Asırlık "Çivisiz Cami" Tarihe Tanıklık Ediyor
Ordu'da yaklaşık 750 yıl önce tamamen ahşaptan inşa edilen "çivisiz cami", yerli ve yabancı ziyaretçilerini bekliyor.
EYÜP ELEVÜLÜ- Ordu'da yaklaşık 750 yıl önce tamamen ahşaptan inşa edilen "çivisiz cami", yerli ve yabancı ziyaretçilerini bekliyor.
Doğanın eşsiz güzelliğini yansıtan yaylalarıyla doğa turizminde iddialı olan Ordu, inanç turizmiyle de ziyaretçilerine farklı tarihi yapılar sunuyor.
Gölköy ilçesi Emirler Mahallesi'nde bulunan "Dereçayır Çivisiz Camisi", tarihi ve yapılış özelliğiyle dikkatleri çekiyor.
Selçuklular döneminde pelit ağacı kullanılarak inşa edilen caminin iç ve dış cephesi, ağaç yontma ve kertme yöntemiyle tahtalar birbirine geçirilerek yapıldı.
Zaman içinde zarar gören tahtaların bakım ve onarımı, Valiliğin koordinesinde Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü tarafından gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediyesi ile Gölköy Belediyesi de caminin çevre düzenlemesi ve camiye giden yollarda çalışmalar yürütüyor.
Selçuklular ve Osmanlı'nın tarihine tanıklık eden ve restorasyon çalışması sona eren cami, ramazan ayı ile birlikte tekrar ibadete açıldı.
İlçede bulunan yayla, şelale ve göl gibi doğal güzellikleri görmek isteyen yerli ve yabancı turistler, tarihi çivisiz camiyi de görme fırsatı buluyor.
"Tamamen ibadet odaklanabilecek ortam var"
Gölköy Kaymakamı Tuncay Kaldırım, caminin bulunduğu mekan ve mimarisi açısından güzellikler yansıttığını belirtti.
Caminin farklı özelliklere sahip olduğuna dikkati çeken Kaldırım, şunları söyledi:
"Caminin giriş kapısı alçak. Bunun nedeni camiye eğilerek giriyoruz ve nefsimizi terbiye ediyoruz. Camimizin içinde hemen hemen bugünkü bildiğimiz manada büyük pencerelerden hiç yok. Bir santim yüksekliğinde, iki santim genişliğinde küçük küçük pencere diyebileceğimiz, ışık alabilecek ve namaz kılarken, ibadet yaparken önümüzü görebileceğimiz şekilde küçük pencereler koyulmuş. Bunların anlamı içeride tamamı ile dünyayla bağımızı kesmek ve orada huşu içinde ibadetin gerçekleştirilmesidir."
Kaldırım, cami çevresinde herhangi bir yapılaşma olmadığı için tamamen ibadete odaklanılabileceğini aktararak, "Tamamen doğa içinde ve yanından ırmak geçiyor. Kuş cıvıltıları var. Bu ortamda ibadet yapıp da takvaya ulaşmamak mümkün değil. Bu camide namaz kılarken Süleymaniye, Sultanahmet, Selimiye Camisi'nde namaz kılarken ne tat alıyorsak burada da aynı tadı alabiliyoruz." dedi.
Dış cephedeki ahşap üzerinde eski yazıyla 1264 ile 1275 tarihlerinin yer aldığını anlatan Kaldırım, söz konusu rakamların caminin inşasının başladığı ve bittiği tarihe işaret ettiğini kaydetti.
İnanç turizminde iddialı
Belediye Başkanı Ali Kemal Mert ise çevre düzenlemesi konusunda çalışma yaptıklarını ve yıl sonu biteceğini anlattı.
Çivisiz camiyi, Selçuklular, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere üç devletin kullandığını vurgulayan Mert, şöyle konuştu:
"O dönemin hangi manevi atmosferine uygun yapıldığı ortaya çıkıyor. Caminin giriş kapısından içerisindeki ahenk sanki burada günübirlik ibadetin yapıldığının dışında tasavvuf ehli olan insanların nefis terbiyesinin yapıldığı bir mekan gibi algılanabiliyor. Ortam sakin ve tabiatla iç içe cami. Bir tarafta kuş sesleri, bir tarafta derenin sesi. İnanın insan namaz kılarken rahat bir ruh aleminde kendisini buluyor. İlçemizde hem yayla turizmi hem inanç turizmine açılacak mekanlarımız var. Bu mekanları son yıllarda kamuoyuna tanıtmaya çalışıyoruz."
Kültür ve Turizm İl Müdürü Uğur Toparlak da yaklaşık 329 bin lira harcama yapılan caminin, aslına uygun şekilde restore edildiğini belirtti.
Toparlak, Valiliğin, "Hedef bir milyon turist" kapsamında kültür varlıklarının ayağa kaldırılıp turizme kazandırılması için gayret gösterdiklerini dile getirdi.