Şeb İ Arus'a Mevlana'yı Anlamak İçin Gelinmeli
Farklı dinler ve inanışlardan insanlar, dünyanın dört bir yanından Konya'ya gelerek, 17 Aralık'ta düzenlenen Şeb i Arus törenlerinde, insanlığı barış ve kardeşçe yaşamaya davet eden Mevlana'nın ...
İBRAHİM YOZOĞLU - Farklı dinlere ve inanışlara mensup insanlar, dünyanın dört bir yanından 17 Aralık'ta düzenlenen Şeb-i Arus törenleri için Konya'ya gelerek, insanlığı birlik, beraberlik, barış ve kardeşçe yaşamaya davet eden Mevlana'yı anlamaya çalışıyor.
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Nuri Şimşekler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Şeb-i Arus" törenlerinde farklı din, dil, ırk ve mezhepten "Gel, ne olursan ol yine gel" çağrısı ile bir araya gelen insanların Mevlana'yı anlaması ve semadan mana çıkarması gerektiğini söyledi.
Mevlana'yı çağdaşı ve kendisinden sonra gelen mutasavvıflardan ayıran özelliğinin, söylediklerini açık, net ve güzel bir şekilde her insana aktarabilmesi ve kendi ölümünü "düğün" olarak adlandırması olduğunu belirten Şimşekler, Şeb-i Arus törenlerinde musiki ve Ayin-i Şerifin yanında, onun fikirlerinin anlaşılması amacıyla konferans ile sempozyumların da düzenlendiğini dile getirdi.
"Sema Mevlana'nın ulaştığı en son noktadır"
Şeb-i Arus törenlerinde sema gösterilerinin yanı sıra mesnevi dersleri, sergiler ve sohbetler gibi 200 ayrı etkinliğin gerçekleştirildiğine dikkati çeken Şimşekler, şunları kaydetti:
"7 Aralık'ta başlayacak etkinlikler 17 Aralık gecesi sona erecek. Sema, Mevlana'nın ulaştığı en son noktadır. O bu noktaya nasıl gelmiş, fikirleri, düşünceleri neydi, o noktaya niçin geldi? Bunları öğrenmek için düzenlenen konferanslara, sempozyumlara katılmak gerekiyor. Mevlana'yı sadece mezar ziyareti, semayı da sadece raks olarak seyretmeye değil, herkesi Konya'ya Mevlana'yı anlamaya ve semadan mana çıkarmaya davet ediyoruz" diye konuştu.
"Ölümümüze yok olma demeyin"
Şimşekler, "Şeb-i Arus"un "düğün gecesi" anlamına geldiğini anımsatarak, "Nasıl düğün gecesi iki sevgili halvet olur, birleşir, bir araya gelirse, ayrılıklar sona ermiş olursa; Mevlana da Mesnevisinin başında söylemiş olduğu ayrılıklarını o gece sona erdirdiği için 'Düğündür bizim ölümümüz. Bizim ölümümüze yok olma demeyin sakın' diyor" ifadelerini kullandı.
Mevlevilerin 17 Aralık'ı tarih boyunca mevlevihanelerde düğün gibi kutladığını hatırlatan Şimşekler, Mevlana'nın cenazesinde Müslümanların yanı sıra Hristiyanlar ve Yahudilerin de bulunduğuna işaret etti.
Cenazesinde, Hristiyanların İncil, Yahudiler Tevrat, Müslümanların ise Kur'an-ı Kerim okuduğunu aktaran Şimşekler, "Mevleviler, Mevlana'nın şiirlerinden örnekler, 'Ölüm günü tabutum götürüldüğü zaman vah, yazık demeyin sakın' gazelini okuyor. Böyle bir ortamda, farklı dinlerden, farklı milletlerden insanların katılımıyla Mevlana'nın bedeni toprağa teslim ediliyor" dedi.
Şimşekler, Mevlana'nın ölüm döşeğindeyken etrafındakilerin gelip başında dua etmesini, sağlık dilemesini kesinlikle istemediğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Mevlana son şiirinde 'Benim sevgiliye kavuşmamı mı istemiyorsunuz. Artık bu dünyadan göçme vakti geldi' diyor. Şiirinin son beytinde de 'Dün gece rüyamda bir ihtiyar gördüm ve eliyle bana işaret ederek bizim tarafa gel diyordu' yazılı. Bu son şiiri gece söylemiştir. Şiirin ardından ertesi gün iyice ağırlaşmış ve 17 Aralık'ta güneş batmaya yakın, yıllarca ayrılığından şikayet ettiği sevgilisine kavuşmuştur." - Konya