Osmanlı Polisiyesi Filinta, Yurt Dışında Görücüye Çıkıyor
Osmanlı dönemindeki yeraltı dünyasını anlatan TRT'nin polisiye dizisi 'Filinta', Ortadoğu başta olmak üzere yabancı ülkelerde de ilgi görüyor.
Seka Film Platosu'nda çekimleri süren, Osmanlı dönemindeki yeraltı dünyasını anlatan TRT'nin polisiye dizisi "Filinta", Ortadoğu başta olmak üzere yabancı ülkelerde de ilgi görüyor.
"AMERİKA'YI ZORLAYACAĞIZ"
Dizisinin yapımcısı Öğretici: "Yurt dışından da güzel tepkiler alıyoruz, bazı bölgelerde kısmen satışlar oldu gibi. Şu an Ortadoğu bölgesi daha çok. Nisanda Fransa'da fuar var, oraya katılacağız. Oradan da inşallah Avrupa, Güney Amerika, belki Amerika'yı zorlayacağız"
Hollywood tarzı aksiyon sahneleriyle sinema tadında yüksek bütçeli prodüksiyon Filinta, Türk televizyon tarihinin "ilk Osmanlı polisiyesi" özelliği taşıyor. Dizinin çekimleri, Kocaeli'ndeki Seka Film Platosu'nda eski Beyoğlu, İstiklal Caddesi ve Pera'nın kopyasının inşa edildiği sette devam ediyor.
Aksiyon sahnelerinin çekimi, Titanic, Er Ryan'ı Kurtarmak ve Spider Man gibi birçok Hollywood yapımının "second unit" uzmanı Dusan Hyska ve ekibince gerçekleştiriliyor. Oyuncuların makyajları da "Lorenzo'nun Yağı,Çarli'nin Melekleri, Temel İçgüdü, Jaws 3" gibi önemli filmlerin makyajcısı David Craig Forest ve ekibi tarafından yapılıyor.
Bazı sahneleri de "Lost" ve "Prison Break" dizilerine imza atan Amerikalı ünlü yönetmen ve yapımcı Bobby Roth çekiyor.
DİZİNİN YAPIMCISI SERDAR ÖĞRETİCİ
Dizinin yapımcısı Serdar Öğretici, AA muhabirine yaptığı açıklamada, televizyon tarihinde ilk kez Osmanlı polisiyesi çektiklerini, diğer dizilerle kıyaslandığında maliyetin yüksek olduğunu söyledi. Riski bildiklerini ancak risk almadan güzel şeyler yapılamayacağına dikkati çeken Öğretici, "TRT sağ olsun, arkamızda durdu. Böyle bir projeye olanak sağladı.
'Değişik, farklı bir şey, uluslararası düzeyde kaliteli bir şey yapalım' diye yola çıktık. Bugüne kadar iyi geldik, daha da güzelleştirerek devam edeceğiz" şeklinde konuştu."Biz bir kapı açalım, arkamızdan gelinsin ve daha iyileri yapılsın dedik" ifadesini kullanan Öğretici, "Gerçekten cesaret edilmesi zor bir işti. Biz bunu desteklerle başardık. İnşallah arkamızdan daha yeni arkadaşlar gelir, onlar daha güzelini yapar, çıtayı daha yükseğe koyar. Hedefimiz, amacımız bu" diye konuştu..
"İZLENME ORANLARI BEKLENTİMİZİN ÜZERİNDE"
Dizinin izlenme oranlarının beklentilerinin üzerinde olduğunu, güzel tepkiler aldıklarını aktaran Öğretici, dizideki gelişmelerin anlaşılabilmesi için ilk bölümünden sonuna kadar izlenmesi gerektiğini vurguladı. TRT'nin diğer dizisi "Diriliş" ile kıyaslandığında, Filinta'dan daha iyi olduğunu, kendilerinin ikinci planda kaldıklarını ifade eden Öğretici, bunun türlerin farklı olmasından kaynaklandığını dile getirdi.
