Haberler

Ghetto, 2010 Yılının En İyi Konserlerini Seçti!

Güncelleme:
Abone Ol

Türkiye'nin Gelmiş Geçmiş En Kült Müzisyenlerinden Müslüm Baba'yı GHETTO'da Çok Farklı Bir Konseptte Ağırladık.

15 Ocak - Müslüm Gürses

Türkiye'nin gelmiş geçmiş en kült müzisyenlerinden Müslüm Baba'yı GHETTO'da çok farklı bir konseptte ağırladık. Sadece o geceye özel yaratılan meyhane atmosferi ve Müslüm Gürses'in kendine has vokaliyle yorumladığı alaturka şarkılar sayesinde GHETTO'yu daha önce hiç görmediğimiz bir şekilde gördük.

22 Ocak - Beady Belle

Türkiye'de oldukça sadık bir hayran kitlesi olan Beady Belle, bunun hakkını vererek İstanbul'u sıklıkla ziyaret ediyor. Her seferinde de repertuvarlarını yeni çıkardıkları albümlerden şarkılarla tazeleyen grubun vokalisti Beate Lech ise, sempatikliği ve olağanüstü sesiyle izleyicileri kendine her konserinde bir kez daha aşık etmeyi başarıyor.

20 Mart – Does It Offend You, Yeah?

2008 yılında ilk albümünü çıkarmış, taptaze elektronik rock grubu Does It Offend You, Yeah?, hayranları da grup kadar genç ve enerjik. Son gaz başlayıp son gaz devam eden konser, izleyiciyi bir an bile duraklatmadan dans ettirdi. Öyle ki, zamanın ne kadar çabuk geçtiğini fark edemedik ve performans bittiğinde hafif bir hüsrana uğradık. Türkiye'ye ilk kez gelen grup elemanları da aynı şekilde düşünmüş olacaklar ki, kendilerine gecenin ilerleyen saatlerinde Minimüzikhol'de dans ederken rastladık.

26 Mart – Archie Shepp Quartet

70 yaşını geçmiş, yaşayan en büyük caz efsanelerinden, Cecil Taylor'dan John Coltrane'e, Chet Baker'dan Frank Zappa'ya, 60'lı yıllardan bu yana bir çok caz deviyle aynı sahneyi paylaşmış olan saksafoncu Archie Shepp, 26 Mart günü GHETTO'daydı. Bu gecede dinleyiciler, sadece 2010'da değil, belki de GHETTO tarihinde gerçekleşmiş en müthiş caz performanslarından birine tanıklık ettiler.

23 Nisan – Fred Wesley

Amerikalı caz tromboncusu Fred Wesley, James Brown'un bakır nefesli bölümünün beyni olarak kabul edilmiş, George Clinton, Count Basie Orchestra, Ray Charles ve De La Soul gibi bir çok farklı dönemden müzisyenle çalışmış bir efsane. Funk'ın büyükbabası da diyebileceğimiz, güler yüzlü Fred Wesley, caz ve funk'ın muhteşem bir bileşiminin sergilendiği konserin ardından genç Türk müzisyenlerle sohbet etti. Bu kadar sıcak ve mutlu müzik İstanbul'a az gelmiştir.

27 Mayıs - Black Heart Procession

Amerika'dan çıkan belki de en depresif grup Black Heart Procession, Türkiye'deki ilk konserine büyüleyici bir intro ile başladı ve seyirciyi son ana kadar hipnotize olmuş bir şekilde tutmayı başardı. Solist Pall Jenkins ve piyanonun başındaki mütevazı ama cool adam Tobias'ın atışmaları görülmeye değerdi. Konserin en can alıcı kısımları ise muhtemelen The Letter ve The Waiter No:2 şarkılarının çalındığı anlardı.

1 Ekim - New Model Army - 30. Yıl Özel Konseri

NMA, 30. yılının şerefine verdiği bu konserde playlist'ini oldukça uzun tutarak ve özellikle de uzun zamandır çalınmayan Vengeance ve Drag It Down, Courage, A Liberal Education, Today Is A Good Day, The Hunt gibi şarkıları da çalarak hayranlarına, diğer konserlerinden apayrı bir yerde tutulabilecek bir performans sundu. Konser aynı zamanda da GHETTO'nun 2000-2011 sezonunun açılış konseriydi.

15 Ekim – Parov Stelar Band

Caz, elektronik, funk ve house türünde çıkarmış olduğu albümlerin ardından İstanbul'da çok büyük bir hayran kitlesi edinen Avusturyalı Parov Stelar, canlı grubuyla birlikte 15 Ekim'de GHETTO'yu ziyaret etti. Biletlerin çok önceden tükendiği konserde 800ü aşkın dinleyiciyi GHETTO'nun ikinci katından dans ederken izlemek benzersiz bir zevkti.

27 Kasım – Datarock

Indie dans müziğinin kusursuz en iyi örneklerinden Norveçli Datarock, GHETTO'da zihnimize kazınan anlar yaşattı. En sevilen şarkıları Fa-Fa-Fa'nın muhteşem canlı performansı, Dirty Dancing'den Time Of My Love eşliğinde yaptıkları playback üstüne sahnede tişörtlerini çıkartmaları ve stagedive yapmaları, temponun hiç durmadan devam ettiğini kanıtlamaya yeter herhalde.

11 Aralık - The Divine Comedy

Hayranlarının yıllardır sabırsızlıkla beklediği The Divine Comedy, Radyo Eksen'in 10. Yıl Doğum günü Partisi'nde Neil Hannon'ın kabare havasında geçen solo performansı ile sonunda İstanbul'daydı. Kimi zaman gitar kimi zaman piyanonun başına geçen esprili ve mütevazı, harika müzisyen Neil Hannon, Becoming More Like Alfie ve A Lady At A Certain Age de dahil, repertuvarının en unutulmaz şarkılarını seslendirdi.

Kaynak: Bültenler / Kültür Sanat

Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title