Şeker hastalığının belirtileri! Yetişkinlerde, çocuklarda şeker hastalığının belirtileri neler? Şeker hastaları ne yemeli, ne yememeli?
Şeker hastalığınız olup olmadığını anlamak oldukça zorlu bir süreç olabilir. Erken belirtilerin çoğu, kanınızdaki normalden daha yüksek seviyelerdeki glikozdan, yani bir tür şekerden kaynaklanır. Uyarı işaretleri o kadar hafif olabilir ki onları fark etmeyebilirsiniz. Yetişkinlerde, çocuklarda şeker hastalığının belirtileri neler? Şeker hastalığının belirtileri sık sık araştırılan konular arasında yerini alıyor.
Şeker hastalığı belirtileri nelerdir? Yetişkinlerde, çocuklarda şeker hastalığının belirtileri neler? sorularının yanıtları merak edilen konular arasında yer alıyor. Peki, şeker hastaları ne yemeli, ne yememeli?
ŞEKER HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Aşağıdaki şeker hastalığının belirtilerinden herhangi birine sahipseniz, kan şekerinizi test ettirmek için doktorunuza danışın:
- Sık sık geceleri idrara çıkmak (çiş yapmak)
- Çok susamak
- Hızlı kilo alıp vermek
- Çok aç hissetmek
- Bulanık görüşe sahip olmak
- Elleriniz ve ayaklarınızda uyuşma veya karıncalanma hissi
- Çok yorgun hissetmek
- Çok kuru cilde sahip olmak
- Yavaş iyileşen yaraların gözlemlenmesi
- Vücutta normalden daha fazla enfeksiyon olması
ÇOCUKLARDA ŞEKER HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Çocuklarda tip 1 diyabet, çocuğunuzun vücudunun artık önemli bir hormon olan insülinin üretilmediği durumdur. Çocuğunuzun hayatta kalabilmesi için insüline ihtiyacı vardır. Çocuklarda tip 1 diyabet, eskiden juvenil diyabet veya insüline bağımlı diyabet olarak da bilinirdi.
Çocuklarda tip 1 diyabetin tedavisi yoktur, ancak olumlu yöne doğru yönetilebilir. Kan şekeri izleme ve insülin iletimindeki gelişmeler, tip 1 diyabetli çocuklar için kan şekeri yönetimini ve yaşam kalitesini iyileştirmiştir.
TİP 1 DİYABET BELİRTİLERİ
Tip 1 diyabetli kişilerdeayrıca mide bulantısı, kusma veya mide ağrıları olabilir. Tip 1 diyabet semptomları sadece birkaç hafta veya ay içinde gelişebilir ve şiddetli olabilir. Tip 1 diyabet genellikle bir çocuk, genç veya genç yetişkin olduğunuzda başlar, ancak her yaşta da karşılaşılabilir bir durumdur.
TİP 2 DİYABET BELİRTİLERİ
Tip 2 diyabet semptomlarının gelişmesi genellikle birkaç yıl alır. Bazı insanlar hiçbir belirti fark etmezler. Tip 2 diyabet, genellikle yetişkin olduğunuzda başlar, ancak giderek daha fazla çocuk ve genç onu geliştirir. Semptomları tespit etmek zor olduğundan, tip 2 diyabet için risk faktörlerini bilmek önemlidir. Bunlardan herhangi birine sahipseniz doktorunuzu ziyaret ettiğinizden emin olun.
Teşhis edilmemiş diyabetin en yaygın 3 belirtisi nedir?
Teşhis edilmemiş diyabetin en yaygın üç semptomu artan susuzluk, artan idrara çıkma ve artan açlığı içerir.
ŞEKER HASTALARI NE YEMELİ, NE YEMEMELİ?
KAN ŞEKERİ KONTROLÜ İÇİN ARA ÖĞÜN ATLANMAMALI
Günümüzün en yaygın kronik hastalıkları arasında yer alan diyabette ölçülü, dengeli ve bilinçli beslenme düzeni oluşturulması kan şekeri kontrolünde büyük önem taşıyor.
SU BİRDEN DEĞİL ARA ARA İÇİLMELİ
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile Dünya Diyabet Federasyonu (IDF) tarafından 1921 yılında insülini bularak diyabet hastası milyonlarca hastanın tedavisini mümkün kılan Fredrick Bantig'in doğum yıl dönümü anısına 14 Kasım Dünya Diyabet Günü olarak anılıyor. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu da 2007'den itibaren 14 Kasım Günü'nü resmi olarak "Dünya Diyabet Günü" olarak kabul ediyor. Diyabetin sebepleri, belirtileri, tedavisi ve neden olabileceği organ tahribatları açısından halkı aydınlatmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlenen Dünya Diyabet Günü ülkemizde de Sağlık Bakanlığı öncülüğünde kutlanıyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Gizem Köse, diyabet hastalarında beslenmenin çok önemli rol oynadığını vurguladı.
ÖLÇÜLÜ, DENGELİ VE BİLİNÇLİ YEME DÜZENİ OLUŞTURULMALI
Diyabette özellikle en önemli noktanın kan şekeri dengesi olduğundan sağlıklı beslenmenin olmazsa olmaz olduğunu kaydeden Yrd. Doç. Dr. Gizem Köse, "Önemli olan az yemek ya da hiç yememek değil, besin öğeleri ihtiyacını karşılayacak şekilde besinlerin tüketilmesidir. Sağlıklı Beslenme; ölçülü, dengeli ve bilinçli yeme düzenidir" dedi.
