, Ülger, "Avrupa'da yaşayan Müslümanlar zaman zaman açıklamalar yapıyorlar. 'Bizim şu kadar Müslüman nüfusumuz vardı şimdi şu kadar', 'Cami sayıları şu kadar' diye. Bunlar suç olabilir mi? Aynı şekilde bir Hristiyan'ın, "Hak din Hristiyanlıktır" demesi suç sayılabilir mi?" cevabını verdi.
Ülger, cinayetten sonra Zirve Yayınevi'nde öldürülen Tilman Geske'nin eşi Suzanna Geske, müdahil avukat Orhan Kemal Cengiz ile bazı jandarma personelinin "Yasa dışı suç örgütü üyesi", "terör örgütü mensubu", "uyuşturucu kaçakçısı" gibi gösterilerek telefonlarının dinlenmesine ilişkin soru üzerine, "Ben hangi terör örgütü üyesiyim de benim ve eşimin telefonları dinleniyor peki" cevabıyla karşılık verdi.
Hakimlerle ilgili fişleme yapılıp yapılmadığı sorulan Ülger, "bilmiyorum" yanıtını verdi.
Zirve Yayınevi cinayetinin olduğu saatte mobilya dükkanlarını gezdiğini ileri süren Ülger, "müdahil avukat Erdal Doğan'ın, "Aynı saatlerde davanın sanıklarından Hurşit Tolon, İnönü Üniversitesi'nde konferanstaydı. Aynı programa dönemin 2. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız da katılmıştı. Üniversite o dönem sizin bölgenizde ve siz üniversitede bulunmuyorsunuz. Bu durum askeri hiyerarşide normal midir?" sorusuna karşılık, "Ben Hurşit Tolon'un o gün Malatya'da olduğunu basından öğrendim. Evet, üniversite bizim bölgemizde idi. Ancak Genel Komutanlıktan kesin talimat vardı. Bizlerin bu tür programlara katılmaması yönünde uyarılmıştık" dedi.
RUHİ ABAT: "CİNAYETTEN HABERİM OLSA HAYATIMI ORTAYA KOYAR ENGEL OLURDUM"
Eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger'in çapraz sorgusunun ardından tutuklu sanık Ruhi Abat'ın savunmasına geçildi.
Abat, bilimle uğraştığını ve ailesine zaman ayıramazken, cezaevine atıldığını belirterek, "Küçük kızımın yanında sanki uyuşturucu ya da silah tüccarı gibi derdest edildim" diye konuştu.
Zirve Yayınevi cinayetiyle ilgili bir bilgisinin ve ilgisinin olmadığını savunan Abat, "Zirve Yayınevi cinayetinden haberim olsaydı hayatımı ortaya koyar, ailelerin ve ailemin hayatının kararmasına izin vermezdim. Ama buna rağmen, tam tersini savunduğum şeylerle yargılanıyorum" dedi.
Abat, gizli tanık ve sanık İlker Çınar'ın baskı altında bu ifadeleri verdiğini iddia ederek, "İlker Çınar'ın söyledikleri vahiy gibi anlaşılır, benim söylediklerim de yanlış anlaşılıyor. Buna sitem ediyorum. İlker Çınar'a iftira attırdılar. Çünkü kırdığı yumurta 40'ı geçmiş" görüşünü savundu.
"Ben darbecilerin zindan bekçiliğini yapmam" diyen Abat, "Darbelerin bize nelere mal olduğunu gördük ve yaşadık" dedi.
14 Ocak 2013 tarihinde devam edilecek olan duruşmada, müdahil avukat Erdal Doğan'ın isteği üzerine Yaşar Adak ile gizli tanık Adıyaman dinlenecek. - MALATYA