Metalurji ve Malzeme Mühendisi Mataracı: "İnşaat Yaparken Gösterdiğimiz Bilinçsiz Tutum Maalesef Yıkım ve Hafriyat Aşamalarında da Sürüyor"
Metalurji ve malzeme mühendisi Erhan Mataracı, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yıkılan binaların enkaz kaldırma çalışmalarını değerlendirdi. Mataracı, “İnşaat yaparken gösterdiğimiz bilinçsiz tutum maalesef yıkım ve hafriyat aşamalarında da sürüyor. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde hem direkt hem de uzun vadeli şekilde insanlara ve çevreye zarar vermemiz kaçınılmaz son” açıklamasını yaptı.
Metalurji ve malzeme mühendisi Erhan Mataracı, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yıkılan binaların enkaz kaldırma çalışmalarını değerlendirdi. Mataracı, "İnşaat yaparken gösterdiğimiz bilinçsiz tutum maalesef yıkım ve hafriyat aşamalarında da sürüyor. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde hem direkt hem de uzun vadeli şekilde insanlara ve çevreye zarar vermemiz kaçınılmaz son" açıklamasını yaptı.
Metalurji ve malzeme mühendisi Erhan Mataracı, depremlerin ardından yürütülen hafriyat çalışmalarında atıkların kontrolü, su ve hava kirliliğinin kontrolü, gürültü kontrolü, hafriyat toprağı ve inşaat yıkıntılarının kontrolü, tehlikeli maddelerin kontrolü ve beklenmedik buluntuların kontrolü gibi konuların hassasiyetle kontrol edilmesi gerektiğini vurguladı. Mataracı'nın değerlendirmeleri şöyle:
"İNŞAAT YAPARKEN GÖSTERDİĞİMİZ BİLİNÇSİZ TUTUM YIKIM AŞAMASINDA SÜRÜYOR"
"Yıkım aşamaları esnasında gördüğümüz, kontrolsüz vinç kullanımı sonucu devrilmeler, binaların kontrolsüz şekilde insan hayatını ve yakınlardaki yapıları etkilemesi, oluşabilecek tehlikeli gaz çıkışları, bölgenin suyunun ve toprağının kirletilmesi gibi sayısız faktör göz önünde tutulmayıp hata yapılmaya devam ediliyor. İnşaat yaparken gösterdiğimiz bilinçsiz tutum maalesef yıkım ve hafriyat aşamalarında da sürüyor. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde hem direkt hem de uzun vadeli şekilde insanlara ve çevreye zarar vermemiz kaçınılmaz son.
"KONTROLSÜZ YIKIM YENİ ZARARLAR VEREBİLİR"
Ne yönetmelikler ne de dünyanın herhangi bir yerindeki iş sağlığı ve güvenliği kurallarına göre çalışmıyoruz. Bir bina daha yıkılmadan önce yıkım planı dikkatli şekilde yapılmalı ve nasıl bir makinayla, hangi şartlarda yıkılacağı belirlenmelidir. Aksi durumda daha önce Kahramanmaraş'ta gördüğümüz bir örnek gibi, bina hiç istenmeyen bir bölgeye göre yıkılabilir ve çevredeki insanlara da binalara da beklenmedik yeni zararlar verebilir.
"PLANSIZ ÇALIŞMA BÖLGENİN YAVAŞÇA ÖLDÜRÜLMESİNE SEBEP OLACAKTIR"
Asbest riskine de değinen Mataracı, "Özellikle hafriyat toprağı ve inşaat yıkıntılarının bertaraf edilmesi konusunda ilk planlanması gereken konu, atığın nereye ve nasıl boşaltılacağıdır. Şu günlerde deprem bölgesinden gelen bilgilere göre, dere yataklarına insan sağlığı için çok tehlikeli olan asbest kontrolsüz şekilde dökülüyor. Bu bölge yapılandıktan sonra buralarda yine insanlar yaşayacak, o bölgenin toprağına ve suyuna insanların yine ihtiyacı olacak. Bu tarz plansız çalışma bölgenin yavaşça öldürülmesine sebep olacaktır." değerlendirmesini yaptı.
