Sardes Antik Kenti'nde Sinagog Restorasyonu Köylü Kadınlar Tarafından Yapılıyor
Manisa'da Lidya Krallığı'nın başkenti Sardes Antik Kenti'nde bulunan çağının en büyük sinagogunda yenileme çalışmalarında köylü kadınlar da görev yapıyor. Sinagogdaki 2 bin yıllık taban mozaiklerini Sart Mahallesi'nde yaşayan kadınlar yeniliyor.
MANİSA'da Lidya Krallığı'nın başkenti Sardes Antik Kenti'nde bulunan çağının en büyük sinagogunda yenileme çalışmalarında köylü kadınlar da görev yapıyor. Sinagogdaki 2 bin yıllık taban mozaiklerini Sart Mahallesi'nde yaşayan kadınlar yeniliyor.
Lidya Krallığı'nın başkenti Sardes'te 120 yıl önce başlayan kazı ve restorasyon çalışmaları devam ediyor. ABD Wisconsin Üniversitesi'nden Prof. Dr. Nick Cahill başkanlığında devam eden çalışmalarda üst kısmı 3 yıl önce çatı ile kapatılan sinagogda, zemindeki mozaik taşlar köylü 9 kadın tarafından temizleniyor. 1963 yılında keşfedilen sinagogda restorasyon çalışmalarının 3 yıldır devam ettiğini kaydeden Kazı Başkanı Prof. Dr. Cahill, sinagogun antik dünyanın en büyük sinagoglarından biri olduğunu söyledi. Prof. Dr. Cahill, mozaiklerin farklı bölgelerden getirilen taşlarla aslına uygun şekilde restore edildiğini söyledi.
'ÇALIŞMALARIMIZI YÜRÜTEN EKİP İSE OLDUKÇA TECRÜBELİ'
Kendilerinin gözetiminde, restorasyonun Sart Mahallesi'nde yaşayan tecrübeli 9 kadın tarafından yapıldığını belirten Prof. Dr. Cahill "Bu sinagog antik dünyada en büyük sinagog olarak kayıtlara geçmiş. 1963 yılında keşfedilmiş. Mozaiklerin hepsi kaldırılarak beton zemin üzerine yeniden konulmuş. Ancak aradan geçen 50 yıllık süre zarfında zeminde çatlaklar oluşmuş. Mozaikleri korumak için 3 yıl önce sinagogun üstü çatı ile kaplandı. Bu mahallede yaşayan kadınlar tarafından 3 yıldır restorasyon çalışmalarımız sürüyor. Çalışmalarımızı yürüten ekip ise oldukça tecrübeli" dedi.
'TARİHE ELİMİZ DEĞİYOR'
Mozaik restorasyonunda görev alan Sevinç Akçayım ise çalışmalara mahalledeki komşuları ve kızı Ayşenur Akçayım ile katıldıklarını söyledi. Akçayım, "Bu işi severek yapıyoruz. Çünkü tarihe elimiz değiyor. Bu çok farklı bir duygu. Bizler yaşlandığımızda çocuklarımız buraya gelecekler ve 'Bu restorasyonu annelerimiz yaptı' diyecekler. Nakış yapar gibi çalışarak tarihi yeniden canlandırıyoruz" ifadelerini kullandı.
