Mevlana'nın Kadim Dostu: Şems-i Tebrizi - Konya
Tasavvufta Mevlevi yolunun öncüsü büyük Türk-İslam düşünürü ve mutasavvıf Mevlana Celaleddin Rumi'yi en çok etkileyen, kadim dostu Şems-i Tebrizi'nin Konya'daki türbesi, Mevlana Müzesi'nde kendisine ayrılan bölüm ve 30 Kasım 1244'de buluştukları yere dikilen "Meracel Bahreyn" anıtı, Şeb-i...
ANIL KURU - Tasavvufta Mevlevi yolunun öncüsü büyük Türk-İslam düşünürü ve mutasavvıf Mevlana Celaleddin Rumi'yi en çok etkileyen, kadim dostu Şems-i Tebrizi'nin Konya'daki türbesi, Mevlana Müzesi'nde kendisine ayrılan bölüm ve 30 Kasım 1244'de buluştukları yere dikilen "Meracel Bahreyn" anıtı, Şeb-i Arus döneminde ziyaretçi akınına uğruyor.
Tebriz kentinde doğan ve 1185-1248 yıllarında yaşayan Şems-i Tebriz'i, Mevlana ile tanışarak onun gönül dünyasında büyük değişikliklere neden olan bir İslam alimi olarak dikkati çekiyor.
Şems, Mevlana ile üç yıl süren beraberliği sonunda onu ilahi aşkın potasında eriterek, kamil bir Hak aşığı olmasında derin etkisi bulunuyor. Mevlana'nın yazdığı 44 bin 834 beyitlik nazım eser, "Divan-ı Şems-i Tebrizi" olarak da anılıyor ve ilahi aşk şiirlerinden oluşuyor.
Şeb-i Arus etkinliklerinin başlangıç noktası
Konya'da, "Şems Makamı" olarak bilinen türbe, 7-17 Aralık Şeb-i Arus etkinlikleri kapsamında Mevlana Türbesinden önce ziyaret ediliyor. Özellikle Şeb-i Arus döneminde Şemsi Tebrizi Cami ve Türbesi, yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ilgi görüyor. Türbenin bulunduğu avluyu dolduran ziyaretçiler, kendileri ve sevdikleri için dua ediyor, Kur'an-ı Kerim okuyor. Türbe aynı zamanda Mevlana'nın metfun bulunduğu Mevlana Müzesi'ne yürüyüş mesafesinde bulunuyor.
Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından "Tarihe Vefa" projesi kapsamında türbede başlatılan restorasyon çalışmaları ise sürüyor.
Karşılaştıkları yere "Meracel Bahreyn" deniyor
Mevlana ve Şems'in 30 Kasım 1244'te buluştuğu yerde "Meracel Bahreyn" ismini taşıyan anıt bulunuyor.
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ali Temizel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Mevlana ve Şems-i Tebrizi'nin buluşmasına "iki denizin buluşması" anlamına gelen "Meracel Bahreyn" denildiğini söyledi.
Mevlana'nın hayatında Şems-i Tebrizi'nin önemine işaret eden Temizel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İkisi de birbirinden etkilenmiştir. Dostlukları bu minval üzere başlamıştır. Mevlana özellikle Şems ile tanışana kadar belki hiç şiir söylememiştir. Vaaz veriyordu, din adamıydı ve öğrenci yetiştiriyordu. Sohbetlerde bulunuyordu, kendisini takip eden öğrenci grubu vardı. Konya'da insanlara din ve ahlak gibi konularda dersler veriyordu. Şems geldikten sonra, zaten şems de güneş olduğu için başka bir ateş kendisini yakıyor. Hakikatin, maneviyatın derinliğini de hissediyor. Mevlana zaten bu konuda zemini hazır olan birisiydi. İnsani düşüncesi, babasından aldığı eğitim Mevlana'yı manevi aşka yönlendirdi. Eserlerinde Hindistan dinler tarihine, İran'a dair hikayeler var. Bir şekilde tarihe kaynaklık edecek eserler var. Hem zamanı hem de tarihteki olayları yansıtması bakımından tarih, edebiyat, estetik ve dini bilgiler var. Allah'a ulaşmanın yollarını aramıştır."
Mevlana'nın, Şems ile dostluğunun öğrencilerince kıskanıldığına dikkati çeken Temizel, "Dolayısıyla bu öğrenciler, müritler Şems'in aleyhinde propaganda başlatıyor. Olmayacak şeyler de söyleniyor. Buradan bir şekilde ayrılmasına neden olacak olaylar yaşanıyor. Bir kere ayrılıyor, Mevlana'nın oğlu getiriyor. İkinci gidişinde ise acaba öldürüldü mü, kaçtı mı? Çeşitli kaynaklarda ihtilaflı şekilde geçiyor. Dünyanın başka yerlerinde mezarı var. Burada kaldıysa, bazı kaynaklarda öldürüldüğü geçiyor. Şems, Mevlana'nın dostları tarafından kabullenilmiyor. Bu da duasına kadar etki ediyor." ifadelerini kullandı.