"ATIKLAR KALICI HASAR BIRAKABİLİR"
Mataracı, çevre ve insana kalıcı hasarlar bırakmamak için hassas olunması gereken konuları ise şöyle sıraladı:
Tehlikeli Atıklar: Çeşitli yağlar, tıbbi atıklar, patolojik atıklar, patojen olma riski taşıyan organlar, vücut parçaları, canlı cesetleri, vücut parçaları, depremde vefat etmiş insanlardan kalmış olan enfekte edici atıklar, kimyasal atıklar gibi birçok tehlikeli atık ilk önce tanımlanmalı, daha sonra sınıfına göre ayrıca bertaraf edilmelidir.
Katı Atıklar: Ambalaj atıkları, evlerde kullandığımız her türlü beyaz eşyanın içinde bulunduğu iri katı atıklar ve çöpler, pil, zararlı metaller gibi atıklar, enkazların içerisinde bulunan plastik maddeler gibi tüm atık çeşitleri günlük hayatımızda da geri dönüşüme kazandırılmalı veya kontrollü olarak bertaraf edilmeli. Yıkılmış binlerce binanın içerisindeki bu tipteki atıkların kontrol edilip ayrıştırılmamasının doğaya veya ekosisteme vereceği zarar çok açık.
Su Kirliliği: Organik atıklar, kimyasal atıklar, katı atıklar, tehlikeli atıklar gibi suları kirletilebilecek her türlü maddenin bölgedeki su kaynaklarıyla karışmamasına çok dikkat edilmelidir. Aksi durumda gelecekte kirlenmiş olan bu suların insan sağlığına vereceği zararlar kaçınılmazdır. Bölgedeki kanalizasyon sistemleri acilen kontrol edilmeli ve yenileme çalışmaları yapılmalıdır.
Hava Kirliliği: Yıkım aşamasında ortaya çıkacak olan toz, iş makinaları ve ekipmanlardan kaynaklı egzoz emisyonları, atıkların havaya karışması gibi birçok faktör hava kirliliğine sebep olabilir. Yeterli derecede sulama, zehirli ve kanserojen içeren gaz oluşturabilecek her türlü gazın kullanılmasında özel önlemler alınması, gerektiğinde maskeler kullanılması gibi önlemler alınmalıdır.
Hafriyat Toprağı ve İnşaat Yıkıntı Atıkları: Yıkıntı atıkları konut, bina, köprü, yol ve benzeri alt ve üst yapıların yıkımı veya doğal bir afet sonucunda ortaya çıkan atıkları, hafriyat atığı ise yeni yapılan inşaat işleri öncesinde ortaya çıkan toprağı ifade eder. İnşaat ve yıkıntı atıkları içerisinde asbest, floresan, boya ve benzeri tehlikeli ve zararlı atıklar bulunur. Bu atıklar daha kaynağında en aza indirgenmelidir, bu malzemelerin geri kazanılması ve özellikle altyapı malzemesi olarak geri kazanılması sağlanmalıdır, bu atıklar toprakla veya suyla kesinlikle karıştırılmamalıdır.
Tehlikeli Maddeler: Yıkıntıların arasından patlayıcı, radyoaktif, oksitleyici, toksik, zararlı, tahriş edici, çevreye zararlı maddeler çıkabilir. Yıkım ve bertaraf işlemleri sırasında yetkin kişiler tarafından gerekli önlemler alınarak bu maddeler birer birer ayrıştırılmalı ve doğru yöntemlerle dönüştürülmelidir.
Mataracı ayrıca bölgede çalışan işçilerin güvenliklerini sağlayacak her türlü kişisel koruyucu ekipmanlar konusunda da dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyarıda bulundu.