Hz. Muhammed Allah'ın Elçisi filmi oyuncuları kim? Hz. Muhammed Allah'ın Elçisi filmi konusu, oyuncuları ve Hz. Muhammed Allah'ın Elçisi özeti!
Sinemaseverlerin beğenisini toplayan Hz. Muhammed Allah'ın Elçisi filmi televizyon ekranlarında da izleyicilerin beğenisini topluyor. İzleyicilerin merak ettiği Hz. Muhammed Allah'ın Elçisi konusu, özeti ve Hz. Muhammed Allah'ın Elçisi oyuncaları gibi konuları mercek altına alıyoruz. Hz. Muhammed Allah'ın Elçisi filminin detayları…
İzleyenleri ekrana bağlayan Hz. Muhammed Allah'ın Elçisi filmi, beyaz perdeden sonra televizyon ekranlarında izleyici ile buluşuyor. Hz. Muhammed Allah'ın Elçisi filmini izleyecek olanların merak ettiği Hz. Muhammed Allah'ın Elçisi konusu nedir, Hz. Muhammed Allah'ın Elçisi oyuncuları kimler ve Hz. Muhammed Allah'ın Elçisi özeti gibi konuları inceliyoruz.
HZ. MUHAMMED ALLAH'IN ELÇİSİ FİLMİ KONUSU NEDİR?
Muhammed: Allah'ın Elçisi (İngilizce: Muhammad: The Messenger of God), 2015 yılında gösterime giren, yönetmenliğini ve senaristliğini Mecid Mecidi'nin yaptığı dram, dinî ve biyografi türündeki İran filmidir. Film, 6. yüzyılda Arap Yarımadası'nın Mekke şehrinde İslam peygamberi Muhammed'in çocukluk döneminde gelişen olayları konu edinmektedir. Film, ilk olarak 12 Şubat 2015'te İran'da gösterime girdi. 27 Ağustos'ta Montreal Dünya Film Festivali'nde dünya galasını yaptı ve 88. Akademi Ödülleri'nde 'Yabancı Dilde En İyi Film' dalında İran'ın adayı oldu. İran sinemasının bugüne kadar en yüksek bütçeli yapımı olan bu film, 28 Ekim 2016 tarihinde Türkiye'de 350 salonda gösterime girdi. Filmi, Türkiye'de vizyona girmesinin hemen ardından ilk üç günde 183.524 kişi izledi
Abraha'nın fil ordusuyla Mekke'ye yönelişi, Efendimiz'in dedesi ve Kâbe'nin anahtarının sahibi Abdulmuttalib başta olmak üzere tüm Mekke halkını tedirgin eder. Hz. Muhammed (S.A.V.)'in annesi Hz. Amine bu esnada hamiledir ve tüm Mekke halkı gibi kaçıp dağlara sığınabilmesi mümkün değildir. Hem oğlunun emaneti gelinini, hem Mekke'yi, hem de Kâbe'yi gelecek felaketten koruması beklenen Abdulmuttalib; Abraha'ya sadece, savaşmadan savaş ganimeti olarak aldığı otlak hayvanlarının iadesini istemeye gider. Abraha halkın ve böylesine önemli bir adamın, yenilgiyi kabul ettiğini düşünerek galibiyetini garantilediğini zanneder ama şehre girme anı geldiğinde Filler Mekke'ye doğru bir adım dahi atmaz. Ve ardından tüm İslam âleminin Fil Süresi ile haberdar olduğu vaka gerçekleşir. Milyonlarca ebabil kuşu, Abraha'nın ordusunu taş yağmuruna tutar, ordu helâk olur. Bu olaydan tam bir ay sonra, Efendimiz'in doğumu gerçekleşir. Hem gök olaylarını araştıran ve zamanını bilmedikleri bir kurtarıcıyı, son peygamberi bekleyen Yahudi ve Hristiyan cemaati bilginleri; hem Abdulmuttalib, o gece gökyüzünden yere inen Nûr'a şahit olur. Kâbe'de putlar bir anda yerle bir olmuştur. Eve geldiğinde, Nûr'un indiği yerin kendi evi olduğunu görür. Efendimiz, Hz. Âmine'nin kucağındadır. Allah'ın izniyle, koruması gereken emanet, sadece Mekke'ye değil tüm âleme rahmet olarak gönderilmiştir.
