Biz işimize Bakalım
Usta hikayeci Rasim Özdenören, ‘Biz işimize bakalım’ düsturunca yaşayan merhum şair Cahit Zarifoğlu’nu hatıralar eşliğinde anlatırken doyumsuz bir sohbetin kapısını da araladı.
Gençlik teşkilatı Yedi Hilal’in Üsküdar’daki merkezinde düzenlediği iki ayrı Cahit Zarifoğlu anma etkinliğine yazar Yusuf Kaplan ile Türk öykü ve düşünce dünyasının özgün isimlerinden Rasim Özdenören konuşmacı olarak katıldı. Asım Gültekin’in yönettiği söyleşilere şair Cevdet Karal, Zafer Acar, Aykut Ertuğrul, Yeprem Türk, Üzeyir İlbak, Prof Oruç Çakmaklı, Sami Gül, Mustafa Nezihi Pesen ve Zarifoğlu’nun ailesi de katıldı. Rasim Özdenören dört saat süren ve saatler 01:00’ı gösterdiğinde dahi dağılmayan dinleyicilere, kah sevindirip kah hüzünlendiren anıları, yüzünden eksik olmayan bir tebessümle anlattı. Dinleyenler Cahit Zarifoğlu ile aynı sınav kağıdını boş verdiler, yolda aç aç yürüdüler, otostop çektiler, Mavera dergisi için heyecanla ve tüm imkansızlıkları reddeden bir inançla çabaladılar. Rasim Özdenören, Zarifoğlu’nun karakteri ile sanatı arasında ilişki kurulabilmesine yardımcı olabilecek olaylar anlattı bu zarif programda.
Dosto okur, sinemaya giderdik
Zarifoğlu’nun edebiyat dersinden üst üste boş kağıt vererek kalmasını ve güç bela geçtikten sonra İstanbul’da Alman Dili ve Edebiyat’ı okumaya başlamasını hikaye etti. O yıllarda sürekli Dostoyevski okuduklarını, çeşitli ilçeleri gezmek suretiyle günde birkaç kez sinemaya gittiklerini anlattı. Kendi kitabı çıkacağı zaman Zarifoğlu’nun “Şu an bir çok kişi bu kitaba para vermek için bizi bekliyor” diyerek ortada para pul yok iken yüklerin altına girdiğini, bir şekilde matbaacıya o kitabın paralarının ödendiğini anlatıp Zarifoğlu’nun imkansızlıklara takılıp kalmayan ve onları aşan kişiliğini ortaya koydu. “Biz işimize bakalım” düsturu ile yaşayan Zarifoğlu şiiri ile alakalı önemli değerlendirmelerde bulunan Özdenören bir soru üzerine Zarifoğlu’nun gündeme ve geçiciliğe teslim olmadığını ama gündemi diri, canlı bir şekilde şiirine taşıdığını ifade etti. Yusuf Kaplan da konuşmasında formlar ve normlar arasında Mümin sanatçının kendisine bir merkez edinmesi meselesi üzerinden Zarifoğlu’nu anlattı.