'La Diva Turca' Yaşama Veva Etti
20. Yüzyılın En Büyük Divalarından Leyla Gencer (80), Milano'daki Evinde Solunum ve Kalp Yetmezliğinden Vefat Etti.
20. yüzyılın en büyük divalarından Leyla Gencer (80), Milano'daki evinde solunum ve kalp yetmezliğinden vefat etti.
20. yüzyılın en büyük divalarından Leyla Gencer, 10 Mayıs Cumartesi günü Milano’daki evinde solunum ve kalp yetmezliğinden vefat etti.
Leyla Gencer, 1928 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Belediye Konservatuarı’nda başladığı şan eğitimine İtalyan soprano Giannina Arangi-Lombardi ve Apollo Granforte ile devam etti. Leyla Gencer sanat hayatına ilk adımı 1950 yılında Ankara Devlet Operası sahnesinde Mascagni'nin Cavalleria Rusticana eserindeki Santuzza rolüyle attı. Leyla Gencer’in 1954 yılında Napoli’deki Santa Carla Tiyatrosu’nda “Madame Butterfly” operasıyla başlayan uluslararası platformdaki opera serüveni 1957 yılında Milano’da La scala Operası’nda ilk kez sahneye çıktığında seslendirdiği Poulenc’in Les Dialogues de Carmelites operasındaki rolüyle kazandığı başarıyla doruğa yükseldi.
Dünyanın bütün ünlü opera sahnelerinde “La Diva Turca” olarak alkışlanan ve büyük başarılara imza atan Leyla Gencer 1980 yılında sahneleri bıraktığı güne kadar dorukta kaldı. Opera repertuarı 34 bestecinin 70’in üzerinde operasından oluşan Leyla Gencer 1988 yılında sunulan “Devlet Sanatçısı” ünvanının yanı sıra, en sonuncusu da 2007’de İtalya’da aldığı Caruso Ödülü’ne kadar pekçok önemli opera ödülünün de sahibiydi.
Opera tarihinin gelmiş geçmiş en büyük divalarından olan Leyla Gencer hayatının son yıllarını Milano’da La Scala Operası’nda opera sanatçıları için kurulan akademinin sanat yönetmeni olarak, genç şancıları yetiştirmeye adadı.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın Mütevelliler Kurulu Başkanı olan Leyla Gencer 1995 yılından beri düzenlenen “Leyla Gencer Uluslararası Şan Yarışması”yla opera dünyasına yeni yetenekler kazandırmaya devam ediyordu.
Leyla Gencer’in cenazesi 12 Mayıs Pazartesi günü Milano’da La Scala Operası’nın Santa Babila Kilisesi‘nde düzenleyeceği bir törenden sonra vasiyeti doğrultusunda yakılmak üzere krematoryuma götürülecek. Leyla Gencer’in külleri daha sonra İstanbul’a getirilerek yine kendi vasiyetiyle Ortaköy’de yapılacak bir törenle Boğaz sularına dökülecek.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın yeni yapılmakta olan merkezinde sanatçının vasiyeti üzerine bir “Leyla Gencer Müzesi” oluşturulacak.
GENCER ÇOK ÖNEMLİ BİR KAYIP
Leyla Gencer'in ölümü sanat dünyasını üzüntüye boğdu. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen,Gencer'in vefatından duyduğu derin üzüntüyü dile getirdi. Gencer ile çok özel bir ilişkisinin bulunduğunu ve sanatçıya derin saygısının olduğunu ifade eden Gökmen, “Türk operası, dünya sanatı çok büyük bir kimliği yitirdi. Çünkü 20. yüzyılın yetiştirdiği en önemli opera sanatçılarından biriydi, Türk operası adına da çok önemli bir kayıp olduğunu düşünüyorum” dedi.
Leyla Gencer'in ilerleyen yaşı nedeniyle son yıllarda sahneye çıkamadığını anımsatan Gökmen, “Son yıllarında sahneye çıkamasa da Türk opera sanatçılarına önder olmuş, onları eğitmiştir. Çok övgüye değer çalışmaları olmuştur. Bunları son derece şükranla karşılıyoruz” sözleriyle Gencer'in Türk opera sanatındaki önemli yerini vurguladı.
Türk sanatçıların Gencer'i asla unutmayacağını ifade eden Gökmen, “Türk opera sanatçıları çok kederliyiz. Bütün dünyadaki opera sanatçılarının bu kederi paylaştığını düşünüyorum. Tüm opera ve sanat dünyasının başı sağ olsun” diye konuştu.
“MUHTEŞEM BİR HASSASİYETLE DONATIRDI”
Piyanist ve besteci Fazıl Say da Leyla Gencer dinlemenin kendisi için “zenginleşmek” anlamına geldiğini ifade ederek, “Müzisyenler, en çok büyük şancılardan bir şeyler öğrenir. Şarkılama sanatını içselleştirmek, bir piyanist için mühim bir aşamadır ve bu konuda 20. yüzyılın en büyük sopranolarından biri olan Gencer bana hayatım boyunca yol gösterici bir kutup yıldızı olmuştur” dedi.
Leyla Gencer'in inanılmaz detayları gerçekleştirebilen bir sesi olduğunu belirten Say, sanatçının ölümünden duyduğu üzüntüyü şöyle aktardı: “O, en zor tizlikteki sesleri muhteşem bir hassasiyet ile donatır, müziğe çevirir, renkten renge sokardı. Çok detay severdi, her nota müzik olmalıydı. Her ses, o sırada gerçekleştirdiği roldeki kahramanın duygularını en doğal ve çarpıcı haliyle yansıtmalıydı. Bütün bunları Gencer'in kayıtlarında çok iyi hissederiz de zaten.Çok fazla plak kaydı yapmamıştı ama günümüzde eski, radyo ve korsan kayıtlarla birlikte 30'a yakın opera yorumu canlı performansıyla bulunmaktadır. Donizetti ve Verdi operalarında Leyla Gencer yorumları bütün dünyaca kabul edilmiş bir örnek teşkil etmişti. Yıllarca adı en büyük divalarla ve Maria Callas ile anılmıştı. Onu her zaman örnek almalıyız. Bir Türk sanatçısı olarak dünyanın ilk parlayan yıldızıdır. Bu zorlu yolda en çok onun emeği vardır.”
BAKAN GÜNAY: TÜRKİYE'NİN GURURUYDU
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, solunum ve kalp yetmezliğinden bugün hayatını kaybeden Türk operasının büyük ismi Leyla Gencer’in uluslararası alanda da Türkiye’nin gururu olmuş ve adını opera tarihine başarıyla yazdırmış bir sanatçı olduğunu belirtti.
Kültür ve Turizm Bakanı Günay, opera sanatçısı Leyla Gencer’in vefatı nedeniyle bir başsağlığı mesajı yayınladı. Gencer’in vefatından büyük üzüntü duyduğunu ifade eden Günay mesajında şunları kaydetti:
“Bir dünya sanatçısı olan Leyla Gencer, uluslar arası alanda da ülkemizin gururu olmuş ve adını opera tarihine başarıyla yazdırmıştır. Operamızın divası Gencer’e Allah’tan rahmet, opera camiasına ve Türk milletine başsağlığı diliyorum.”