İznik'te 19 yıl önce ortaya çıkarılan "Meryem ve çocuk İsa" freski restore edildi
Bursa'nın İznik ilçesindeki yaklaşık 2 bin yıllık Roma tiyatrosu kazısında, bugünlere ulaşan en eski örneklerden biri olduğu belirtilen kucağında İsa'yı tutan Meryem freski restorasyonla ortaya çıkarıldı.
Bursa'nın İznik ilçesindeki yaklaşık 2 bin yıllık Roma tiyatrosu kazısında, bugünlere ulaşan en eski örneklerden biri olduğu belirtilen kucağında İsa'yı tutan Meryem freski restorasyonla ortaya çıkarıldı.
İmparator I. Konstantin'in çağrısıyla, Hristiyanlıkta kiliseye bağlı tüm piskoposların katılımıyla 325 yılında düzenlenen, önemli dini konuların tartışılıp karara bağlandığı Birinci Konsil'in toplandığı İznik'te arkeologlar, Roma tiyatrosunun dini kullanım evresini araştırıyor.
1980'li yıllarda başlayan ve 2016'dan itibaren Dokuz Eylül Üniversitesi ekibiyle kesintisiz devam eden kazı ve restorasyonun büyük çoğunluğunun tamamlanmasıyla geçen mart ayında yeniden ziyarete açılan tiyatroda, ana yapıların dışındaki alanlarda çalışma sürüyor.
Merkezi girişin doğusunda yer alan ve 2005'te tespit edilmesine rağmen korunması ve gerekli çalışmaların yapılması amacıyla kapatılan "Meryem ve çocuk İsa" freski restore edildi.
Beyaz fonlu ve süslü, kıymetli renkli taşlarla işlenmiş, yüksek bir tahtta oturur şekilde Meryem ile kucağında İsa'nın yer aldığı, 1,42 metre yükseklik ve 78 santimetre genişliğindeki freskin hemen yan tarafında 1,5 metre yükseklik, 3,15 metre genişliğindeki freskte de İsa sol tarafta oturur şekilde boyun kısmının sağa, Meryem'e doğru eğilmiş olduğu görülüyor.
"Anadolu'daki tek örnek"
Kazı başkanı ve Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aygün Ekin Meriç, AA muhabirine, tiyatronun 111 yılında İmparator Trajan döneminde yapılmaya başlandığını belirtti.
Trajan ile Bitinya valisi Plinius arasındaki yazışmalardan yapının inşasıyla ilgili çok önemli bilgiler edindiklerini anlatan Prof. Dr. Meriç, "İznik Roma tiyatrosu, 103 metre eninde, 80 metre boyunda, düz bir alana tamamen tonoz mimarisiyle yükseltilmiş olmasıyla Anadolu'daki tek örnek. Özgün halinde 3 katlı ve tonoz sistemiyle 24 metre yükseklikte yapılmış ve 10 bin kişilik bir tiyatro. Tonoz mimarisiyle inşa edilmiş olmasıyla çok gösterişli bir yapı." dedi.
Meriç, yapının 2. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar kullanılmasıyla çok evreli bir özelliğe sahip olduğunu ifade etti.
Tiyatronun özellikle 2. ve 3. yüzyıllarda özgün işlevinde kullanıldığını, gladyatör oyunları ve dönemin moda oyunlarının gerçekleştirildiği bir yapı olduğunu aktaran Meriç, şu bilgileri verdi:
"İznik'te 325 yılında ekümenik konsil toplanıyor; Hristiyanlığın çok önemli kararlarının alındığı bir toplantı. Bu dönemden sonra yavaş yavaş buralarda artık dini kullanım evresi oluşmaya başlıyor. Tiyatro özellikle 4. ila 6. yüzyıllarda dini kullanım evresi geçirmiş. Bununla ilgili çok önemli verilerimiz var. Özellikle duvarlarına yapılmış haç freskleri, girlandlar (askı çelenk), Hristiyanlık sembolleriyle yapılmış freskler... Özellikle 2005 yılında Bedri Yalman hoca tarafından tespit edilmiş duvarlarındaki Meryem İsa freski. Bu dönemde Bedri hoca korunamayacağını düşünerek kapatmıştı. Biz burayı tekrar açtık, gün yüzüne çıkardık."