Dizinin yurt dışına satılması için çalışmaların devam ettiğini kaydeden Öğretici, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Dediğim gibi sırf yurt içini düşünmedik. Uluslararası düzeyde bir iş planladık, baştan böyle girdik. Bu yüzden bir senenin üzerinde, çok uzun hazırlık süreci geçti. Yurt dışından da güzel tepkiler alıyoruz. Bazı bölgelerde kısmen satışlar oldu gibi. Şu an Ortadoğu bölgesi daha çok. Nisanda Fransa'da bir fuar var, oraya katılacağız.
Oradan da inşallah Avrupa, Güney Amerika, belki Amerika'yı zorlayacağız. Şu anda zaten bağlantılar geliyor."
"SÜRPRİZ OYUNCULAR OLACAK"
Filinta'yı 100 bölüm planladıklarını belirten Öğretici, bu sezonu 26'ncı bölümde bitireceklerini, üçüncü sezonda ise finalle sona erebileceğini söyledi.Diziye her bölümde konuk oyuncuların girip çıktığını, bazen de kaldıklarını anlatan Öğretici, "Wilma Elles geldi, normalde çıkacaktı. Karşılıklı beğeni oluştu. Hem onun hem de bizim tarafımızda, kalmasına karar verdik. Yeni, süpriz oyuncumuz var. Sürprizleri seviyoruz, devam edeceğiz bunlara" şeklinde konuştu.
Dizinin 1850 ile 1900 arasında geçtiğini aktaran Öğretici, "O döneme uygun dekor inşa ettik. İç ve dış mekanlar da oldukça fazla çünkü polisiyede çok fazla mekana ihtiyaç var. Her bölümde ayrı olay oluyor, ayrı hikaye işleniyor. O yüzden böyle büyük bir yer inşa etmek ihtiyacı vardı. Filinta, normal dizilere göre pahalı prodüksiyon, dekoru, kostümü, senaryosu ve aksiyon sahneleri maliyetli arttırdı. Oyuncular arasında güzel uyum var. Herkes mutlu. Neredeyse 6 günde bir sinema filmi çekiyoruz. Günde 12 saatten az çalışılmıyor. Ağır şartlarda çalışılıyor. Ortaya güzel iş çıkınca herkes mutlu oluyor" değerlendirmesinde bulundu..
"FİLİNTA MUSTAFA KARAKTERİ"
"Filinta Mustafa" karakterini canlandıran başrol oyuncularından Onur Tuna da sette birlikte çalıştığı, 20-30 yıl tiyatroya vermiş insanlardan çok şey öğrendiğini söyledi.Kendisini başrol oyuncusu gibi değil, ekibin parçası gördüğünü, dizide rol almaktan mutluluk duyduğunu aktaran Tuna, çocukların Osmanlı'ya kitaplardan ve sınav sorularından aşina olduğunu kaydetti.Tuna, şu görüşleri paylaştı: "Bu işi yapmaya başladıktan sonra daha derin araştırmalarım oldu. O dönemin resimleri, kıyafetleri, insanları, fesin püskülünü ne tarafa doğru takıyorlardı? Standart bilgimin dışında, Osmanlı kültürüyle alakalı bilgi edinmede artış oldu.
Dönem içinde olmanın zorluğu veya konu olarak beni zorlayan taraf yok çünkü insan, her yerde insan. Mafya ve parasal ilişkileri, liman ticareti, kaçakçılıklar, hırsızlıklar, cinayetler bunlar dünyanın her yerinde günümüzde de işlenen suçlar. Polisiye hikaye çektiğimiz için Osmanlı fonunda fantastik dünyada günümüzde de işlenen suçları epizodik olarak parçalayıp seyircilere sunuyoruz."
Çevresinden olumlu bildirimler aldığını anlatan Tuna, "Teknik olarak baktığınızda iyi sinema izleyicileri, bu işin iyi olduğunu, iyi ışıklarda, iyi mekanlarda, sanat, kamera ve yönetmen, oyuncu gruplarının elinden gelenin fazlasını yaptığını göreceklerdir. Bu, büyük bir prodüksiyon. Maliyeti de büyük. TRT'ye bu konuda teşekkür ediyorum" dedi.
