En Büyük Haber" Oyununun Galası Yapıldı
Kuran'ın Anlamıyla Buluşmak Platformu ve İstanbul Sosyal Gelişim Derneği iş birliğiyle hazırlanan "En Büyük Haber" tiyatro oyununun galası yapıldı.
Kuran'ın Anlamıyla Buluşmak Platformu ve İstanbul Sosyal Gelişim Derneği iş birliğiyle hazırlanan "En Büyük Haber" tiyatro oyununun galası yapıldı.
Tiyatro Külliyen tarafından sahnelenen oyun, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda izleyiciyle buluştu.
Kuran'ın anlaşılmasına yönelik farkındalık oluşturmayı amaçlayan oyun öncesi AA muhabirine açıklama yapan İstanbul Sosyal Gelişim Derneği Başkanı Şükrü Dur, toplumun sosyal ve kültürel gelişimine katkıda bulunmak maksadıyla oyunu hazırladıklarını söyledi.
Dur, Kur'an-ı Kerim mealinin, Arapça metnine göre daha az okunduğunu gösteren anketler olduğuna dikkati çekerek, "Kuran'ın mealinin okunması, işin özünün anlaşılması anlamına geliyor. Niyetimiz bir farkındalık oluşturmak. Arapça metni okuyoruz ama içeriğinde ne var onu bilmiyoruz." diye konuştu.
"Farklı kesimlere de ulaşmak istiyoruz"
Kuran'ın mesajlarını anlatmak için bilindik yöntemlerin dışında bir uygulama yapmak istediklerini belirten Dur, "Farklı kesimlere de ulaşmak istiyoruz. Bir sohbet olduğunda oraya katılım gösteren kesim belli ama teatral faaliyette hem gençlere hem her düşünceden insana hitap edebileceğimizi düşündük. İnşallah sonucu da iyi olacaktır." ifadelerini kullandı.
Oyunun yazarı Ahmet Mercan ise Kur'an-ı Kerim'i anlamanın, Türkiye'de ve İslam dünyasında önemli bir mesele olduğunu kaydetti.
Mercan, kendisinin de bu konuyu uzun yıllar dert edindiğine vurgu yaparak, şu bilgileri verdi:
"Kendisine inmiş olan bir kitabı, anlamını bilmeden hem ibadet etmeye hem yaşamaya çalışmak, bana göre çok zor. Tam bunları düşünürken, bana Kuran'ın anlamıyla ilgili tiyatro oyunu yazmam konusunda bir teklif geldi. Tabii ki bu teklif beni çok sevindirdi. Bundan 2,5 yıl önce yazdım. Böyle bir oyuna ihtiyaç vardı. İnşallah gereken ilgiyi görür."
- "Mizahın güçlü dili"
Tiyatro Külliyen Genel Sanat Yönetmeni Osman Doğan da daha önce sahneledikleri "Ziyafet Sofrası" adlı oyunda olduğu gibi manevi mesajları, mizahın güçlü diliyle sahnede anlatmaya çalıştıklarını dile getirdi.
Doğan, Kur'an-ı Kerim'i oyunun merkezinde tuttuklarına işaret ederek, "Manevi mesajlar sahneye taşınırken, izleyicinin genelde sıkıldığına şahit olduk. Ağır konuları anlatırken, bir de uzun süreye yayıldığında, çok kısa bir süre içinde izleyicinin dikkati dağıtıyor. Bu yüzden mesajları mizahi bir dille aktarmak istedik." dedi.
Oyunu her görüşten insanın ailesiyle rahatlıkla izleyebileceğinin altını çizen Doğan, "Aslında bizim anlatmak istediğimiz mesaj için oyunda 5-10 dakika yetiyor. Mesajları ise oyun içerisine özenli bir şekilde yerleştirmemiz gerekiyor. Böylelikle insanları güldürüp algılarını açmayı, o yüksek algıyla izlerken de o manevi mesajı en tesirli noktada vermeyi amaçlıyor oyun. Çok güzel geri dönüşler aldık. Mesajları bu türde verince, daha akılda kalıcı oluyor." değerlendirmesini yaptı.
Yaklaşık 90 dakika süren tek perdelik oyunun yönetmen koltuğunda, aynı zamanda hikayeyi sahneye uyarlayan Yunus Emre Obut oturuyor.
Müzikleri Ufuk Karakavak imzası taşıyan oyunda, Yunus Emre Obut, Kayhan Binnetoğlu, Ufuk Karakavak, Kürşat Karaman ve Fatih Akçin rol alıyor.
"En Büyük Haber" oyununun konusu ise özetle şöyle:
"Muhsin, i?as etmiş bir fabrikatördür. Haciz ve davaların etkisinden uzaklaştırmak için kızı ve karısını memlekete yollar. Fakir bir semtte, tek oda bir ofis tutup işlerine devam etmeye çalışır. Arkadaş bildikleri kişiler, işleri bozulunca ondan uzaklaşır ve onu bir başına bırakırlar.
Fabrika müdürü İlyas ve çaycı Hayri, her şeye rağmen Muhsin'i yalnız bırakmazlar. Muhsin, derin bunalımdan intihar ederek kurtulmayı planlar, tüm denemelere rağmen başaramaz.
Bir gün Muhsin'in köylüsü olduklarını iddia eden Sefer ve Rasim ofisi ziyaret ederler. Rasim ve Sefer bir gece ofiste bulunan kasayı soymak için harekete geçerler. Soygun esnasında etrafta bulunan kitaplara çarpan Rasim düşürdüğü Kur'an-ı Kerim'i okumaya başlar. Bu esnada Muhsin iki hırsızı ansızın yakalar. Rasim ve Sefer, Kur'an-ı Kerim'in kendileriyle konuştuğunu söylerler. Bu üç adam Kuran ile tanışma sürecine girer ve değişim başlar."