'Fazla Şiirden Ölen Şair' Edip Cansever 89 Yaşında! (Edip Cansever Kimdir?)
Usta şair Edip Cansever'in 89. yaş günü, sevenleri tarafından dizeleriyle yaşatılıyor. Peki, Edip Cansever kimdir?
İkinci Yeni'nin önemli isimlerinden usta şair Edip Cansever'in 89. yaş günü bugün. Peki, Cemal Süreya'nın "fazla şiirden ölen şair" olarak andığı Edip Cansever kimdir?
ÇOCUKLUĞU VE EĞİTİM HAYATI
Edip, 8 Ağustos 1928'de, İstanbul Beyazıt'ta dünyaya geldi. Bir türlü sevemediği çocukluk zamanlarını, evlerinde olanları, gün gelip de şu günler geçmiş olduğunda her şeyi, "" adını verdiği şiir kitabında anlattı. Kumkapı Ortaokulu ve İstanbul Erkek Lisesi'ni bitirdi. Daha sonra yükseköğrenim için Yüksek Ticaret Okulu'na da girdi, ancak devam etmedi.
İŞ HAYATI
Edip, eğitim hayatını tamamlamadan iş hayatına atıldı. 1950'de İstanbul Kapalıçarşı'da ticaret yapmaya başladı. İlk şiirleri "İstanbul" adlı bir dergide yayımlandı. Henüz 17'li yaşlarında Ahmet Hamdi Tanpınar'a şiirlerini okutma şansı buldu. Tanpınar'ın yorumu, "Bu şiirler çok güzel, hepsi de güzel; ama hiçbiri şiir değil" oldu. Bu olay sonrası Edip Cansever "İkindi Üstü" şiirini yazdı. Ancak daha sonra bu şiiri yayımladığı için pişman olduğunu dile getirecekti.
EVLİLİĞİ
Henüz 19yaşında evlenen Edip Cansever 20'sinde baba olmuştu. Eşi Mefharet ile kızlarının adını Nuran koydular. 1954'e kadarbabasından kalma halı dükkanında ticaret yaptı. Ancak bir yangınla bu dükkanı da kaybetti. Şair, Kapalıçarşı'yı, sınıf ayrımının en somut gözlemlendiği yer olarak görüyor, orada her şeye sadece para değeri için bakılacağını anlatıyordu.
TOMRİS UYAR'A OLAN HAYRANLIĞI
Edebiyat dünyasının bilinen gerçeklerindendi Edip Cansever'in Tomris Uyar'a hayranlığı. Öyle ki, Edip Cansever, her 15 Mart'ta Tomris Uyar'ın yeni yaşı için bir şiir yazdı, yayımladı; hayranlığını bıkmadan usanmadan dile getirdi.
Şu dizeleri yazmıştır onun için;
"Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç
Yağmurlar altında gördüm, kadeh tutarken gördüm de
Bir kıyıya bakarken, bakarkenki ağlayan yüzünle
Ve yarışırsa ancak Monet'nin
Kadınlarına yaraşan giysilerinle
Gördüm de
Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç..."
ise, onun bu hayranlık dolu dizeleri karşısında şöyle demişti:
''Sevgililik ya da aşk duygusu zamanla yara alabiliyor, örselenebiliyor, bitebiliyor. Bitmeyen tek aşkın gerçek ve lirik bir dostluk olduğunu Edip Cansever öğretti bana."
KİTAPLARI VE ÖDÜLLERİ
1957'de "Yerçekimli Laranfil" adını verdiği kitabını yayımladı Edip Cansever. Bu kitaptaki şiirler çok ilgi görmüştü. Bu kitapla, 1958'de "Yeditepe Şiir Armağanı"nı kazandı. II. Yeni'nin neredeyse tüm özellikleri bu kitapta vardı.
1964'te Mehmet Fuat'ın yönettiği "Yeni Dergi"nin yayın hayatına girdi. Fuat, bu dergide özellikle II. Yenicileri toplamıştı. Edip Cansever, bu dergiye en sadık olan isimlerden biriydi; söz konusu şiir olduğunda hep olduğu gibi. Dergi, 1975'te kapandığından Edip Cansever şiirleri, 1978 – 1980 yılları arasında çıkan, Enis Batur'un yönettiği "Yazı"dergisinde yer alacaktı. 1979'da Doğan Hızlan'ın yönettiği "Hürriyet Gösteri" ve 1981'de yayımlanmaya başlayan "Adam Sanat" dergisinde de yer aldı usta şair.
1966 – 1970 yılları arasında da Cemal Süreya'nın Papirüs dergisinde yayımladı şiirlerini. Onun için önemli olan şiirlerini yazıyor ve yayımlıyor olmaktı.
1976'ya kadar Kapalıçarşı'daki turistik eşya ve halı ticareti yaptığı dükkanla olan bağını tamamen kopardı ve artık sadece şiir vardı. Bu yıl, kendisi için de Türk Edebiyatı için de bambaşka bir noktada duran kitabını yayımladı: "Ben Ruhi Bey, Nasılım". O da hak ettiği somut değeri bir yıl içinde buldu; 1977'de TDK Şiir Ödülü'nü aldı.
Son olarak "Yeniden" adını verdiği kitapla tüm şiirlerini bir araya getirdi. Bu kez de 1982'de "Sedat Simavi Edebiyat Ödülü"ne layık görüldü.
1957'de yayınlanan, kendisinin de en çok sevilen şiir kitabı 'Yerçekimli Karanfil' ile kendisine özgü bir şiir evreni kurdu.
'Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle / Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk / Birleşiyoruz sessizce.'
İkinci Yeni akımında:İlhan Berk, Cemal Süreya, Turgut Uyar, Sezai Karakoç ve Ece Ayhan gibi önemli isimlerle aynı şiir akımında buluşmuştur.
İkinci Yeni'den yavaş yavaş uzaklaşan Edip Cansever, anlamsızlığa savrulmadı. Kapalı, anlaşılması güç, yine de anlamdan ayrılmayan bir şiir dünyası yarattı kendisine. Yapıtlarına tutarlı bir bütünlük kazandırdı. Şiirinde düzyazı da kullanmıştır.
ÖLÜMÜ
1986'da İlhan Berk'in de yardımıyla küçük bir ev aldı ve Mayıs ayında eşiyle birlikte Bodrum'a gittiler. Burada beyin kanaması geçirdiği teşhis edilince apar topar İstanbul'a tedaviye getirildi. Ancak çok geçti. Usta Şair, 28 Mayıs'ta hayata veda etti.
Cemal Süreya, usta şairin arkasından şu şiiri yazdı:
Yeşil ipek gömleğinin yakası / Büyük zamana düşer. Her şeyin fazlası zararlıdır ya, / Fazla şiirden öldü edip cansever.