PORSİYONLAR KONTROL EDİLMELİ, ÖĞÜNLER ATLANMAMALI
"Ölçülü beslenmeden kastedilen porsiyon kontrolü iken dengeli yeme ise öğün saatlerini kaçırmamaktır" diyen Yrd. Doç. Dr. Gizem Köse, şunları söyledi:
"Kan şekeri düştüğünde yemeğe saldırma, tıkınırcasına yeme gibi yeme davranışlarında bulunulmaması için ölçülü ve dengeli beslenme kurallarına uyulmalıdır. Bilinçli yeme düzeni ise tüketilen besinlerin içeriklerini bilmekten geçer. Diyabette karbonhidratsız beslenme yerine basit şekersiz beslenme tercih edilmelidir. İçeriği bilinmeyen besinler tüketilmemelidir. Örneğin basit şekerler genel olarak beyaz şekerle yapılan ürünler ve pastane ürünlerinde bolca bulunur ayrıca etiketinde şeker, glikoz veya früktoz şurubu içeren besinlerden olabildiğince uzak durulmalıdır. Eğer kan şekeri dengeli gidiyorsa yanında süt ya da ayran gibi bir protein kaynağı ile beraber tüketilebilir."
SAĞLIKLI KARBONHİDRAT TÜKETİLMELİ
Kan şekeri yüksekliğinin uzun dönemde böbrek ve beyne zarar verdiğini hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Gizem Köse, "Kan şekeri değerleri çok yükseklerde seyretmiyorsa ya da insülin dozu çok yüksek değilse karbonhidratlar kısıtlanmaz. Vücudumuzdaki dokular enerji ihtiyacı için karbonhidratı kullanırlar yani karbonhidrat aslında vücudun benzinidir. Örneğin beyin dokusu enerji için sadece ve sadece karbonhidratları kullanır. Beynin 1 saatteki glikoz ihtiyacı 6 g kadardır. Kan şekeri yüksekliği kısa dönemde telafi edilebilir ancak kan şekerinin düşüklüğü (hipoglisemi) komaya kadar gidebilir. Bu durumda karbonhidratsız bir beslenme düşünülemez. Ancak bu karbonhidratın çeşidi ve miktarı önemlidir. Tam tahıl, çavdar ve karabuğday kan şekerinin dengelenmesinde önemli rol oynar. Tahıllı ürünler yüksek posa içeriği sayesinde hem kan şekerini dengeler hem de tokluk sağlar" diye konuştu.
DİYABETLİLERDE ARA ÖĞÜNÜN ÖNEMİ
"Diyabette ara öğünlerin önerilmesinin nedeni hastayı hipoglisemiden ve uzun açlıklardan korumaktır" diyen Köse, "Böylece hem hipoglisemi riski ortadan kaldırılır hem de açlık duygusunu bastırarak bir sonraki öğünde yiyeceğiniz besinlerin miktarının artması önlenir. Ara öğün hem metabolizmayı hızlandırır hem de kan şekerinin dengelenmesini sağlar" dedi.
3 ANA, 3 ARA ÖĞÜN OLMALI
Bu nedenle kan şekerini sabit seviyelerde tutmak için günde 3 ana 3 ara öğün tüketilmesi gerektiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Gizem Köse, "Ara öğünler için en iyi seçim karbonhidrat ve protein içeren besinlerin beraber tüketilmesidir. Ana öğünlerden 2-2,5 saat sonra meyve + badem, tahıllı galeta + süt, peynirli çavdarlı sandviç, leblebi + ayran gibi kaliteli karbonhidratlı ara öğünler olmalıdır. Çikolata, şekerlemeler, dondurma gibi ürünler kan şekerinin hızlı yükselip düşmesine neden olacağından günlük beslenmede yer almamalıdır" tavsiyesinde bulundu.
SU BİRDEN DEĞİL ARA ARA TÜKETİLMELİ
Su tüketiminin diyabetli hastalarda daha da önem kazandığını vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Gizem Köse, "Kan şekerinin stabil kalması için dolaşımda hızlı tüketilmesi gerekmektedir. Su tüketiminin artmasıyla beraber dolaşım sisteminin hızlanmasına yardımcı olarak kan şekerinde dolaylı yoldan dengeleyici etki yapar. Suyun içerisine eklenecek tarçın ise kan şekerini dengelemeye yardımcı olur ve tokluk süresini uzatır. Günde 30ml/kg yani vücut ağırlığı başına 30ml kadar su tüketimi elzemdir. Ortalama olarak 2-2,5 litreye denk gelen bu su miktarının nasıl tüketildiği de önemlidir. Birden bire tüketilen suyun dolaşıma girmesi uzun sürecek olup bir yararı olmayacaktır. Gün içerisinde bir dağılımla tüketilmelidir. Her yemekten ve ara öğünden önce ikişer bardak içildiğinde hem besinlerin sindirimini kolaylaştıracak hem de açlık kontrolüne yardımcı olacaktır" tavsiyesinde bulundu.