Meriç, Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus'un katılacağını açıkladığı, 2025'te Birinci Konsil'in 1700. yılı törenlerinde bu tiyatronun ziyaret edilebileceğini vurguladı.
Freskin Hristiyanlık alemi için önemine dikkati çeken Meriç, "Kucağında İsa ile tahtında oturan Meryem'in olduğu en erken fresk örneği; onun için çok önemli. Bununla ilgili gerekli korumaları yaptık. Ortaya çıkardığımızda bu halde değildi, bazı bozulmalar olmuştu. Onların hepsini temizledik, sağlamlaştırdık. Aralarda dökülmüş sıvaları da sağlamlaştırdık." ifadesini kullandı.
Ziyaretçi sayısı 8 ayda 50 bini aştı
Yeniden ziyarete açılmasıyla İznik'in kültür ve turizm bakımından çok önemli bir cazibe merkezine kavuştuğunu söyleyen Meriç, "Açıldığından beri ziyaretçi sayısı 50 bini aştı. Turist akışında bir hızlanma olduğunun bilgisini de alıyoruz. Pazartesileri hariç her gün insanlar burayı gezip görebiliyorlar." diye konuştu.
Meriç, tiyatronun ana yapılarının dışındaki alanlarda devam eden kazıların 1-2 yılda tamamlanacağını bildirdi.
Kazılmamış alanları hızla tamamlayıp konservasyon ve restorasyona devam edeceklerini belirten Meriç, şunları kaydetti:
"Tiyatronun restorasyonunu ve konservasyonunu bitirdik. Roma İmparatoru Hadrianus döneminde yapılmış, sahne binasının en doğusunda ve en batısındaki sütunlu galeriler, Anadolu'daki tek örnekler, iki katlı, ikinci katı hermelerle, parapetlerle (korkuluk) taşınan bir yapıda. Çok gösterişli karşılama mekanları... Tiyatrodaki bazı resepsiyonlar, törenlerin yapıldığı salonlar olarak kullanılmış. Bu sütunlu galerilerin restorasyonu konusunda çalışmalarımız devam ediyor. Bu dini kullanım evresi 6. yüzyıla kadar, daha sonra tiyatronun bu işlevini tam olarak hangi tarihe kadar sürdürdüğünü bilemiyoruz ama şunu tespit edebiliyoruz; 8. yüzyılda burada Arap akınları oluyor. Surların güçlendirilmesi gerekiyor. Kentteki yapılardan sağlam bloklar alınarak surların sağlamlaştırılmasında kullanılıyor. Tiyatrodan da çok sayıda blokun götürüldüğünü biliyoruz. Buraya yakın surlarda tiyatronun oturma basamaklarını görüyoruz. 9. yüzyılda burada seramik işliklerin yapılmaya başlandığını görüyoruz. Özellikle 15 ila 17. yüzyıllarda burada çok yoğun kullanılıyor. Bu alanda 12 Osmanlı işliği var, çinilerin üretildiği çok önemli fırınlar var. Tiyatro, bütün evrelerin görüldüğü, İznik'in neredeyse bütün tarihinin okunduğu bir yapı olması bakımından çok önemli. Çini fırınlarını geçici koruma çatılarıyla kapatmıştık. Bunların da yine restorasyonunu tamamlayıp sergilemeyi planlıyoruz."
Döneme özgü seramikler, sikkeler, bronz eserler bulduklarını dile getiren Meriç, buluntuların kazı evinde ölçüldüğünü, fotoğraflandığını, restorasyon ve konservasyon çalışmalarına tabi tutulduğunu anlattı.
Kültür ve Turizm Bakanlığının Geleceğe Miras Projesi kapsamında çalışmalarının hız kazandığını aktaran Meriç, yaz tatilinde 25 kişilik ekiple çalıştıklarını, okullar açıldıktan sonra arkeolog, sanat tarihçisi ve restoratörler olmak üzere 6 kişiyle tüm yıl kazı, depo, yayın ve koruma çalışmalarını sürdürdüklerini sözlerine ekledi.