Şırnaklı Yönetmen Erdal Salihoğlu, 'İnanç' Filmiyle Altın Kamera Ödülünü Kazandı
Yönetmen Erdal Salihoğlu, babasının hikayesinden esinlenerek çektiği 'İnanç' adlı film ile İran Uluslararası 5 Film ve Fotoğraf Festivali'nde Abbas Kiyarüstemi adına verilen Altın Kamera ödülüne layık görüldü. Film, öğretmen ve öğrenci arasındaki dil ve kültür farklılıklarını konu alıyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Film Tasarımı ve Yönetmenliği'nden mezun Erdal Salihoğlu, okuldan olduktan sonra ilk uzun metrajlı filmini çekmeye karar verdi. Salihoğlu, dedesinin okula göndermediği babasının hikayesini ilham alarak 'İnanç' isimli senaryosunu hazırladı. Köye atanan ve Kürtçe bilmediği için köydekiler ile iletişim kurmakta zorlanan bir öğretmenin dedesini şikayet etme tehdidi ile başlayan film, öğretmenin Kürtçe, dedesinin Türkçe öğrenmesi ile farklı bir anlam kazanıyor.
'SALİH KARAKTERİNİ OKUTMAK İSTEDİM'
Filmin çekimi için Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası, Şırnak Valiliği, Şırnak Belediyesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü de destek verdi. Salihoğlu, çektiği 107 dakikalık filmle ' İran Uluslararası 5 Film ve Fotoğraf Festivali'ne başvurdu. 12 Ekim'de İran'da düzenlenen festivalde Salihoğlu'nun çektiği film, ünlü yönetmen Abbas Kiyarüstemi adına verilen 'Altın Kamera'yı kazandı. Ekibine teşekkür eden Salihoğlu, "Dönemin şartlarından dolayı babam okuyamamıştı. Ama ben filmimde Salih karakterini okutmak istedim. Babam okuyamamış olabilir ama tüm evlatlarını canı pahasına okutmak istedi ve okuttu. Bu filmi çekerken tüm ekibimin bu kadar fedakar davranmasından dolayı hepsine teşekkür ediyorum. Halihazırda projelerimiz var. Tek hedefim; yine filmler çekmek. Şu anda olduğu gibi güzel başarılara imza atmak ve Şırnak'ı temsil etmek" dedi.
'BENİM İÇİN GURUR VERİCİ BİR OLAY'
Salihoğlu, "Şırnak'ta, Geçitboyu köyünde yaşıyorum. 'Bawer', İnanç isimli filmimde buradaki hikayelerden esinlendim. Babamın anlatmış olduğu bir hikayeden esinlendim. Filmde anlatmak istediğim olay, tamamen empatiydi. Bir şeylerin zorbalıkla, şikayetle, tehditle olmayacağını aslında coğrafyamızın dilini, kültürünü bildikten sonra buranın halkı ile ne kadar iç içe olunabileceğini, ne kadar anlaşılabilir olacağını anlattım ve babamın hikayesinden yola çıktım. Babam küçükken okumak istiyor ama okutulmuyor. Çünkü dönemin şartlarında güvensizlik söz konusu. Buraya o zamanlar atanan bir öğretmen, babamı okula almak istiyor. Ama dedem bu güvensizlikten dolayı göndermiyor. Öğretmen, dedemin babamı neden göndermediğini sorgulamak yerine 'Seni oraya buraya şikayet ederim' diyor ve tartışma çıkıyor. Karakterimin bu dedeyi, babayı anlaması üzerinden yürüdüm. Aslında empatinin olayları ne kadar çözeceğini, orada anlatmak istedim. Bu çekmiş olduğum 'Bawer' isimli film ile uluslararası mecrada katılımlar sağladım. Daha sonra 'İran Uluslararası 5 Film ve Fotoğraf Festivali'nde 'Altın Kamera' ödülüne layık görüldüm. Bu benim için gurur verici bir olay. Mutlu oldum açıkçası. Bundan sonraki kariyerimde de coğrafyamın hikayelerini, buradaki insanların anlatamadığı birçok şey için dil ve söz olmak istiyorum" diye konuştu.