Hastalıklı dokunun mikroskobik görüntüsü "Pathart" ile sanat eserine dönüşüyor
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Sülen Sarıoğlu, inceleyip bilimsel raporunu hazırladığı hastalıklı dokuların mikroskobik görüntülerini "Pathart Pop Art" tekniğiyle sanat eserine dönüştürüyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Sülen Sarıoğlu, inceleyip bilimsel raporunu hazırladığı hastalıklı dokuların mikroskobik görüntülerini "Pathart Pop Art" tekniğiyle sanat eserine dönüştürüyor.
Yıllarını mikroskop başında hastalıklara tanı koyarak ve uluslararası bilimsel çalışmalara imza atarak geçiren Patolog Prof. Dr. Sülen Sarıoğlu, mikroskobik patolojik görüntülerin sanatsal çağrışımlarla kullanılması olarak adlandırılan Pathart alanında eserler ortaya çıkarıyor.
Bilimsel çalışmasını tamamladıktan sonra mikroskoptan alınan görüntüleri hayal gücüyle işleyen Sarıoğlu, onlara estetik veriyor ve rengarenk hale getiriyor.
Boş zamanlarını yine mikroskop başında geçiren Sarıoğlu, fotoğrafını çektiği dokuların görüntülerini bilgisayar ortamına aktarıyor. Sarıoğlu, çeşitli programlar aracılığıyla dokuların fotoğraflarını işliyor, renklendiriyor ve bambaşka bir görüntüye kavuşturuyor.
"Kanser görüntüsünden kaçma çabası"
Prof. Dr. Sarıoğlu, AA muhabirine, pek çok alanda olduğu gibi teknolojik gelişmelerle sanatta yeni alanlar açıldığını, "Pathart"ın da 2015 yılında bir sosyal medya etiketi olarak gündeme geldiğini söyledi.
Pathart'ın, dünyaca ünlü Patolog Doç. Dr. Pembe Oltulu tarafından kurulan ve üye sayısı 14 bine ulaşan bir sosyal medya grubu aracılığıyla hızla yayıldığını vurgulayan Sarıoğlu, Patoloji Dernekleri Federasyonu tarafından da her yıl bu alanda uluslararası bir yarışma düzenlendiğini belirtti.
Bu teknikte mikroskobik görüntülerin bir nesneye, olaya benzetildiğini, bir küçük çizim ya da obje eklenebildiğini ya da renk değiştirme yapılabildiğini aktaran Sarıoğlu, şöyle konuştu:
"Mikroskoba bakan pek çok hekim zaman içinde pek çok şeyi bir şeye benzetmiştir, hayal etmiştir. Tabii bu dönemde ön plana çıkmasının nedeni görüntüleri kaydedebilme gücümüzün çok artması. Şimdi mikroskopların fotoğraf çekmek için kullanılmasının yanı sıra sanal mikroskop var ve bütün histopatolojik görüntüleri kaydedebiliyor. Buna ek olarak bu görüntüler üstünde değişiklik yapma olanağı oluştu. Belki bundan 100 yıl önce de meslektaşlarımız bunu görüyorlardı ama fotoğraflama imkanı yoktu. Üzerlerinde en ufak bir şey yapma şansları yoktu, dijital gelişime bağlı Pathart gelişti."
Sarıoğlu, patologların mikroskop altında sonsuz çeşit doku gördüğünü dile getirdi.
İnsan vücudundaki her dokunun patolojiye geldiğini anlatan Sarıoğlu, "Aklınıza gelen her organ, her doku bizim için bir tanı örneği oluşturur. Baktığınız şeylerin bir kısmı tümör oluyor. Aslında benim hayalim hep onları iyileştirmek. Keşke o görüntüler iyi hale gelebilse. O görüntüleri biraz modifiye edip o kanser görüntüsünden kaçma çabası ama biz doğru tanıyı yazıyoruz. Görüntü üzerinde ne yaparsak yapalım gerçekler ayrı..." ifadelerini kullandı.
Hayalinin "kötü görüntüleri iyileştirebilmek" olduğunu dile getiren Sarıoğlu, inceledikleri dokulara kanser gibi tanıları koyduklarında ise üzüldüğünü kaydetti.
Ressam Andy Warhol'un tekniğinden etkilendiğini ifade eden Sarıoğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı:
"O özellikle tekrar eden, renklerin değiştiği görüntüler üzerinde çalışır. Onun eserlerini görmüş ve etkileyici bulmuştum. O tekrarlanabilir sanat eserlerine bir tepki gösteriyor. Bir sanat eseri sanatçının ürünü. Sonra basılabilir, çoğaltılabilir hale geldi. O bir başkaldırı olarak kendisi çok renkli ve çok çeşitli basarak başlayan bir sanatçı. O başkaldırıyı ben de hastalıklara başkaldırı olarak hissettim. Bu hastalıkları değiştirip ortadan kaldırabilme çabası, hayali diyeyim..."