"Genç lutiye"nin yaptığı gitarların sesi, müzisyenlerin elinde yankılanıyor (1)
Genç lutiye Burak Şekerli'nin Kocaeli'deki atölyesinde titizlikle ürettiği el yapımı gitarlar, dünyanın dört bir yanındaki müzisyenlerden talep görüyor.
Genç lutiye Burak Şekerli'nin Kocaeli'deki atölyesinde titizlikle ürettiği el yapımı gitarlar, dünyanın dört bir yanındaki müzisyenlerden talep görüyor.
Sanata olan tutkusundan dolayı akademik eğitimini çalgı yapımcılığı üzerine alan 33 yaşındaki Burak Şekerli, İstanbul Teknik Üniversitesinden (İTÜ) mezun olduktan sonra Kurtuluş'ta ilk atölyesini açtı.
İstanbul'da bir süre kendi atölyesinde çalışan ve daha sonra bilgisini geliştirmek için yurt dışına çıkmaya karar veren gitar yapımcısı, Almanya ve Kanada'da eğitim aldıktan sonra tekrar yurda döndü.
İşine odaklanmak için 11 yıl önce Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde doğayla iç içe sakin bir sahil beldesi olan Ulaşlı'ya yerleşen Şekerli, evinin alt katında kurduğu atölyede başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın farklı yerlerindeki müzisyenler için el yapımı gitarlar üretiyor.
"Doğayla iç içe olmamın gitar yapımıma olumlu katkısı var"
Burak Şekerli, AA muhabirine, çocukluğundan itibaren sanatla iç içe bir hayat yaşadığını, bundan dolayı akademik eğitimini bu alanda almaya karar verdiğini söyledi.
İTÜ Devlet Konservatuarı Çalgı Yapım Bölümünü kazanmasıyla 2003 yılında gitar yapımcılığı sektörüne adım attığını anlatan Şekerli, okula başlamasıyla hayatının ağaçlar ve müzikle dolduğunu kaydetti.
Şekerli, okullu olmanın yanı sıra alaylı da olduğunu, birçok ustanın atölyesini süpürüp tozunu yuttuğunu kaydetti.
Okul bittikten sonra İstanbul'da ilk atölyesini açtığını dile getiren Şekerli, "Orada çalışmalarıma devam ettikten bir süre sonra yurt dışına çıktım. Almanya ve Kanada'da bu alanda eğitimler aldım ve çalıştım. Sonra tekrar ülkeme döndüm." dedi.
Şekerli, Türkiye'ye döndükten sonra bir süre daha İstanbul'da çalıştığını aktararak, "İstanbul'da farklı yerlerde çalıştıktan sonra artık gitar tamir etmekten gitar yapmayı özlemiş bir halde sessiz ve sakin bir yere yerleşmek gibi bir fikrim vardı. Bu şekilde Ulaşlı'ya yerleştim. 11 yıldır Ulaşlı'dayım. Doğayla iç içe olmamın gitar yapımıma olumlu katkısı var." diye konuştu.
Atölyesinin 100 metrekare olduğunu dile getiren Şekerli, "Burada özel işçiliklerimi yaptığım bir bölüm var. Gitarı yapılandırma sürecimi burada gerçekleştiriyorum. Bu işi yapıyorsunuz, bir sürü makinenizin olması gerekiyor. Ciddi marangozluk bilmek zorundasınız çünkü marangozluğun geldiği son noktadır gitar yapımcılığı. Ağacı, bildiğimiz limitlerinin üzerinde bir işçilikle bir yordama sokuyorsunuz. Atölye şimdilik bana yetiyor ama çalışma alanı ve üretim hattını daha farklı yerlere taşımak istiyorum." ifadelerini kullandı.
"Atölyemde 200'ün üzerinde enstrüman yaptım"
Şekerli, ağırlıklı olarak flamenko ve klasik gitar yaptığını belirterek, şöyle devam etti:
"Zaten teoride çok büyük farklar yok. Flamenko bir müzik tarzı ve İspanya'da yaygın bir müzik türü. Klasik müzik içerisinde de gitar çok fazla kullanılan bir enstrüman. Haricinde Türk müziği sazları üretimi de yapıyorum ama ana üretimi gitar oluşturuyor. Bu atölyede birçok enstrüman yapılabiliyor.
Bugüne kadar atölyemde 200'ün üzerinde enstrüman yaptım. Bunların hepsi kişiye özel tasarlanmıştır ve birçok kıymetli müzisyenin eline gitmiştir. Amatör müzisyenler için zaten hem fiyat aralığı hem de ihtiyaç anlamında uygun değil. Gitar çalarak geçimini sağlayan profesyonel insanlara çalışıyorum. Bu da tabii hem ülkeden hem de dünyanın farklı yerlerinden bana belli bir müşteri kitlesi sağladı. Şu an hala iletişim halinde olduğum ve gitar gönderdiğim Avrupa ülkelerinde ve ABD'de müşterilerim var."
Bir gitarın oluşmasının yaklaşık 8 ay sürdüğünü, bazı gitarların yapımının 1-1,5 yılı da bulabildiğini anlatan Şekerli, değişkenlik göstermekle birlikte bir gitarın 150 ağaç parçasından oluştuğunu söyledi.
"İyi ağaç için ormanda 10 gün geçirdim"
Genelde tropikal iklim ağaçları kullandığına, bu nedenle ağaç tedariği konusunda bazen sıkıntı çektiğine işaret eden Şekerli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İyi ağaç bulmak ve almak için başımdan geçen pek çok anım var. Artvin Borçka'da ormancılarla birlikte 10 gün geçirdim, bitlenmiştim artık ama istediğim ağaçları aldım. Ses tablosunda kullandığımız Borçka ladini dünyanın en kaliteli ladinlerinden biridir. Yine İstanbul'da Rum bir amcadan yalvara yakara bir Honduras maunu parçası almıştım. İyi ağacı bulduğumda bir şekilde mücadele edip onu almaya çalışıyorum."
Burak Şekerli, binbir emekle ortaya çıkardığı gitarların sesini duymanın güzel bir duygu olduğunu dile getirerek, "Bazı arkadaşlar 'Senin bir sürü çocuğun var.' diyor. İşin manevi tarafı öyle. Bir sürü ünlü müzisyende gitarım var. O insanların benim gitarlarımla müzik yapmasından ve benim de bu anlara tanık olmamdan büyük haz duyuyorum. Benim bu yolda devam etmemi sağlayan etkenlerden biri de finalde o sesi duyma tutkusu. İyi bir ses çıkınca çok mutlu oluyorum." şeklinde konuştu.