Kaybolmaya yüz tutan semeri artık süs eşyası olarak yapıyor
Yük ve binek hayvanlarının yerini motorlu taşıtlar aldıktan sonra kaybolmaya yüz tutan mesleğinin dördüncü kuşak ustası Ahmet Bak'ın "unutulmasın" diye minyatürünü yaptığı semerler, dekorasyon için kullanılıyor.
Yük ve binek hayvanlarının yerini motorlu taşıtlar aldıktan sonra kaybolmaya yüz tutan mesleğinin dördüncü kuşak ustası Ahmet Bak'ın "unutulmasın" diye minyatürünü yaptığı semerler, dekorasyon için kullanılıyor.
Ata yadigarı zanaatını 58 senedir sürdüren 68 yaşındaki Manisalı Ahmet Bak, ilgi olmamasına rağmen el emeğiyle ürettiği minyatür semerlerle mesleğini canlı tutmaya çalışıyor.
Taşıtın az olduğu taşrada ve dağlık bölgelerde, yoğunlukla yük hayvanın kullanıldığı dönemde taleplere yetişemeyen Bak, artık soran olmasa da "yeni nesil de semeri bilsin" diye çuvaldızını elinden düşürmüyor.
Bak'ın yaptığı minyatür semerler, bağ evlerinde, bahçelerde ve otantik mekanlarda dekorasyon ürünü olarak kullanılıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığının "geleneksel el sanatkarı" unvanı verdiği Ahmet Bak, Türkiye genelinde geleneksel el sanatlarının sergilendiği etkinliklere katılıyor.
"Yakında tamamen süs eşyası haline gelecek"
Bir etkinlik için Konya'ya gelen Ahmet Bak, AA muhabirine, dedesinden, babasından öğrendiği semercilikle yıllarca evini geçindirip üç çocuğunu büyüttüğünü söyledi.
Kırsalda belli sayıda müşterisinin kaldığını ifade eden Bak, "Yaptığım ürünleri tanıtmam için beni festivallere, etkinliklere davet ediyorlar. Gittiğim yerlerde minyatür semerler, oturmak için semer yapıyorum. Sevenlere veriyoruz. 5-10 sene daha ömrümüz olur da devam edersek tamamen süs eşyası haline gelecek. Şimdilik ufak tefek de olsa kırsaldan sipariş geliyor." diye konuştu.
"Memlekette 13 esnaftık, bir ben kaldım"
Yöresinde semercilik yapan başka usta kalmadığını dile getiren Bak, şöyle devam etti:
"Eski doru atlar, merkepler azaldı. Neredeyse kalmadı. Yine de bizim o taraflarda bahçe arası sürmek için nadiren de olsa yaptırıyorlar. Benim yaşım 68 oldu. Benden sonra zaten yapacak kimse kalmıyor. Bizim memlekette 13 esnaftık. Onlardan bir tek ben kaldım. Bu meslek dört kuşaktır devam ediyordu. Ben son kuşak oldum. Çocuğuma bile öğretemedim çünkü maddi getirisi de azaldı. Eskiden bir kuzu parasına veriyordum. Bugün yarı parası etmiyor."
Bak, son yetiştirdiği iki çırağın biraz çalıştıktan sonra mesleği bırakıp getirisi daha fazla olan alanlara yöneldiğini dile getirdi.
Devletin tanıdığı muafiyetle mesleğini sürdürebilen Bak, "Kültür ve Turizm Bakanlığına kayıtlı esnafım ben. Belki şu anda çalışmıyor olacaktım ama Cumhurbaşkanımız bizi vergiden düşürdü. 'Çalışın, mesleğinizi bırakmayın' dedi. Artık vergi ödemiyoruz. Öyle olmasa belki ben de çalışmazdım çünkü masraf çoktu. Şimdi hem vaktimi geçiriyorum hem çalışıyorum." diye konuştu.