KIVANÇ TATLITUĞ'A BENZETİLİYOR
Sosyal medyada hem Kıvanç Tatlıtuğ'a hem de Kenan İmirzalıoğlu'na benzetilmesini de değerlendiren Tuna, kimsenin yerini doldurmak hedefinde olmadığını belirtti."Bu insanlar, Türkiye'de birçok proje yapmış, iyi işlere imza atmış, birçok markanın yüzü olmuş" diyen Tuna, "Mesleğimin daha başındayken, bu tarz, adını insanların hafızasına kazımış iki Türk aktörü ile kıyaslanmak ya da onlarla aynı yolda olduğumu düşünmeleri mutluluk verici.
Bunun birilerinin yerlerini doldurmak ya da fiziksel olarak birilerine benzemekle alakalı bir şey olduğunu düşünmüyorum" görüşünü paylaştı..Geçen yıl 6 Temmuz'dan beri hem fiziksel hem de psikolojik olarak canlandırdığı karaktere bürünmeye çalıştığını vurgulayan Tuna, "O kadar çok vakit harcadım ki, Mustafa var artık kafamda" dedi.Haftanın 6 günü, günde ortalama 15-16 saatin sette geçtiğini, yoğunluğa alıştığını ifade eden Tuna, sette güzel sinerji oluştuğunu anlattı.
"ANİTA ROLÜYLE WİLMA ELLES"
Türk seyircisinin "Öyle Bir Geçer Zaman Ki" dizisinde "Caroline" karakteriyle tanıdığı, Filinta'da "Anita" rolünde casusu canlandıran Wilma Elles de tarihi filmde oynadığı için çok heyecanlı olduğunu söyledi.Dizinin Türkiye'nin ilk Osmanlı polisiyesi olduğuna dikkati çeken Elles, "Çok heyecanlı ve çok büyük bir prodüksiyon. Burada bütün imkanlar sağlanıyor. Dünyadaki en büyük film platosunun üstündeyiz. Sinema tadında çekiliyor. Osmanlı hayatının tamamen içindeyiz. Osmanlı dönemini biraz araştırdım" ifadesini kullandı. Dizide Avrupa'nın en ünlü şarkıcısı, Alman İmparatoru'nun kızı ve casusu oynadığını aktaran Elles, "O kadar teklifler, projeler geldi. İyi ki bekledim çünkü gerçekten bu rol inanılmaz bir karakter. Her bölüm ayrı konu. O yüzden dizi yeni heyecan katıyor" dedi.
"HARBİYE NAZIRI ESAD PAŞA"
"Harbiye Nazırı Esad Paşa" karakterini canlandıran Yosi Mizrahi de 22 yıldır profesyonel oyunculuk yaptığını, ilk defa tarihi filmde oynadığını dile getirdi.Seneryonun ilk üç bölümünü heyecanlanarak okuduğunu, hemen kabul ettiğini anlatan Mizrahi, şöyle konuştu: "Esad Paşa, Eşekçi Sermet'in fakir oğlu. Hayatı boyunca hep fakirlik çekmiş. günlerce parasızlıktan sadece patates yiyerek hayatını geçirmiş bir adam. Kurtuluşu orduda bulmuş. Er olarak girdiği bahriyede başarılara imza atmış. Hırslı, ihtiraslı, güce inanan, bu uğurda hiç kimsenin gözünün yaşına bakmayan bir adam.
Bahriye nazırlığına kadar yükselmiş, daha sonra da padişahın gözüne girerek, birtakım işler çevirerek, dahiliye nazırlığına yükselmiş bir karakter. Amacı Sadrazam olmak."Mizrahi, dizide paşa olarak sürekli emirler verdiğini ancak gerçek hayatta emir kipini çok fazla kullanmadığına dikkati çeken Mizrahi, "Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır' zihniyetini güden bir adamım" dedi.Mizrahi, sözlerini "Esad Paşa'yı seyirciler çok sevdi, sosyal medyadan da geri dönüşüm aldık. Bu rolün uzun sürmesini temenni ediyorum. Çalışma ortamımız çok iyi. Tabiri caizse elimizi soğuk sudan sıcak suya sokmuyorlar" diyerek sonlandırdı.