İslam dininin doğuşunun yedinci ve onuncu yılları arasında Mekkeli pagan kabileleri, Müslümanlara ve özellikle Haşimoğulları kabilesine karşı bir boykot ve sosyal baskı uygulamaya karar verirler. Bunun üzerine Müslümanlar ile tüm ilişkilerini keserler ve Müslümanlara yardım edenleri de cezalandırırlar. Mekkelilerin bu şiddetli tutumu karşısında Muhammed'in amcası Ebû Talib, yeğenini ve diğer Müslümanları Şi'bü Ebî Tâlib adındaki kendi oturduğu mahalleye götürür, sığdırır ve onlara yardım eder. Ancak Müslümanlar çok zorlu günler geçirmektedir. Açlık, yoksulluk ve kıtlık iyice yayılmıştır.
Ebû Talib, bir akşam vakti kayalıklarla dolu bir alanda yere çömelir ve yeğeni Muhammed'in çocukluğunu gözlerinin önüne getirmeye çalışır. Muhammed'in doğumuna birkaç ay kala gerçekleşen 'Fil Vak'ası' adlı olayla anlatımına başlar.
6. yüzyılın üçüncü çeyreğinde, Arap Yarımadası'nın güneyindeki Yemen kentinin kralı Ebrehe, kocaman fillerden oluşan ordusuyla Mekke'ye yönelip Kâbe'yi yıkmak ister. Bu sebeple oldukça tedirgin olan ve can güvenliklerinden korkan Mekke halkı çaresizdir. Bazıları kaçıp şehrin yakınındaki yüksek dağlara saklanır, oralarda sığınak aramaya başlarlar. Muhammed'e hamile olan Âmine, geri kalan Mekke halkı gibi kaçıp dağlara saklanamaz ve şehirde kalmaya karar verir.
Ebrehe, Mekke'ye girmeden önce şehrin yakınlarında Muhammed'in dedesi Abdülmuttalib'in çok sayıdaki devesine ganimet olarak el koyar. Bunun üzerine Abdülmuttalib, Mekke yakınlarında karargâh kurmuş olan Ebrehe'nin yanına gidip onunla konuşur. Ebrehe, Abdülmuttalib'in kendisine yakarmak ve yalvarmak için değil de develerini ve çobanlarını istemek için geldiğini görünce çok şaşırır. Ebrehe, Abdülmuttalib'in develerini ve çobanlarını geri verir, ardından ordusuyla Mekke'ye gelip her yeri yıkacağını cesurca ve kararlılıkla söyler.
Ebrehe, dağlara sığınan Mekke halkından ötürü kimselerin olmadığı şehri kolayca ele geçirebileceğini düşünür. Ancak ordusundaki filler bir süre sonra Mekke'ye doğru ilerleyemez. Ardından çok sayıda ebabil kuşu, gökyüzünde belirip Ebrehe'nin fillerden oluşan ordusunu ateşli taş yağmuruna tutarak yok ederler.
Bu olaydan yaklaşık iki ay kadar sonra, güneşin doğumuna az bir zaman kaldığı bir sabah vaktinde Muhammed dünyaya gelir. Âmine'nin kucağındaki minik bebek dünyayı kökünden değiştirecektir.
Sadegh Hatefi
Murat Şenol Hz. Ali
Hakan Vanlı Ebu Leheb
Ali Ekber Diribaş Hz.Hamza
Zeyno Eracar Cemile
Ceyda Saltadal Fatıma
Rıza Karaağaçlı Haris
Ezel Kalkan Suveybe
Faruk Akgören Papaz
Aytekin Özen As
Kaan Katırcı Hz.Muhammed (küçük)
Cem Deniz Arıca Hz.Muhammed (büyük)
Dublaj Sanatçıları
