Fetö'cü Subayların Kumpası On Beş Yıllık Memuriyetten Etti
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : Mehmet Noyan ile işyerinde röportaj Mehmet Noyan'ın işyerindeki görüntü detayları Mehtap Noyan ile evinde röportaj Ozan Noyan ile evinde röportaj Ozan Noyan'ın ders çalışırkenki görüntüleri Şu an 44 yaşında olan Mehmet Noyan yaklaşık 15 sene boyunca Hava Harp Okulu'nun matbaa bölümünde sivil memur (mücellit/ciltçi) olarak çalışmış.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
Mehmet Noyan ile işyerinde röportaj
Mehmet Noyan'ın işyerindeki görüntü detayları
Mehtap Noyan ile evinde röportaj
Ozan Noyan ile evinde röportaj
Ozan Noyan'ın ders çalışırkenki görüntüleri Şu an 44 yaşında olan Mehmet Noyan yaklaşık 15 sene boyunca Hava Harp Okulu'nun matbaa bölümünde sivil memur (mücellit/ciltçi) olarak çalışmış. Üstün başarılarından dolayı komutanları tarafından 25 takdirle ödüllendirildiğini belirten Noyan, 2011 yılında FETÖ tarafından kendisine kurulan komplo neticesinde işsiz bırakıldığını söylüyor.
2011 yılının Eylül ayında eşi Mehtap Noyan ve oğlu Ozan Noyan ile İzmir'e tatile giden Mehmet Bey, çalışmış olduğu Hava Harp Okulu'ndan aldığı telefon ile tatilini yarıda kesip kuruma geri dönmüş. Kendisi yokken sözde "bilgi güvenliği denetlemesi" araması yapılmış. Üzerinde Mehmet Noyan yazan ve içinde Hava Harp Okulu'nda güvenlik memuru olarak çalışan 2 kişinin sahte polis memuru kimlikleri olan bir CD bulunmuş. Bu olay sonucu Mehmet Bey'i sorgulayan iki askeri personel Mehmet Bey'e zorla suçu kabul ettirmek istemişler fakat kendisi bu suçlamaları kabul etmemiş. "Hava Harp Okulu'ndaki bilgisayarların ve yazıcıların incelenmesini istiyorum!" demesine rağmen bu talebi kendisine kurulan komplo çerçevesinde kabul edilmemiş. Daha sonra sivil mahkemede yargılanmak istediğini söylese de kendisine "Bu olay kurum içinde kalacak!" denilerek talebi geri çevrilmiş. Tam 15 gün boyunca sabah 08.00 akşam 23.00 arası mobbing uygulanarak sorgulanan Mehmet Bey "Bu CD ile ilgili olarak bir kez soru sordular ve ondan sonraki sorular benim etnik kökenimle ve kimliğimle alakalı olmaya başladı. Kürtsün, Hakkarilisin, Hakkari'ye gittin, neden namaz kılmıyorsun, neden oruç tutmuyorsun gibi konu ile alakasız sorular sordular. Kurum içinde Kürtçe konuştuğumu söylediler. Halbuki ben yaklaşık 30 yıl önce Hakkari'den geldim ve Kürtçeyi unutalı çok uzun zaman oldu, istesem de konuşamam. 15 günlük sorgu boyunca ailemle görüşmeme kesinlikle izin vermediler."
Kendisinin sözlerine bu iki askerin aldırış dahi etmediğini vurgulayan Noyan "-Beni haksız yere suçluyorsunuz, yukarıda Allah var, kul hakkına giriyorsunuz.- demem bile bir şeyi değiştirmedi" diye ekledi.
Askeri mahkemede hiç bir şekilde suçu ispatlanamamasına rağmen "Vicdani Kanaate" dayarak suçlu bulunan Noyan'ın 2013 yılının Ocak ayında 15 yıllık memuriyetine son verilmiş. İşinden olan Mehmet Bey "Bu süreç zarfında neler çektiğimi bir ben bilirim, bir ailem, bir de Allah. Yaşadıklarıma şahit olan annem bütün bu yaşananları içine attı ve bir buçuk sene önce kahrından vefat etti" diye sözlerine ekliyor.
