Haberler

"Festivallerin Kaybedenleri Yoktur"

Abone Ol

48.Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Uzun Metraj Film Yarışması Ulusal Jüri Başkanı Müjde Ar, şiddetin insanın değersizleştiği toplumlarda giderek tırmanacağını belirterek, "Şiddet kadını ve erkeği ayırır, çünkü kadına daha kolay uygulanır ve uygulayan kişi yasalar karşısında kolay boşluk bulur" dedi.48.Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Uzun Metraj Film Yarışması jüri üyeleri, basın toplantısı düzenledi.

48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Uzun Metraj Film Yarışması Ulusal Jüri Başkanı Müjde Ar, şiddetin insanın değersizleştiği toplumlarda giderek tırmanacağını belirterek, "Şiddet kadını ve erkeği ayırır, çünkü kadına daha kolay uygulanır ve uygulayan kişi yasalar karşısında kolay boşluk bulur" dedi.

48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Uzun Metraj Film Yarışması jüri üyeleri, basın toplantısı düzenledi. Ulusal Jüri Başkanı Müjde Ar, yıllardır festival nedeniyle Antalya'ya geldiğini, ancak "kadın" temalı bir festivalde burada olmanın daha anlamlı olduğunu söyledi.

Ar, 13 filmden 9'unun yönetmenlerinin ilk filmleriyle yarıştığını belirterek, filmleri çok dikkatli takip ettiklerini vurguladı. Üç film seyrettiklerini ve üçünü de çok beğendiklerini ifade eden Ar, jüri başkanlarının bu tür konuşmalarının ayıp sayılabileceğini, ancak kendisinin böyle bir kaygısının olmadığını kaydetti.

Kendi filmlerinin de daha önce Antalya'da yarıştığını ve festivali çok önemsediğini anlatan Ar, seyircinin ilgisinden duyduğu memnuniyeti de dile getirdi. Ar, "Festivallerin kazananları vardır, ama asla kaybedenleri yoktur. Genç arkadaşları yüreklendirmek istiyoruz, ama eski sinemacı yeni sinemacı ayırımı yapmak istemiyoruz" diye konuştu.

Müjde Ar, kadına yönelik şiddetin sona ermesi için siyasetçilere önemli görev düştüğünü vurgulayarak, "Başlanacak yer siyaset olmalı. Siyaset dilinin daha barışçı ve kibar, zarif, gülümseten olmasını diliyorum" dedi.

-Gazetedeki kadın fotoğrafı-

Basın toplantısında jüri üyelerine, "eşi tarafından sırtından bıçaklanmış kadının fotoğrafının" bir gazetede yayımlanmasıyla ilgili görüşleri de soruldu.

Müjde Ar, medya eleştirisi yapmak istemediğini, ancak bu fotoğraftan yola çıkarak kadına şiddette tek bir suçlu aramanın yanlış olacağını söyledi. Ar, insana değer veren toplumlarda kadına şiddet diye bir sorunun tartışılmadığını belirterek, "Şiddet insanın değersizleştiği toplumlarda giderek tırmanır. Şiddet kadını ve erkeği ayırır, çünkü kadına daha kolay uygulanır ve uygulayan kişi yasalar karşısında kolay boşluk bulur" dedi.

Gazeteci Çiğdem Anad ise medyanın son yıllarda kadına yönelik şiddeti sıklıkla gündeme getirdiğini ve gereksiz yere eleştirildiğini ifade ederek, "Ben Habertürk'ün doğru manşet attığını düşünüyorum. Kadına yaşarken değer vermeyen, korumayan, görmeyen, saygı göstermeyenler, ölü bedeni üzerinden saygı tartışması yaratıyorlar. Habertürk iyi ki de o manşeti attı. Onun üzerinden kaç gündür kadına şiddeti tartışıyoruz" diye konuştu.

-"Edepsizlik prim yapıyor"-

Yazar Ayşe Kulin de bir insanın eşit olmadığını, ezilebileceğini hissederse sevgisini kaybettiğini anlatarak, "İnsanların içine sevgiyi koyabilmek için şiddeti çıkarmalıyız" dedi.

Televizyonlardaki bazı programları da eleştiren Kulin, "Yemek ve spor programlarında dahi sürekli kavga, terbiyesizlik özendiriliyor. Türk toplumu niye bu kadar çok edepsizliğe, terbiyesizliğe prim veriyor?" görüşünü dile getirdi.

Şevval Sam da, sansürün artık insanların zihninde başladığını söyledi. Sansürün oto sansüre dönüştüğünü ve bunun çok tehlikeli olduğunu vurgulayan Sam,

"İfade özgürlüğü korkularla bastırılmış durumda. Zihinleri değiştirerek oto sansürden kurtulmalıyız" dedi.

Yönetmen Handan İpekçi ise festivalde ciddi bir paradoks yaşandığını vurgulayarak, "Ulusal yarışma jürisinin tamamı kadınlardan oluşuyor ama yarışan tek bir kadın yönetmen var. 13 yönetmenin 12'sinin erkek olması ciddi bir çelişki. Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğinden başlayarak kadın yönetmenlere yönelik pozitif ayrımcılık başlamasını talep edebiliriz" diye konuştu.

Bergüzar Korel de 1979-1980 yıllarında sansür ve darbe nedeniyle verilmeyen

"Geç Kalan Portakallar" bölümünde babasının rol aldığı bir filmin de yer aldığını, annesinin bir filminin ise 1967'de bir yıl yasaklandığını anlattı. Korel, "Yeşilçamlı bir anne babanın, zamanında filmi sansürlenmiş bir kadın oyuncunun kızı olarak buradayım" dedi.

Bu arada basın toplantısında jüri üyelerinden Şevval Sam konuşurken, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ın, Müjde Ar ile konuşması üzerine Sam, "Konsantrasyonum dağıldı" diyerek Akaydın ve Ar'a tepki gösterdi. - ANTALYA

Kaynak: AA / Kültür Sanat

Kültür Sanat Kültür Sanat Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title