Rus İşgalinin Acıları Beyaz Perdeye Aktarılıyor
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz ve film teknik ekibinin çekim alanlarında incelemeleri Kenan Yavuz'un açıklamaları Yönetmen Cem Akyoldaş'ın açıklamaları Rus işgalinin acıları beyaz perdeye aktarılıyor Rus işgali nedeniyle vatan topraklarından göç etmek zorunda kalan Bayburtluların hikayesi beyaz perdeye taşınıyor SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz'un dedesi Sait Yavuz'un gerçek yaşamından aktarımlarıyla yazılan senaryo ile işgal öncesi, işgal, göç ve göç sonrası dönem beyaz perde aracılığıyla günümüze aktarılacak Yavuz: "Bu film ile hem tarihimizi bir defa daha doğru ve objektif gözle seyircinin önüne getirmiş olacağız, hem de Bayburt'un kültürel yaşamını göstermiş olacağız" ABDULKADİR NİŞANCI - Rus işgali nedeniyle vatan topraklarından göç etmek zorunda kalan Bayburtluların hikayesi beyaz perdeye aktarılıyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz ve film teknik ekibinin çekim alanlarında incelemeleri
Kenan Yavuz'un açıklamaları
Yönetmen Cem Akyoldaş'ın açıklamaları Rus işgalinin acıları beyaz perdeye aktarılıyor
Rus işgali nedeniyle vatan topraklarından göç etmek zorunda kalan Bayburtluların hikayesi beyaz perdeye taşınıyor
SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz'un dedesi Sait Yavuz'un gerçek yaşamından aktarımlarıyla yazılan senaryo ile işgal öncesi, işgal, göç ve göç sonrası dönem beyaz perde aracılığıyla günümüze aktarılacak
Yavuz:
"Bu film ile hem tarihimizi bir defa daha doğru ve objektif gözle seyircinin önüne getirmiş olacağız, hem de Bayburt'un kültürel yaşamını göstermiş olacağız"
ABDULKADİR NİŞANCI - Rus işgali nedeniyle vatan topraklarından göç etmek zorunda kalan Bayburtluların hikayesi beyaz perdeye aktarılıyor.
Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) Türkiye Başkanı Kenan Yavuz'un dedesi Sait Yavuz'un gerçek yaşamından aktarımlarıyla yazılan senaryo ile işgal öncesi, işgal, göç ve göç sonrası dönem beyaz perde aracılığıyla günümüze taşınıyor.
Film, Bayburt'un Beşpınar köyünde yaşayan Sait Yavuz'un henüz yeni evliyken Sarıkamış Harekatı'na katılması, Ruslara esir düşmesi, bu esaretin ardından doğup büyüdüğü vatan topraklarına döndüğünde işgal yıllarında göç etmek zorunda kalan ailesini arayışını konu alıyor.
Yönetmen, senarist ve teknik ekiple film çekimlerinin yapılacağı Bayburt'ta incelemelerde bulunan Kenan Yavuz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1913-1918 yıllarında kadim topraklarda yaşanan acıların beyaz perdeye aktarılacağını söyledi.
Filmin günümüzle de harmanlanacağını belirten Yavuz, "Bu vesile ile Bayburt'un kültürel zenginliğini, bugününü ve geçmişini harmanlayarak geçmişte yaşanan acıları, dramları ve bu topraklarda yaşanan ihaneti yaşanmış gerçek olaylar ile gözler önüne sereceğiz." dedi.
Yavuz, dedesinden dinleyerek kaleme alınan senaryonun beyaz perdeye objektif bir şekilde aktarılması adına çalışmaları titizlikle yürüttüklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bu film ile hem tarihimizi bir defa daha doğru ve objektif gözle seyircinin önüne getirmiş olacağız hem de Bayburt'un kültürel yaşamını göstermiş olacağız. Kuşaklar arasındaki farklılıklar ve bugün yaşayan kuşağın geçmişte yaşanan acılardan habersiz olmaları dertlendiğimiz konulardan biri. Dolayısıyla filmimiz aracılığıyla yaşananları bugünkü kuşağa da aktarma fırsatı yakalamış olacağız."
Geçmişte yaşanan acıların bir daha yaşanmayacağının garantisi olmadığına işaret eden Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü:
Tarihten ders almak
"Tam tersine bu topraklarda 1914'te nasıl bir göç oldu ve acılar yaşandıysa bugün de Suriye'de aynı şeyler gerçekleşiyor. 2,5 milyon insan ülkesini terk etmek zorunda kaldı ve ülkemizde ağırlanıyor. Dolayısıyla tarihten ders alınmadan geleceği tanımlamak ve doğru politikaları oluşturmak mümkün değil. Onun için geçmişimizi sadece tarihsel boyutuyla değil aynı zamanda kültürel boyutuyla da ele alıp, değişmemesi gereken değerleri değiştirmemeyi öğrenmemiz lazım. Evet, teknoloji gelişiyor, ayak uydurmamız lazım. Bilim değişiyor, yaşamdaki yönetim sistemleri değişiyor, kullandığımız araçlar değişiyor, birçok şey değişiyor ama değişmesi gerekenlerin yanında değişmemesi gerekenler de var. Onlar da sonsuza kadar sahip olmamız gereken, bizi biz yapan değerlerdir. İşte tüm bu değerleri, kültürü ve yaşamı inşallah bu filmde işleme gayretinde olacağız."
Filmin yönetmeni Cem Akyoldaş ise hikayenin yaşandığı Bayburt ve yöresinin mevcut şartlarla o dönemi yansıtacak doğal bir film platosu olduğunu belirterek, kentin doğası, renkleri ve havasının o dönemi, zorlukları, sıkıntıları yansıtmak için elverişli olduğunu dile getirdi.
Filmin çekimlerine temmuz ayında başlanacağını bildiren Akyoldaş, "Yaklaşık 8 haftalık bir çekim sürecimiz var. Temmuz ve ağustos aylarında gerçekleşecek çekimlerin ardından kış sahnelerimiz olacak. Kış sahnelerimiz içinde kasım-aralık gibi tekrar Bayburt'ta olacağız. Yaklaşık bin kişi bu filmin içinde yer alacak. Filmimizin vizyon tarihini Şubat 2017 gibi planlıyoruz." ifadelerini kullandı.
