Kadınlar "yün çorap dokumacılığı"nı üniversite öncülüğünde yürütüyor
Iğdır Üniversitesi bünyesinde oluşturulan atölyede çalışma yapan kadınlar, Anadolu'nun kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarından yün çorap dokumacılığını gelecek kuşaklara aktarıyor.
Iğdır Üniversitesi bünyesinde oluşturulan atölyede çalışma yapan kadınlar, Anadolu'nun kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarından yün çorap dokumacılığını gelecek kuşaklara aktarıyor.
Üniversite öncülüğünde İŞKUR ve Halk Eğitim Merkezi işbirliğinde geleneksel el sanatlarının yaşatılması için çalışma başlatıldı.
Bu kapsamda Anadolu'da geçmişte yün ipliklerden yapılan farklı motiflerdeki çorapların gelecek kuşaklara aktarılması için Güzel Sanatlar Fakültesi bünyesinde, Karağaaç Kampüsü'nde kurs açıldı.
Kursa katılan 18 kadın, hem unutulmaya yüz tutmuş yöresel çorabı gelecek kuşaklara aktarıyor hem de İŞKUR'dan para alarak aile ekonomisine katkıda bulunuyor.
Çoraplar üniversite bünyesindeki kooperatifle firmalara satılacak
Kadınların başta yün çorap olmak üzere ürettiği eldiven ve patikler, üniversite bünyesinde kurulan kooperatif aracılığıyla anlaşmalı firmalara pazarlanacak.
Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Cavit Polat, AA muhabirine, üniversite bünyesinde kurulan atölyede, kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarının canlandırılmasına yönelik kurs faaliyetleri yürüttüklerini söyledi.
Bunlardan birinin de yün çorap dokumacılığı olduğunu ifade eden Polat şöyle konuştu:
"Bölgede küçükbaş hayvancılığın yoğun olması nedeniyle yün oldukça bol bulunmaktadır. Yünün kullanım alanını genişletmek, geleneksel el dokumacılığına katkıda bulunmak amacıyla yün çorap dokuması yapılası için çalışma başlattık. Geçmiş dönemde kış mevsiminde ayağı sıcak tutması amacıyla dokunan yün çorapların yerini ne yazık ki günümüzde suni çoraplar aldı. Sağlık acısından oldukça faydalı bir ürün olan yün dokuma çoraplarının eski dönemlerdeki kullanılırlığını tekrar sağlayabilmek ve sessiz bir ileti aracı olan Anadolu motiflerinin kaybolmasının önüne geçebilmek için kadınlarımıza böyle bir kurs açtık."
Usta öğreticisi Hatice Mengi de kurslarında her dönem bir alanda yoğunlaştıklarını anlattı.
Yeni dönemde yün çorap, eldiven ve patik örmeye başladıklarını dile getiren Mengi, "Kursla yaşlı kimselerin bildiği el örücülüğünü yeni nesilde tanıtmayı ve öğretmeyi hedefliyoruz. Kadınlar bu sayede ev ekonomilerine katkı da sağlamış olacak." diye konuştu.
Geleneksel el sanatının yaşatılması, kadınları mutlu etti
Kadınlardan Susan Şeyran ise üniversite kurs açtığında hemen katılım sağladığını belirterek "Bu konuda tecrübem olduğu için dokumacılığı bilmeyen kızlarımıza öğretiyorum. Bu örgüler annelerimizin, ninelerimizin bizlere öğrettiği örgüler ve nakışlardır. Bunun yaşatılması bizleri de mutlu ediyor." dedi.
Kursiyerlerden Gülcan Karakuş da geleneklerinin yaşatılmasının kendilerini çok mutlu ettiğini aktardı.
Yün örgü çalışmalarının artık bitme noktasına geldiğini anlatan Karakuş, "El dokumacılığının, büyüklerimizden bizlere kalan geleneğin ne kadar önemli olduğunu, şahsım adına bir kez daha öğrenmiş oldum. Bu geleneklerin sürdürülmesinden yanayız, bu nedenle bu kursa katıldım." ifadesini kullandı.