Kir'in Çekimleri Tamam
Koruculuk Sistemini Eleştiren 'Kir' Filminin Çekimi Tamamlandı.
Oyuncu ve yönetmen Yusuf Çetin'in, geçici köy koruculuğu sistemini eleştiren Türkçe 'Kir' anlamına gelen Kürtçe 'Qirej' adını verdiği filmin çekimi tamamlandı. Filmde PKK'lılar 'gerilla komutanı', 'gerilla' olarak yer alırken, Yusuf Çetin, çok sert bir film çektiklerini ve kendilerini de hedef aldıklarını söyledi.
Yeşilçam'da geçmişte onlarca filmde rol alan ve başrol oyuncularından yediği dayaklarla bilinen, Sine-Sen Başkanlığı da yapan oyuncu- yönetmen Yusuf Çetin, koruculuk sistemini eleştiren bir film çekti. Ağrı, Van ve İstanbul'da çekilen, 'Kir' adlı filmde, yönetmen, yapımcı, senarist ve oyuncu olarak yer alan Çetin'in yanı sıra, Yalçın Dümer, Zilan Odabaşı, Eyüp Çalış, Cengiz Toprak gibi oyuncular ile İHD eski İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin de rol alıyor.
2 Mart'ta İstanbul Beyoğlu Sineması'nda galası yapılacak film için daha önce Diyarbakır'da gala yapılması planlanıyor. Filmin künyesinde PKK'lılar, 'gerilla komutanı' veya 'gerilla' olarak geçerken, Jandarmalar da künyede '1.JİTEM' ve '2.JİTEM' olarak yer alıyor.
BAYDEMİR'DEN GALA İÇİN DESTEK İSTEDİLER
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'i ziyaret ederek, filmin ilk galasının da Diyarbakır'da yapılması için destek isteyen yönetmen Yusuf Çetin, koruculuk sistemini deşifre ettiklerini ve çok sert bir film çektiklerini söyledi. Çetin şunları anlattı:
"Yaşananları halkın bilmesini istiyoruz. Sonuç olarak Kürt sorununun derinleşmesinde önemli rol alan koruculuk sisteminin bölge halkına yaşattığı acıları bizler basından izler, bazen de korucuların gazabına uğrayanlardan dinlerdik. Bilge Köyü'ndeki korucuların, çoğu kadın ve çocuktan oluşan 42 insanı katletmesi sonrası, koruculuk sisteminin lağvedilmesini isteyenlerin ne kadar da haklı olduklarını ancak anlayabildik.
Yaptığımız sinema filminin amacı, devletten maaş ve silah alan, sırtını devlete dayayıp edindiği güç ile halk üzerinde terör estiren koruculuk sisteminin kirli yönlerini gün yüzüne çıkarmaktı. Yanı sıra birbirini besleyen militarizm ve erkek egemen toplum, kadın bedeni ve emeği üzerindeki tahakkümü sonucu her gün artan, kadın katliamına da parmak basmak gerekiyordu."