2. İslamcı Dergiler Sempozyumu"
2. İslamcı Dergiler Sempozyumu kapsamında, "Çok Partili Dönemde İslamcı Dergiler" paneli gerçekleştirildi.
2. İslamcı Dergiler Sempozyumu kapsamında, "Çok Partili Dönemde İslamcı Dergiler" paneli gerçekleştirildi.
İlmi Etüdler Derneği (İLEM) ve Üsküdar Belediyesi tarafından İLEM merkezinde düzenlenen panele katılan araştırmacı yazar Yusuf Turan Günaydın, 1951 ve 1953 yılları arasında 24 sayı çıkan "İslamın Nuru" dergisine ilişkin bilgi vererek, derginin yayın alanında İslam başlığı olabilecek her konuyu içerdiğini söyledi.
Dergide bölümlemeler yapıldığını anlatan Günaydın, "Sayfalarında görülen meal, tefsir, hadis, siyer, ahlak, tasavvuf biçiminde formüle edilebilecek bölümleme, o yıllardan itibaren uzun bir süre İslamcı dergilerin uymaya çalıştığı bir şablondur diyebiliriz. Bu yönüyle Türkiye'de gelişen İslamcı düşünceyi beslemiştir. Türk basınında belli bir ivme kazanan İslamcı vurgunun yayılmasında örtük bir etkisinden söz edilebilir. Tasavvuf genel başlığı altında bazen tasavvuf vurgusu yapılmadan yer verilen sufiyane yazılar dikkat çekici boyuttadır." dedi.
Günaydın, ünlü şairlerin ve yazarların tefrikaları ile şiirlerinin de dergide yayımlandığını dile getirerek, Mahmut Kirazoğlu, Asım Köksal, Elmalılı Hamdi Yazır, Tahirü'l Mevlevi, Ali Ulvi Kurucu, Sait Çekmegil, Ali Tayyar gibi isimlerin eserlerinin yanı sıra Yunus Emre ve Aziz Mahmud Hüdayi'den de alıntılara yer verildiğini aktardı.
"Büyük Doğu, İslam aleminin kalbinin birlikte atması için çabaladı"
Büyük Doğu dergisinin İslam dünyasına bakışını ele alan akademisyen ve yazar Yasin Beyaz da derginin 2. Dünya Savaşı devam ederken yayın hayatına başladığını ve bu anlamda büyük bir önem taşıdığını anlattı.
Beyaz, cumhuriyetin ilanından sonra Türkiye'deki Müslümanların sıkıntı yaşadıklarını söyleyerek, "İslam dünyasıyla bir kopukluk meydana geliyor. Büyük Doğu dergisinin yayınlanmasıyla birlikte bir nebze olsun bu ilişki tesis ediliyor diyebiliriz. Yazıları ve haberleriyle Türkiye'deki Müslümanları bilgilendirerek, İslam aleminin kalbinin hep birlikte atması için çabalamıştır." diye konuştu.
Dergide yayımlanan haberlere de değinen Beyaz, şu bilgileri verdi:
"Endonezya'nın bağımsızlık mücadelesi ve Ürdün çok ilginç bir şekilde derginin sütunlarında yer alıyor. Emir Abdullah üzerinde çok fazla duruluyor. Sonra Mısır'la ilgili haberler çok fazla. Özellikle Demokrat Parti döneminde Bağdat Paktı nedeniyle Mısır'la ciddi sıkıntılarımız oluyor. Bu sıkıntılar ister istemez dergide yer alıyor. Ayrıca Süveyş Kanalı ile ilgili problemler var. Mısır-İsrail savaşı, Hür subayların darbesi ve Arap Birliği ile ilgili ciddi haberler yer almakta. Pakistan ve bağımsızlık mücadelesi, bağımsızlık sonrasında yaşanan sıkıntılar da ele alınıyor."
"Türk Ruhu ilk sayılarında 106 yazarı ile güçlü bir kadroya sahipti"
Gazeteci yazar Muhammed Akaydın da 1957'de okuyucuyla buluşan Türk Ruhu dergisi ile Ali Haydar Öztürk'ü anlattı.
Ali Haydar Öztürk önderliğinde çıkan derginin, ilk iki sayıda 15 gün arayla çıktığını belirten Akaydın, "Sonrasında teknik sıkıntılara maruz kalıyor. Kağıt bulamıyor ve bir süre ara vermek zorunda kalıyor. Üçüncü sayı, 18 Nisan 1958'de çıkıyor. 4 Temmuz 1958'e kadar da 14 sayı çıkarmış oluyor." dedi.
Akaydın, dergide Ali Fuat Başgil, Ali Genceli, Abdullah Yazgan, Ali Süha Delilbaş, Celal Saraç, Cahit Tanyol, İsmail Hami Danışmend ve Süheyl Ünver ile toplam 106 yazarın yazılarına yer verildiğini aktararak, "Bu güçlü kadrodan da anlaşılacağı üzere hakikaten o dönemde düşünen, taşınan kim varsa bir şekilde bu dergiden yolu geçiyor. Bu dergi çıktığında Öztürk de 26 yaşlarında. O yaşta böyle bir kadroya sahip dergi çıkarmak da ayrıca bir maharettir." değerlendirmesinde bulundu.
"Büyük Doğu benim hayatımı alt üst etti"
Panele katılan 83 yaşındaki araştırmacı yazar Ali Haydar Öztürk ise hayatını dolu dolu yaşadığının altını çizerek, "Bir memur çocuğu olarak dünyaya gözlerimi açtım. Hasbelkader lisede Büyük Doğu ile tanıştım. O güne kadar biz Gazi hakkında, İsmet Paşa hakkında şiirler yazar, nutuklar çeker ve nutukları dinlerdik. Bir gün elime geçen Büyük Doğu bütün dünyamı alt üst etti." ifadelerini kullandı.
Öztürk, 1950'li yıllarda İstanbul'a geldiğini, Necip Fazıl Kısakürek ve Bediüzzaman Said Nursi ile tanıştığını söyledi.
Babıali yazarlarıyla da iletişim kurduğuna dikkati çeken Öztürk, şunları kaydetti:
"Peyami Safa ve kim varsa onların kapısına gitmeye başladım. Aradan birkaç sene geçip biraz palazlanınca, 'Büyük Doğu arada bir kapanıyor. Acaba biz bir şey yapabilir miyiz?' diye arkadaşlarla konuştuk. Büyük Doğu dergisinin taklidi bir dergiyi çıkarmamayı düşünüyorduk. Kapı kapı gezdik. Kimse bir cesaret vermedi. Bize, 'Bu memlekette insanlar az okurlar. Futboldan, paparaziden bahsederseniz derginiz okunur. Fikir derginiz satmaz ama heyecanınızı gidermek istiyorsanız çıkarın.' dediler. Bazı arkadaşlar ayrıldı. Biz birkaç kişiyle üstattan habersiz dergi için uğraşmaya başladık."
Etkinliğe katılan yazar Kamil Büyüker de İslam-Türk Ansiklopedisi hakkında konuşma yaptı.