Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası Yeniden Ziyarete Açıldı
UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, 9 yıl süren restorasyonun ardından 6 Mayıs'ta yeniden ibadete açıldı ve açılışından bu yana yaklaşık 40 bin kişi ziyaret etti. Eser, mimarisiyle dikkat çekiyor ve inanç ile tarih turizmi açısından önemli bir noktada yer alıyor.
UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan ve yaklaşık 9 yıl süren restorasyonun ardından 6 Mayıs'ta yeniden ibadete açılan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası'nı yaklaşık 40 bin kişi ziyaret etti.
İnanç ve tarih turizmi açısından önemli bir eser olarak gösterilen 796 yıllık Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, tarihinin en kapsamlı restorasyonunun ardından kapılarını ziyaretçilerine açtı.
Avrupalı bilim insanlarınca "Anadolu'nun El-Hamrası" olarak da nitelendirilen Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, mimarisiyle dikkati çekiyor.
Divriği Ulu Camii İmam Hatibi ve gönüllü mihmandarı Nail Ayan, AA muhabirine, Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası'nın o dönemde karı koca tarafından bitişik nizamda yapılan tek eser olduğunu söyledi.
Eserin 1985'te UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilmiş anıtsal ilk eser olduğunu hatırlatan Ayan, "Eserimizin en kapsamlı restorasyonu geçtiğimiz dönemde yapılan restorasyonudur. Vakıflar Genel Müdürlüğümüz tarafından gerçekleştirilen restorasyon hakkıyla yapılmıştır. Eser bizden sonraki nesillere hak ettiği şekilde bırakılacaktır diye ümit ediyoruz." dedi.
"Sloganımız görmeden ölmeyin"
Eserin ziyaretçi akınına uğradığını aktaran Ayan, "Bu eser için söylenecek çok söz vardır ama bizim sloganımız 'görmeden ölmeyin'dir." diye konuştu.
Ayan, ziyaretçilerin ilgisinden memnun olduklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Ağırlıkla yerli ziyaretçilerimiz var. 40 bin ziyaretçinin yaklaşık 35 bini Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen yerli misafirlerimiz. Yabancılarda ise birinci sırayı Almanlar, ikinci sırayı Japonlar, ardından İtalyan ve Fransızlar takip etmektedir. Dünyanın çeşitli yerlerinden gelen ziyaretçilerimiz bulunmaktadır. Restorasyondan önceki haline sadık kalınıp her bir taşa titiz bir şekilde yaklaşılarak restorasyon gerçekleştirilmiştir. Bu süreçte 1930 Erzincan depremiyle dönme özelliğini yitiren şifahane bölümündeki denge sütunumuzun yaklaşık 85 yıl sonra tekrar döndürülmesi başarılmıştır. Şifahane içerisinde akustik için yapılan havuzdan akan su şırıltısıyla hastalar tecrit odalarında yatarken tedavi olmuşlardır. Bu havuzumuz tekrar aktif hale getirildi."
Ankara'dan Divriği'ye gelen Zuhal Gözüküçük ise adeta dantel gibi işlemeleri olan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası'nı çok beğendiğini ve mutlaka görülmesi gereken bir eser olduğunu söyledi.
"Anadolu'nun El Hamrası"
Anadolu beyliklerinden Mengücekoğulları döneminde Hükümdar Süleyman Şah'ın oğlu Ahmed Şah tarafından 1228 yılında yaptırılan Divriği Ulu Camii 1280 metrekare, caminin bitişiğinde Behram Şah'ın kızı Melike Turan Melek'in aynı yıl yaptırdığı Darüşşifa da 768 metrekarelik alanda bulunuyor.
İspanya'nın Granada kentindeki İslam mimarisinin en önemli eserleri arasında yer alan El Hamra Sarayı'na benzediği için Avrupalı bilim adamlarınca "Anadolu'nun El Hamra'sı" olarak görülen eser, mimari yapısı ile başta sanat tarihçileri olmak üzere mimar ve mühendisleri etkiliyor.
Darüşşifa taç kapısı, caminin kuzey ve batı taç kapısı ile Şah Mahfili taç kapısının her biri birbirinden farklı eşsiz bezemeleri ile göz kamaştırıyor.