Adanalı öğretmen 28 bin sedef parçasından Mescid-i Nebevi maketi yaptı
Adana'da görsel sanatlar öğretmeni Mesut Dikel, kurduğu atölyede 28 bin sedef parçadan Mescid-i Nebevi maketi yaptı.
Adana'da görsel sanatlar öğretmeni Mesut Dikel, kurduğu atölyede 28 bin sedef parçadan Mescid-i Nebevi maketi yaptı.
Merkez Çukurova ilçesinde bulunan Selahaddin Eyyubi İmam Hatip Ortaokulunda görsel sanatlar öğretmenliği yapan 54 yaşındaki Mesut Dikel, işten arta kalan zamanlarında Reşatbey Mahallesi'nde kurduğu sanat atölyesinde hat, tezhip, minyatür, oyma, naht ve ebru gibi sanatları icra ediyor.
Atölyede İslam aleminde önemli yeri bulunan eserlerin maketlerini yapan Dikel, 28 bin parçası sedef olmak üzere çok az sayıda altın, gümüş ve demir malzemeler kullanarak 64 santimetre uzunluğunda, 40 santimetre eninde 33 kubbeli Mescid-i Nebevi maketi tasarladı.
Maketin yapımı için 8 ay boyunca yoğun çaba harcayan Dikel, sonunda eserini tamamlamanın mutluluğunu yaşıyor.
AA muhabirine, yaklaşık 40 yıldır hat, tezhip, minyatür, oyma, naht ve ebru gibi sanat eserine ilgisinin olduğunu söyledi.
20 yıldır Milli Eğitim bünyesinde görsel sanatlar öğretmenliği yaptığını belirten Dikel, şöyle devam etti:
"Yaklaşık 25 yıldır sedef tablolar yapıyorum. Hattat olduğum için desenleri kendim çiziyorum. Çizdiğim ve yazdığım yazıları kendim kesiyorum. Özgün tasarılar yapıyorum. Bunlarda metal, gümüş, altın ve sedefi tercih ediyorum."
"Tarihte de bir ilk oldu"
Sedefin inci kabuğunun dış kısmı olduğunu anlatan Dikel, "İlk olarak Hazreti Süleyman Mabedi'ni ve Kabe'yi yaptım. Mescid-i Nebevi çalışmam ise yaklaşık 8 ay sürdü. Kullandığım sedeflerin tümü beyaz inci sedeflerdir. Araştırmalarıma göre teknik olarak ilk çalışma oldu." diye konuştu.
Mescid-i Nebevi'nin Osmanlı dönemindeki halini baz aldığını dile getiren Dikel, Peygamber Efendimizin istirahatgahını yapmanın kendisi için çok özel olduğunu ifade etti.
Birçok müzeden istek aldığını aktaran Dikel, "Yaklaşık 28 bin küsur sedef parça var, hepsi de elimden çıktı. Her bir parça kesilerek monte edildi. Kubbelerde beyaz altın ve çok nadir bulunan yeşil abalon sedef kullandım. İç kapılarda siyah sedef kullandım. Görsel olarak biraz daha zenginleşmesi için sütunlarda 22 ayar transfer altın kullandım." şeklinde konuştu.
Bundan sonra Kubbet'üs Sahra ve Mescid-i Aksa'nın maketini yapmayı düşündüğünü aktaran Dikel, eserinin kendisi için mücevherden farksız olduğunu söyledi.
Maketin sanat camiasına müzelik bir eser olarak kalması temennisinde bulunan Dikel, "Eseri abdestsiz elime almadığını" ifade etti.
Dikel, eserinin özellikleri, yapım süreci ve duygularını şöyle dile getirdi:
"Bitiremediğim ve çözemediğim kısımlar rüyama kadar girdi. Ben maket işiyle uğraşan bir insan değilim ama yaklaşık 40 yıllık bir birikimimle çok şükür altından kalktım. Mutlu bir son, esere dokunmak bile bana özel bir heyecan veriyor.
Uzunluk 64 santimetre, Peygamber Efendimizin vefat yaşını ele aldım. Efendimizin peygamberlik, nübüvvet yaşından dolayı eni 40 santimetre yaptım. Kubbe sayılarını bilerek 33'e bağladım. Malum İslam'da bu sayı önemli bir rakam. Kitabelerdeki Allah ve Muhammed yazıları tek tek el frezesiyle çıktı.
33 bin küsur parçadan 28 bin parça kullandım. Bu esere iyi bakıldığında binlerce yıl garanti verebilirim. Bu eserde 6 sanatın birikimi var. Eserimin maddi değeri yoktur çünkü zamanı parayla satın alamazsınız. Bu eser benim 40 yıllık birikimin sonucudur."