İşine son verilen Mehmet Bey'in dosyası kamu davası haline geldiği için Bakırköy 12. Asliye Mahkemesi'nde görülmeye başlanmış. Daha önce aleyhinde ifade veren tüm işyeri arkadaşları savcının karşısında lehine ifade vermeye başlamış. Suç belgesi olan CD'nin hiçbir şekilde kriminal incelemeye gönderilmediğini söyleyen Noyan, Tübitak'a gönderilen hard diskin incelenme sonucunu beklemeden karar veren hakim ifadelerin çelişkili olduğunu düşünerek Noyan'ı bir buçuk sene hapis cezasına çarptırmış. Bu cezayı denetimli serbestlikten faydalanarak bitiren Noyan'ın böylelikle adli sicil kaydı da kirlenmiş olmuş.
Evin bu sene İstanbul Üniversitesi Su ve Su Ürünleri Mühendisliğini'ni kazanan 19 yaşındaki çocuğu Ozan "Babamı sorgulayan askerleri Allah'a havale etmiştim. Şu anda onlar yaptıklarının cezasını buluyorlar." diye konuştu. Aslında makina mühendisliğini isteyen Ozan, özel bir üniversitede okumayı çok arzuladığını fakat bu olayların kendisini de çok üzdüğünü, sağlıklı olarak hazırlanamadığını sözlerine ekliyor.
Mehmet Bey, arkadaşı Murat'ın olmadığı ya da işi olduğu zamanlarda onun dükkanı boş kalmasın diye fotokopi dükkanına gittiğini fakat buradan hiç para kazanmadığını söylüyor.
Şu anki durumdan dolayı çok büyük sıkıntı yaşayan Mehmet Bey "Rabb'ime bana bunu reva görenlerin aynı şekilde cezalandırılması için dua ettim." diyor.
Eşi Mehtap Hanım eşinin sorgusu sırasında çok endişelendiğini dile getirerek "Ya Mehmet gelemeseydi, ya faili meçhul olsaydı, ya evine hiç dönemeseydi, ne yapardım ben? Mahvolurduk!" şeklinde konuşuyor.
Asıl niyetlerinin ne olduğunu darbe girişiminden sonra çok daha net anladığını söyleyen Mehmet Noyan "15 Temmuz'daki darbe girişiminden sonra beni sorgulayan biri binbaşı diğeri astsubay iki asker, FETÖ mensubu oldukları gerekçesiyle yargılandılar ve şu anda hapis yatıyorlar. Beni memurluktan atar atmaz yerime bir başkasını getirdiler. FETÖ'cü olduklarını öğrendiğimde nasıl bir kumpasın içine düştüğümü çok daha net anladım." dedi.
Mehmet Noyan darbe ile ilgili olarak "15 Temmuz gecesi sayın cumhurbaşkanımızın tek bir talimatıyla ailece sokaklara indik ve nöbet tuttuk, yine olsa yine yaparız!" diyor.
Sicili kirlenen Noyan, başvurduğu işyerlerinin istediği adli sicil kaydını kendilerine götüremediği için iş bulamadığını, oğlunun okul masrafları ve evin giderlerini karşılayamamanın bir erkek için çok zor olduğunu dile getiriyor. "Çalışıyor olsaydım oğlumu çok daha iyi şartlarda okutabilirdim. Ama maalesef eşimin maaşıyla geçinmek zorunda kalıyoruz." diyen Mehmet Bey, eşi Mehtap Hanım'ın tüm evin parasal yükünü tek başına sırtladığını, O'na yük olmaktan dolayı çok mutsuz olduğunu ama elinden bir şey gelemediğini söylüyor.
Özellikle eşi gibi çalışmayı çok seven bir erkeğin çalışmadan evde oturmasının çok zor bir şey olduğunu söyleyen Mehtap Hanım "Evin tüm ihtiyaçlarını tek başıma karşılıyorum ve bu beni çok zorluyor." diyor.
Mehtap Hanım, eşi Mehmet Bey'in dişlerinde büyük sağlık sorunları olduğunu, bunun zamanla kalbine kadar uzanacak problemlere yol açacağını fakat maddi olanaksızlıklardan tedavi olamadığını, bunun için çok üzgün olduğunu belirtiyor.
"İnsanlar artık bana yardım etmeye korkuyorlar!" diyerek sözlerini bitiren Mehmet Bey'in tek istediği alınan haklarının tekrar kendisine geri verilerek işinin başına dönmek.