Haberler

Dan Brown'ın İstanbul'u Halı,baharat,aynı Nakarat!

Abone Ol

Eleştirmen Necip Tosun, çok satan yazar Dan Brown’ın yeni romanı Cehennem’i yazdı: Popüler romanların tüm temel özelliklerini taşıyan Cehennem hiç kuşkusuz edebiyat dışı bir metin. Brown, İstanbul’u ve mekanlarını gündeme getirirken oryantalist kalıpların dışına çıkamıyor: Biraz gizem, baharat, lokum...

Popüler romanlar, okuru sıkmayan, aşk, macera, sır, intikam gibi konuların basit biçimlerle sunulmasıyla oluşur. Okuyucular da bu tür romanlarda bir televizyon dizisi, bir film izleme tadı bulurlar. Dan Brown’ın son romanı Cehennem, popüler romanların tüm temel özelliklerini bünyesinde barındırmakta. Kitabın girişindeki teşekkürlere ve hazırlanış hikâyesine bakılırsa, Cehennem’in bağımsız bir yazar elinden çıkma bir eser olmasından çok, pek çok kişinin katkısıyla oluşmuş bir “proje” olduğu anlaşılıyor. Yazar girişte en az altmış kişiye teşekkür ediyor.


Edebiyat dışı bir metin


Cehennem kuşkusuz edebiyat dışı bir metin. Yazar da bunun bir edebî eser olup olmamasını mesele etmiyor. Zaten popüler bir kurmaca, işin edebî yönünü pek de önemsemez. Bu onun doğasına aykırıdır. Cehennem, bilim ve teknolojik gelişmelerin insan hayatını nasıl değiştirebileceğini, bu imkânların kötü insanların eline geçtiğinde nasıl bir felakete dönüşebileceğini hikâye ediyor.


Romandaki çatışma ise dünyanın geleceğini felaket olarak gören bilim adamının yanlış seçimiyle doğuyor. Nüfus artışının yol açtığı felaket, nasıl geçmişte savaş ve salgınlarla önlenmişse şimdi bir virüsle, toplu kıyımla önlenecektir. Yapılmak istenen dünya nüfusunun üçte birinin kısırlaştırılmasıdır. Roman bu felaketi önlemek isteyen kahramanların mücadelesini anlatıyor. Cehennem’e entelektüel bir tat, gizem ve derinlik katmak için Dante’nin cehennem tasvirleri, ünlü tablolar, sanat eserleri anlatıma eşlik ediyor. Macera, gizem ve merak unsurlarından beslenen roman, bir film senaryosu havasında ilerliyor.


Romanı bizim için dikkat çekici hale getiren şey ise, finalin gerçekleştiği mekân olarak İstanbul’un seçilmesi. Salgın İstanbul’da başlayacaktır. Çünkü İstanbul “Doğu’nun Batı’yla buluşması, dünyanın dört yol ağzı”dır. Hem İstanbul tarih boyunca defalarca salgınlara yenik düşmüş bir kenttir. Romanda Ayasofya, Mısır Çarşısı, Galata, Yerebatan Sarnıcı, Sultanahmet bir şehir mekânı olarak yer alıyor. Özellikle Yerebatan Sarnıcı virüsün yayılacağı yer olarak öne çıkarken diğer mekânlar daha geri planda kalıyor.


Brown, İstanbul’u ve mekânları gündeme getirirken derinlikli bir gözlem ve analizden çok bildik klişeleri tekrarlıyor. İstanbul’un Doğu ve Batı’nın kavşak noktasında olduğu, iki ayrı kültürü içinde barındırdığı ve Doğu’nun gizemini yansıttığı vurgulanıyor. Doğu ve Batı’nın sanat algıları birkaç paragrafta karşılaştırılırken Ayasofya bölümünde dinler arası diyalog, Mısır Çarşısı bölümünde halı, baharat ve lokum simgeleriyle oryantalist bakış sergileniyor. Ama genel anlamda romanda İstanbul’a, Türklere olumsuz bir bakış açısının olmadığını söyleyebiliriz. Anlatıcı, İstanbul bölümlerine “Eski Bizans başkentinde akşam olmuştu.” diye başlıyor ve bir İstanbul tanımı yapıyor: “Burası ikiye bölünmüş bir dünya, karşıt güçlerin şehriydi: Dindarlarla laikler; eskiyle yeni; Doğu’yla Batı…”


Ayasofya gezilirken, hat yazısıyla Allah ve Muhammed isimlerinin yazılı olduğu iki muazzam levha arasında yükselen İsa mozaiği için rehber dinler arası diyalogu hatırlatan şu cümleleri söyler: “Dinler arasındaki anlaşmazlığa rağmen biz sembollerin bir arada çok güzel durduğunu düşünüyoruz.”


Kitap edebî yönüyle değil ama yarattığı ilgi ve çok okunurluğu nedeniyle önemli. Bu yüzden Cehennem’in İstanbul’u nasıl anlattığı ilgiyi hak ediyor. Ama İstanbul algısı, farklı bir bakış açısını değil tanıdık Batılı gözü yansıtıyor. Doğu ve Batı’nın kesiştiği yer klişesinin ardından “baharat, halı ve lokum” simgeleriyle İstanbul fotoğrafı tekrar ediliyor.

Kaynak: Star / Kültür Sanat

Necip Tosun Dan Brown İstanbul Kültür Sanat Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title